"Bismillahirrahmanirrahim"
Aras ısrarla çalan zil sesini duyunca yerinden adeta fırlamış, koşarak aşağı kata inmişti.
Kim di bu alacaklı gibi zile basan? Homurdana Homurdana kapıya ulaştığında gözlerini ovarak kapıyı açtı.
Kapıyla birlikte ağzıda açık kalmıştı."Aras bey saat kaç sen bu kafa dinleme şeysini biraz abartmadınmı?"
"Offf"
"Oflama abi hazırlan hemen çıkıyoruz."
"Nerden çıktı şimdi hem ben biryere gelmiyorum Kerem bak ben böyle iyiyim abi anladınmı şimdi gidermisin lütfen ☺"
"Hayır kardeşim kapı dışarı kovsanda seni almadan gitmiyorum hiçbir yere bugün beraber kahvaltı yapacağız sonrasına birlikte karar veririz zaten 😁" dedi ve gülümsedi
" Offf peki ben hazırlanayım sen salona geç otur "
Homurdana Homurdana üst kata yöneldi banyoya geçip elini yüzünü yıkadı dolabın karşısına geçti fazla düşünmeden eline gelen Kotu ve tişörtü giyinip aşağı kata yöneldi...
Kerem Aras'ı görünce oturduğu koltuktan fırladı ve konuşmaya başladı bu çocuk konuşurken nefes almayı unutuyordu resmen
"Hazırsan çıkalım Aras Ali ile Mert aradı bizi bekliyorlar"
"Tamam tamam çıkalım sizden kurtuluş yok belli"
"Tabi kardeşim"
dedi ve kahkaha attı ve evden çıkıp arabaya yöneldiler yolculuk boyunca Aras tek kelime dahi konuşmadı. Kafası öyle doluydu ki ve konuşabileceği kimsesi yoktu aslında Kerem vardı Aras'ı lise yıllarından beri yanlız bırakmayan ailesinin tek çocuğu olduğundan olacak ki Aras'ı kardeş ilan etmiş her başı sıkışınca Aras'a koşmuştu... Sonra Ali ve Mert vardı Ankara Polis Meslek Yüksekokulun ilk günlerinde tanışıp iyi birer arkadaş olmuşlardı olmazdı işte kime ne anlatacaktı.
Belkide babasına ihtiyacı vardı babası olsa koşardı babasına anlatırdı tüm derdini sonra babası çözer oğlunu böyle çaresiz kimsesiz bırakmazdı babasını daha 14 yaşındayken kaybetmişti Aras. Annesi başka biriyle evlenmişti. açıkçası Aras ve Ceylin pekte umrunda olmamışlardı annelerinin.
Aras liseyi babanesinin yanında okumuş ve Ankara'da polis meslek yüksek okulunu kazanıp okumak için Ankara'ya gitmişti.
Aslında hiç birsey Aras'ın hayalini kurduğu gibi olmamıştı. evet çocukluktan beri hayalini kurduğu gibi özel harekat polisi olmuştu genç olmasına rağmen bir evi vardı ama ailesi yoktu operasyondan yorgun dönüşünde ne koşarak kapı açan kardeşi ne mutfaktan güzel kokular eşliğinde "oğlum yemek hazır" diye seslenen bir annesi nede ev reisi babası yoktu yanlızdı işte...Aras'tan
Karanlık ve soğuk bir rüzgar yüzüme dokunuyordu. Uzun zamandır içimde yaşadığım karmaşık durumlar artık beni iyice uçurumun kenarına sürüklemişti. Vazgeçmek için bir an bile düşünmeye Mecalim dahi kalmamıştı. Sarmaşıklanan hüzünler bağazımı daha da sıkıyor nefes alamaz hale getiriyordu hayat ve yaşananlar takatsiz yüreğimi iyice dayanılmaz kılıyordu.
Genzime yapışan acı bir is ti çaresizlikti avunmama engel olan! Durup düşünsem halim ne olacak diye! Yine hiçbir sonuca varmıyordum...
Sonunda herşeyin bittiği noktadaydım! orada! O uçurumun kenarında birazcık örselense sendelenen bedenim salıverecektim kendimi boşluğa uçurumun kenarında halsiz bir şekilde bekliyordum taki onu görünceye kadar babam koca yürekli aslan babam öylece bana bakıyor du hiç değişmemişti uzun boyu kömür karası saçlarında birkaç kar beyazı vardı ve baba kokusu."Baba?"
Babam öylece bakıyordu ben bu bakışı bilirdim nezaman bana kırılsa kızsa böyle bakardı dolan gözlerim ve acıdan değişmişti sesim boğazımı temizleyip yeniden konuştum.
"Baba neden öyle bakıyorsun bana kırgınmısın ne yaptım yine? Konuş baba cevap ver yine neden komşu çocuğunu dövdün de konuş baba Ceylin'nin saçını neden çektin de! Bıktım senin yaramazlıklarından de sen hiç uslanmayacakmısın de babamm ama Susma be babam Susmaaa!
Gözyaşlarıma aldırmadan çığlık çığlığa bağırıyordum taki babam yaklaşıp bana sarılana kadar bağırmayı bıraktım boncuk boncuk akmaktan vazgecmeyen gözyaşlarimı elimin tersiyle geri ittim ve babam konuşmaya başladı..
"Neden ağlıyorsun aslanım"
"Baba bırakma beni gitme be babam gitme yanlız bırakma beni çok çaresizim seni çok özlüyorum"
Babam elini yüzümde gezdirdi
"Oğlum canın her yanındığında ağlama ağlamak yerine başın dik ve dirençli olmayı seçersen eğer işte sen ozaman büyümüşsündür sen kurduğun hayallerin kadar büyük, düşüncelerin kadar gerçek duyguların kadar da güzel ve eşsizsindir her kötü olayda kendine kızmak ve cezalandırmak yerine, anlamaya ve dinlemeye çalış kendini gerekirse kendi yaralarını sen sar, göz yaşlarını sen sil, yüreğindeki fırtınaları sen dindir, dertlerini kendinle paylaş, Yeterki pes etme, kararlı ol. Bunun yanı sıra sabrı da öğreneceksin, sen sabretmeyi öğrenebildiysen eğer; hayatta üstesinden gelemeyeceğin hiçbir şey kalmaz. savaş ve savaşta mağlup olan değil galip olan taraf sen ol. Yürüdüğün yolda kayıp düşeceğin zaman çok olacak. Eğer düşmek istemiyorsan adımlarını sağlam at,Kendine güven yanlız yapabileceğine inan yanlız yaşamaya alıştır kendini. Bu dünyada herşeyin bir sonu olduğunu bilerek yaşa. Anne, baba yada arkadaş her birinin gidişine hazırlıklı ol. Çünkü bir gün gelecek hiç hazırlıklı olmadığın bir anda seni terk edecek en sevdiğin ve en çok sevenin terk edecek seni sonuçta yine yanlız kalacaksın iyisimi sen önceden tedbirini al. Güneşin battığı anlarda ışıkların söndüğü demlerin olduğunu hep hatırla ve karanlığa hep alıştır kendini yapayalnız zifiri karanlığa tıpkı dipsiz kuyuya düşmüş gibi. Elbet birgün bütün ışıklar sönecek , kapkaranlık olacak heryer karanlık yıldırmasın seni, korkutmasın. Sen cesaretinle azminle aydınlatacaksın her yanını. Çünkü güneşli zamanlarda çizdigin yol Işıldayan bir meşale gibi aydınlatacak etrafını. İnsanlara alıştır kensini yaşanacak herşey senin için yazılmış bir seneryo ne yana dönersen dön, başka bir rol iyisi mi sen en iyisi oyuncu olmak için bu sahneye yüreğini koy asla vazgeçme hayattan soylediklerimi aklından çıkarma olurmu Ceylin' ni yanlız bırakma...
Dedi ve çenemdeki elini yavaşça çekti saçlarımı öptü yavaşça arkasını döndü benden uzaklaşıyordu cigerlerime kadar işleyen kokusu git gide yok oluyordu Genzim acıdı Gözyaşlarıma engel olmadan seslendim son kez babama huzuruma güvendiğim tek kişiye..
"Babaaam gitm........"
Alarmın sesiyle yatağımdan nasıl fırladığımı şaşırdım. Uykulu gözlerimle sersem sersem telefonu alıp saate baktım saat daha erkendi bugün kafa dağıtmak için Emniyetten aldığım iznim bitmişti. Hemen ayaklanıp banyoya girdim aynada kendime baktım yüzüme soğuk suyu çarpıp rahatladıktan sonra kamuflajları giyinip mutfağa geçtim kahvaltılık birseyler hazırlayıp masaya oturdum birseyler yedikten sonra mutfağı toparlayıp Evden cıktım. Biraz yürüdükten sonra sokağın başındakı Otobüs durağına vardım ve beklemeye koyuldum Çok beklemeden Gelen otobüsü görünce ayaklandım akpili okutup geçtim herzamanki gibi arka sıraki cam kenarına oturdum camdan dışarı yı izlerken çalan telefonla birden irkildim cebimden çıkardığımda Kerem arıyor du dün onu çok endiselendirdim galiba dün beni dışarıya çıkardığında orada çok sıkılıp aniden ayrılmıştım yanlarından daha fazla endişelenmemeliydi hem biraz daha merak ederse kimse susturamazdı onu hemen cevap verdim.
"Selamın aleyküm "
"Aleyküm selam Kerem"
"Nerdesin kardeşim bugün Emniyete geliyorsun değil mi?"
"Evet otobüsteyim Kerem geliyorum"
"Tamam görüşürüz ozaman"
15 20 dk sonra otobüsten inip Emniyette doğru yürümeye başladım yayageçidinden geçerken otobüsten beri siyah kapşonlu birinin beni takip ettiğini fark ettim fark ettirmeden bakmak istedim emin olmam gerekirdi ayak ucuma kadar eğilip ayakkabı bağımla uğraşmaya başladım ona durdu kapşonuyla uğraşmaya başladı uzun boylu kısa sakalı biriydi hemen doğrulup yürümeye devam ettim tabi oda telefonumu çıkarıp ekipten yardım istemeye karar verdim tam Kerem'i arayacakken omzuma inen sert darbe ile yeri boyladım. "Olamaz hayırrr Ceylinn".....