BÖLÜM4-

27 3 2
                                    

21EYLÜL2014
Asya'nın odasının önündeki seslerle ikiside açtı gözlerini Büşra yeni uyandığı için üzerinde mahmurluk vardı. Enes ise ne olduğunu bir an önce anlamak için gözlerini ovuşturdu.

İkiside aynı anda kalkıp ne olduğunu anlamaya çalıştı. Büşra Asya'nın odasına giren doktorları görünce gözyaşlarını tutamadı. Birşey mi olmuştu kardeşine? Ne işleri vardı doktorların burada?

Enes Büşra'nın ağlayan ve endişeli yüzünü görünce onu omuzlarından tutarak kendisine çevirdi ve kafasını onun hizasına indirdi.

"Endişelenme, büyük ihtimalle yoğun bakımdan çıkıyordur. Öyle olmasa doktorlar koşuşturuyor olurdu değil mi? Sakin ol."

Enes'in söyledikleriyle doktorlara baktı. Hiçbirinin yüzünde endişe yoktu. Derin bir nefes alıp doktorlara doğru ilerleyen Enes'in arkasından gitti ve yanında durup konuşmalarını dinledi.

"Doktor bey Asya iyi mi?"
"Durumu iyiye gidiyor. Zaten iç kanaması olup olmadığını anlamamız için yoğun bakımda kalması gerekliydi. Şanşlısınız ki iç kanaması yok. Sabaha karşı da gözlerini açtı. Yoğun bakımda kalması için bir sebep olmadığından normal odaya alıyoruz."

Büşra duyduklarıyla sevinip ellerini hemen yanındaki Enes'in beline sardı ve ona sıkıca sarıldı. Enes doktorlara onları bilgilendirdiği için teşekkür edip Büşra'nın sırtını sıvazladı.

"Asya ya bir şey olmayacak değil mi?"
Enes Büşra'nın sorusuna cevap verecekken telefonu çaldı ve izin isteyerek telefonu açtı.

"Efendim Selin"
"Anlamadım Selin tekrar eder misin?"
"Böyle bir şeyin şakası olmaz. Şaka yapmıyorsun değil mi?"
"Tamam ağlama.Hemen geliyorum ben."

Büşra ne olduğunu anlamak isteyerek anlatması için Enes'e baktı.

"Benim gitmem gerek döneceğim."

Hiçte umduğu gibi yanıt alamamıştı. Ayrıca Selin de kimdi? Karısı mıydı yoksa? Ama elinde alyans falan da yoktu. Kız arkadaşı olabilirdi belki.

Büşra düşüncelerine Asya'nın odasına geldiğinde son vermişti. İçeri girip hemen Asya'nın elini tuttu. Uyumuş olmalıydı tekrar.

"Asya beni bırakma. Eğer bırakırsan seni affetmem. Senin seni seven bir baban var ama benim kimsem yok. Senden başka kimsem yok anlıyor musun? Olmasına gerekte yok. Sen bana başkalarının olabileceği herşeyi oldun. Lütfen bırakma beni." Büşra gözünden düşen yaşı elinin tersiyle silip devam etti.

"Hem bak sana söz veriyorum. Bir daha asla eşyalarına izinsiz dokunmayacağım. Kıyafetlerini giyersem aynen bana yaptığın gibi yıkayıp ütüleyip güzelce dolabına asacağım. Saçlarını itiraz etmeden yapacağım. Söz veriyorum."

Büşra bu sefer gözlerinden akan yaşları durduramamıştı. Kardeşini o kadar çok seviyordu ki.

Gelen telefonla yaşlarını silip gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. Arayan yurt müdiresiydi. Kesinlikle çok kızmış olmalıydı.

" Alo?"
"Büşra Ay ile mi görüşüyorum?"
"Evet müdire hanım benim. Önemli bir şey mi oldu?" dedi.
"Büşra'cım artık yurtta kalamazsınız. Burası her ne kadar özel bir yurt olsa da istediğiniz gibi girip çıkabileceğiniz bir yurt değil. Gece yarısından sonra yurda gelmezseniz ne olacağını biliyordunuz. Aynı şekilde oda arkadaşınızında artık yurtta kalması mümkün değil. En geç yarın eşyalarınızı toplamaya gelin."
"Müdire hanım herşeyi anlatmama izin verin. İnanın bana o zam-'"
"Herşeyi açıkca söylediğimi varsayıyorum. İyi günler." diyerek yüzüne kapattı Büşra'nın. Neydi bu şimdi? Keyfinden mi gitmemişti ?
Ne yapacaktı şimdi? Herşey üst süte geliyordu. Nasıl bir insandı bunlar? Dinlememişti bile. Kendini koltuğa atarak geriye yaslandı. Nerede kalacaklardı şimdi. Bir başlarına bu koca şehirde kalacakları kimse de yoktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KİRLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin