Füzyon

SARHOŞ

Neler olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Uzuu...nca bir süre dans etmiştik aynı zamandada içmiştik,ve şimdi o çocukla içmeye devam ediyorum ama tek fark var o da dans etmiyor olmamız zaten ikimizde dans edemeyecek kadar sarhoştuk. Çağatay ise onun hakkında hiçbir fikrim yoktuşuan ne yapıtord-  "Hadi dışarı çıkalım" dedi daha ismini bile bilmediğim yakışıklı çocuk "Olur -onun omzuna kafamı yaslayarak- çıkalım" dedim birbirimize gülümsedik,gülüşüde güzeldi "Hadi o zaman" dedi ve ikimizde ayaklandık yanımızda bikaç çift daha vardı bu önemli değildi asıl önemli olan nereye gidiyor olmamızdı ama bunu düşünemeyecek kadar bitkin hissediyordum. "Gitmek istediğin özel bir yer varmı?" dedi pişkin bir şekilde "Sen seç" dedim aynı şekilde pişkin davranarak "O zaman sana bir süprizim var" dedi 'neğğ' demedim çünkü deseydim bana klasik bir cevap olan 'söylersem süprizin anlamı kalmazki' derdi bende peki dermişçesine ona tekrar gülümseyip sustum.
•••
Baya bi zaman geçmişti ve benim başım çatlarcasına ağrıyordu, acı içinde kıvranırken aynı zamandada bunu belli etmemeye çalışıyordum sol tarafıma baktığımda ismini bilmediğim yakışıklı çocuğu gördüm ne görmeyi bekliyosam aklıma neden bu çocuğa ismini hala sormadığımı düşündüm yanıt bulamayınca sormaya karar verdim
"Adın ne?"
"Alp" dedi ismi fena değildi "Senin?"
"Büşra" dedim kendimi ilkokulda gibi hisettimşuan yaptığımız çok saçmaydı, ikimizde kör kütük sarhoş olmuştuk,daha1 saat önce tanıştığım çocuk beni belirsiz bir yere götürüyordu ve biz birbirimizin ismini daha yeni soruyorduk, cidden gerizekalıydık.
"Geldik" dedi benim başım hala çatlarcasına ağrıyordu, etrafıma bakındım ama etraf karanlık olduğu için buranın neresi olduğunu anlayamadım "Neresi burası?" dedim güldü niye güldüğünüde anlayamadım çünkü anormal bişey söylediğimi düşünmüyordum "Arabadan çıkarsan görürsün" dedi mantıklıydı. Arabadan çıktım bir yerden müzik sesi geliyordu elimi tuttu ve müziğin geldiği yöne doğru ilerledi, elimi tuttuğu için bende ilerledim yine bir bara gelmiştik ama sigara dumanından hiçbir şey görülmüyordu "Burayı sevmedim" dedim çünkü sigaradanda kokusundada herşeyinden ölesiye nefret ederdim "Mızmızlık yapmada gir içeri!" dedi ve beni zorla o bara götürdü. Ben sigara dumanından nefes bile alamazken o umursamaz tavırla bir sigara yaktı ben ona 'ciddimisin,seni lanet olası pislik' bakışı atarken o iki bira söylemişti, yaklaşık 2 dakika sonra biralar gelmişti "Şerefe" demişti bardağını kaldırarak ben ona hala o yüz ifadesiyle bakarken o nasıl bu kadar rahat olabiliyordu "Sigaranı bitirdikten sonra -dudağımı büzüştürerek- belki" dedim ve havalı bir şekilde biramı yudumladım, tabi ne kadar havalı gözüktüm bilmiyorum ama o an kendimi amerikan filmlerinde gibi hissetmiştim, her an arka cebimden bir silah çıkarıp burayı havaya uçurabilirdim
•••
"Kötü hissediyorum"
"Akışına bırak güzelim" dedi gülümseyerek "Bişey sorabilirmiyim?"
"Gidelim"
"Nereye?"
"Evime gelmek -göz kırparak- istemezmisin"
"Niye evine gitmek istiyimki?" dedim ve gerçek yüzüme bir tokat gibi çarptı, benimle yatmak istiyordu!
"Hayır,kalsın" dedim gözlerimi büyüterek "Kendin kaybedersin" dedi. Bu çocuk kendini ne zannediyordu? Başım dönmeye başlamıştı ve midemdeki bulantı pek iyi bir haber değildi "Benim..... lavaboya gitmem gerek" dedim tam yürümeye başladımıştımki... hayır başlayamadım "Sen iyimisin?" dedi güldüm elimi umursamaz bir havada sallarken "Tabikii" dedim "Büşra, iyi değilsin birini aramamı istermisin?" dedi gerçekten birini araması gerekiyordu,ona telefonumu verip "Çağatay" dedim kafasını iki yöne salladı ve telefonumu bana uzattı, tuş kilidini açmam gerektiğini düşünerek kilidi açtım, telefonumu tekrar ona uzattım ve kafamı uzun tezgaha koydum ve Alp'i dinledim
"Alo... Bü-" o andan sonrası bende yoktu.
•••
Uzunca bir süreden sonra havalandığımı hissettim, yavaşça gözlerimi açtım ve ilk gördüğüm o güzel gözler oldu "Çağat-"
"Şşş merak etme ben buradayım" dedi bu korumacı tavrı hoşuma gitmişti "Hmm parfümün çok güzel" dedim,cevap gelmedi daha sonra bi arabaya bindirildiğimi fark ettim büyük ihtimalle Çağatay'ın arabasıydı. Kapı kapandı ve ön kapı açıldı Çağatay bindikten sonra normal olaraktan tekrar kapandı sonra motorun sesini duydum, o an kafama dank etmişti "Ortalıkta olmadığımı fark etmedin mi?"

"Neden fark edeyim ki?" dedi doğru söylüyordu neden fark etsin ki? "Hiç mi umrunda değilim?" dedim ve bana uzun bir bakış attı "Neden umrumda olasınki?" yine doğru söylüyordu niye üsteledim ki? "Belkide umrunda olmak istiyorumdur" dedim cevap vermedi ve arabayı sürmeye başladı "Neden bana düşmanmış gibi davranıyorsun?" dedim yine cevap vermedi "Cevap bile vermiyorsun, ben sana n'aptım?" dedim sinirle arkasını döndü "Büşra, şuan ne dediğini bilmiyorsun bence sus!"

"Ne dediğimi gayet iyi biliyorum! Cevap vermiyorsun çünkü nedenini sende bilmiyorsun!" dedim yine cevap vermedi artık sinirimi bozuyordu "Büşra sana düşman gibi davranmıyorum" dedi bu arada eve gelmiştik "Normalde davranmıyorsun ama" dedim "Büşra yeter sus!" 

"Amaçsızca sinirleniyorsun normal insanlar amaçsızca sinirlenmez" arabadan indik ama hala konuşmaya devam ediyorduk ki birden kendimi yerde buldum "Daha yürüyemiyorsun bile" dedi ve kaldırmak amaçlı elini uzattı, elini tuttum beni kaldırdı ve eve girene kadar yürümeme yardım etti bende sustum. Eve girince saç,makyaj demeden kendimi direk yatağa attım,bugünü unutmak istiyordum ama ne yazık ki uyuyamıyordum. 15 dk falan geçmişti ve Çağatay odaya girdi "Cidden sana düşman gibi mi davrandığımı düşünüyorsun?" dedi ve yatağın ucuna oturdu bende yataktan doğrularak "Bu davranışlarını başka açıklaması olamaz" dedim "Cidden başka açıklaması olamaz mı?" dedi omuz silktim, bana yaklaşmaya başladı o an kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim ve dudaklarını benimkilere bastırdı...