Metres

8.8K 581 9
                                    

Alex violanın kendisini bırakıp gittiği günü dün gibi hatırlıyordu. Sabah yanında violayı görecek olmanın mutluluğu ile uyanmış bunun yerine yatağın soğuk tarafıyla karşılaşmıştı. Violanın kahvaltıya veya bahçeye indiğini düşünerek kalkmış banyosunu yapmış hazırlanmış ve karısını bulmak üzere aşağı inmişti. Sorduğu zaman kimse violanın nerede olduğunu bilmediklerini söylüyordu.Violanın kaybolmalarına alışkındı ya bahçede bir çiçeğin dibinde ya gölün kenarında ya da atların yanında olurdu. Yine dorayı sevmeye gitmiştir diye düşünmüştü kendince ta ki akşama kadar haber çıkmayınca endişelenmeye başlamıştı karısı ona haber vermeden uzun süreli ortadan kaybolmazdı.sabah bir iki yere baktırdıktan sonra viola ortada olmayınca aramayı genişletmiş yine bir haber alamayınca içten içe korkmaya başlamıştı aklına gelen tek şey ise Christian gerçeğiydi.Violanın kaçırılmış olabileceği gerçeğinden ölesiye korktuğunu bu düşünce kalbini delercesine ağrıttığında farketmişti. Geceye kadar Violayı aramış atına atladığı gibi christianın gidebileceği heryere bakmıştı.Geceyarısı umudunu kesmiş vaziyette eve elleri boş dönmüş bikaç kadeh viski içmek üzere çalışma odasına gitmişti. Adamları hala violayı ararken kendisi umudu kesmiş birdaha violanın yüzünü göremeyecek olursa kahrından öleceğini düşünüyordu.

Bir ay boyunca hergün sabahtan akşama kadar violayı aramıştı.1ay geçmişti çalışma masasında oturmuş her gece yaptığı gibi içkisini yudumluyordu şarhoş olunca acısı hafifliyor violayı daha az düşüneceğini sanıyordu. Bir şişeyi bitirdikten sonra ayağa kalkıp doranın yanına gitmek için her zaman ki gibi ahırın yolunu tutmak istemiş ama sarhoş olmanın etkisiyle sendeleyip masanın üzerindeki kağıtları devirmişti. Kağıtarın yanından geçip gitmeyi düşünürken gözüne violanın el yazısı çarpmıştı. ikiye katlanmış kağıdı hızlıca eline alarak masasına oturdu.Yarım kalan Viskisinden bir yudum aldı cesaret ararcasına

. Alex'e yazıyordu. Bardağı sertçe masaya koydu.Violanın yazısını nerede görse tanırdı kağıtların arasında kalan bu küçük kağıdıda öyle tanımıştı.. Kağıdı okumaya başladığında yüzündeki heyecanlı ifadenin yerini çok başka şeyler almıştı.

-''Ben gidiyorum Alex, seninle olamam, bunu ikimizede yapamam''
''Sevgiler Viola''

Alex kağıdı iğrenerek yumruğunun içinde ezdikten sonra bardağından bir yudum içerek sinirle bardağı duvara fırlatmış ve kahyasını çağırarak bütün aramalara son verilmesini istemişti.Evdeki herkes bu habere çok şaşırmış bütün aramaların neden durdurulduğunu merak etmişti. O gece sabaha kadar Violayı çok sevdiği için kendinden nefret etmiş birdaha asla kalbinin kapılarını açmamak üzere kapatmıştı. Viola onu hiç sevmemişti belli ki çünkü gitmesinin başka bir anlamı olamazdı. Geceleri yatağında zevk çığlıkları atan eşi demek ki sadece yatağında olmaktan memnundu. O geceye kadar da yatakta mutlu olduğunu düşünüyordu. Hatta birlikte mutlu olduklarını düşünüyordu.Sevgili eşi, karısı, güzel violası bir yalanı yaşatmıştı kendisine ve alex yalanlardan nefret ederdi. Kağıtta ki gözyaşları da timsah gözyaşlarından ibaretti.

Ogünden sonra alex herkesten gizli bir dedektif tutmuş araştırmasını istediği eşinin dedektifin tarifiyle christian olduğunu anladığı birisiyle buluştuğunu öğrenmişti. Violanın ihanetiyle birkez daha sarsılmış violanın amcasına kendisini violayla evlendirdiği için lanetler okumuş dedektifi gittikten sonra da kendisini eski metreslerinden birinin yatağına atmıştı.

Şimdi ise bir aydan fazla olmuştu ve alex violayı tamamen aklından çıkarmış vaziyette o balo senin bu partiler benim yanında hergün farklı bir kadınla vakit geçiriyordu.Her gece farklı bedenlerde aynı kişiyi aradığını fark ettiğinde geceyi o an sonlandırıp üzerini giyiniyor ve soluğu londranın ücra köşelerindeki barlarda alıyordu. Barlardaki dövüş bahislerine katılıyor her round oyunun galibi oluyordu tabi kendisinin aldığı darbeler ve yaralarda cabasıydı.Hırsını ve sinirini bu şekilde çıkarmaya çalıştığının farkındaydı ama ne yaparsa yapsın başaramıyordu . Başını yastığa koyduğunda gözünün önüne gelen violadan başkası değildi. Rüyalarını violayla geçirdiği geceler süslüyordu.
Bütün sosyete Claymore dükü Alex Westmoreland'ın bu hallerini konuşuyordu. Cemiyet hayatında dedikodular almış başını gitmiş herkes Claymore düşesi Viola'nın Alex gibi kaba bir adama dayanamayıp onu terkettiğini hatta başka bir adamla kaçmış olabileceğini evliyken bir ilişkisi olduğundan bile bahseder olmuşlardı. Alex'in cemiyetteki lakabı da bu düşünceleri doğrular nitelikteydi . Karısından bahsetmemesi aldattığını doğruluyordu kendilerince. Ve bugüne kadar alexin ne bir davete katıldığı görülmüştü ne de leydilere centilmence davrandığı. Çok zengin olması onu mükemmel bir damat adayı yapıyor olsada herkes ondan ve bakışlarından korkardı. Violanın etrafta görünmemesi alexte gözü olan bayanlar için bir fırsat haline gelmiş şimdi her davette görünen alexin gözüne girebilmek için bin bir türlü şaklabanlık yapmaya başlamışlardı.
~~~~~~
Viola için günler geçmek bilmiyordu. Alexi bırakıp evden çıktığı o gece at arabasına binip limana gitmek üzere yola koyulmuş ama yolda fikir değiştirip arabadan inmişti. Christianın yanına gidemezdi Alexin hayatını kurtarmak için bile olsa buna katlanamazdı . Christian Violanın yokluğunu öğrendiğinde onunla limanda buluşmadığı için kızacak bile olsa Alexe zarar vermeyecekti çünkü Viola alexi terkederek onu çok üzmüş ve christianın intikamını almasını sağlamıştı. Bütün hesapların kapandığını düşünüyordu.
Alexin hayatta kalmasını sağlamıştı kendisi acı çekiyordu ama buna değerdi sevdiği adam iyiydi. İyimidir acaba diye düşündü yoksa benim gibi acı o da acı çekiyor mudur diye düşünmeden edemedi.
Alexin iskoçyada bulunan dağ evine gelmişti burada onu aramak kimsenin aklına gelmez diye düşünmüştü. Alex birkeresinde laf arasında buradan bahsetmiş düşes olan büyükannesinin kocası ölmeden önce burada yaşadıklarını eklemişti daha sonra büyükbabası ölmüştü ve büyükannesi anılarla dolu bu evde yaşamak istememiş ve londraya taşınmıştı. uzak olduğu için kimsenin bu eve uğramadığından da behsetmeyi unutmamıştı. Büyük ihtimal Alex burayı aklına getirmeyecekti ve düşündüğü gibi de olmuştu iki aydır kimse onu aramaya gelmemişti.
Şöminenin ateşinde sıcak çikolatasını yudumlarken kucağında ki cemiyet gazetesinin sayfalarını çeviriyordu.Hergün alexle ilgili bir haber görme umudu ile sayfaları tek tek okuyor ama hiçbişe bulamıyordu.
Sayfayı tekrar çevirdiğinde gördüğü resim ve haberle sıcak çikolatasını az daha elinden düşürüyordu. Alex hayatında gördüğü en güzel kadının belinden tutmuş sadece kendisine özel olduğunu düşündüğü gülümsemesini resimdeki kadına sunuyordu. İçinde bişeylerin ezildiğini kırılıp parçalandığını hissetti.Haber Claymore dükü Alex Westmoreland'ın operanın en güzel sesine sahip olduğu söylenen bu kadınla evleneceğini yazıyordu. Leydi juliett denilen bu kadından Viola o an iliklerine kadar nefret ettiğini farketti. Saçları siyahın en parlak halinde dalgalı bir biçimde beline kadar uzanmıştı. Gözleri yemyeşil ve dudakları pembeydi. Alexin sevdiği gibi diye düşündü sinirle. Alex kendisinin dudaklarının pembe rengini o halini çok severdi şimdide metresinin dudaklarını seviyordu belli ki. Gazeteyi hışımla oturduğu kanepenin üzerine fırlattı. Odanın içinde sanki karşısında birisi varmışcasına "Sen ne yapıyorsun Alex" diye sinirle söylendi. Ağlamıcaktı artık ağlamaya son veriyordu . Kendisi acı çekerken içi içini yerken Alex gününü gün ediyordu. Oturduğu yerden kalkarak uşağı çağırdı ve at arabasının hazırlanmasını istedi. londraya doğru yola çıkacağını ekleyerek acele etmelerini de belirtmeyi unutmadı. Hesap sormaya gidiyordu. Fakat unuttuğu iki şey vardı. İlki christian da hala onu arıyor olmalıydı ve döndüğünü duyduğunda peşini bırakmayacak üstelik Alexin hayatını tekrar tehlikeye atacaktı. İkinciside karşısında onu bekleyen onu seven alex yoktu. Londraya vardığında karşılaşacağı tek şey öfkeli, sinirli ve ondan nefret eden bir Alex bulacak olmasıydı.

SONSUZ AŞKIM / TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin