Bölüm şarkısı:Soundtrack at kötü çocuk-Halil Furkan Bektaş
Bazen bir hayal kurma dürtüsü belirir içinde. Bu dürtüye kulak verip vermemek senin elindedir. Aslına bakarsak hayaller hiç olmadık soyut diyarların içinde kendi huzurunda,mutluluğunda kalmak demektir. Gerçek hayat ise tam tersi. Bilindik bir mahallenin ortasında oynayan çocuklar,evde kavga eden aileler,geçimini sağlayabilmek için her türlü işkenceye katlanan kişiler veya canınla cebelleşen insanlar.
Bembeyaz bir oda. Sadece beyaza boyanmış tahta tabanının olduğu bomboş bir oda. Hayallerinin gücü kadar döşemek senin elinde. Hayalperest bir insan. Bomboş odanın içine,tonlarca misket misketin karşısında çocuklar,masanın üstünde pasta,sandalyelerde oturup kahkaha atan arkadaşlar ve karşında elinde bir adet kırmızı gülle seni bekleyen çoban yıldızın. Yüzünde ki tebessümün saflığı kadar acı dolu bir hayatın olmuştur belkide. Hayaller ise o hayatı unutturacak kadar toz pembedir. Yanına yaklaşıyorsun önce bir kalp çarpıntısı,ardından boğazının kuruyup nabzının artması. Gülü nazikçe uzatıyor. Aldığında ki o mutlu tebessüm karışıyor onunkiyle. Daha sonra güçlü kollar sarıyor bedenini. Ne kadar mutlu olduğun canlanıyor gözünde. Odanın içinde ki mutlu insanlar alkışlıyor. Daha sonra bir ses geliyor seni bu mutlu odadan çıkartan. Meğersem hayalinin sonunun gong sesiymiş. Artık geri döndün acıların dolu olduğu hayata. İşte hayaller böyledir. Gerçek hayattan bağımsız,sadece senin içinde ki küçük çocuğun hayal dünyasıdır aslında.
Hayal. Gerçek olamayacak kadar saf,masum,huzurlu ve mutlu bir hayat. Gerçek hayat hayatta her acı türlerini barındıran kısa zamanlı bir mutluluk yaşamı.
Merhabalar. Yeni bir hayat felsefesi ile karşınızdayım. Elimden ne gelirse yazmaya çabalıyorum. Hayalperest kişiliğe sahip olmam beni bu bölüme yazmaya ikna etti.
Öpüldünüz😘
Hayaller gerçek olamayacak kadar masumdur aslında.
Yazan:Yazar Doğa su Düzgün
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşama Tutunmak
Non-FictionÇölün ortasinda ki bir ot misali tutunursun ya hayata hani son damlasına kadar. Kendini bırakırsın ya derinliğe. Uçsuz bucaksız bir çöl kadar. Ama bir ışık görürsün canına can katan. Çoban yıldızı misali girer hayatına. Elinden tutar 'Kalk'der kalka...