16

44 8 1
                                    

Ona doğru ilerlerken aynı zamanda da cesaretimi topluyordum. O günkü konuşmada kibardı. Bunda da şansım varsa olurdu. Belki de sadece duvarlarının arasına gizlenen, yalnız kalmış, korkan bir çocuktu. İkinci kişiliğim bu sefer daha da kırıcıydı.
'Peki sen kimsin Merri? Tanımadığı her insanın yaralarını onarmaya çalışırken daha da çok yaralayan, iyiliği yüzünden kaybeden, salaklık derecesinde saf bir kızsın. Sen zavallısın Merri. Mutlu sonlara inanan bir zavallı.'
Kendime itiraf edemediğim her şeyi bana kabul ettiren tarafımla karşı karşıyaydık. Ama çoktan gelmiştim. Artık geri dönüşüm yoktu. Banka doğru yavaş adımlar atıyordum. Bankın yanına geldiğimde derin bir nefes aldım. Hafifçe omzunu dürttüm. Delici gözlerini bana dikti. Çenesini sıkmıştı. Cevap vermeden önüne döndü. Yanına oturacak kadar cesaretim yoktu. O yüzden karşısına geçtim. Ama baktığı yeri kapatmadım. O sağa bakarken ben solda dikiliyordum. Elindeki şişeyi daha net görüyordum. Üzerinde bana babamın içkilerini hatırlatan bir amblem vardı. Hayatımda bira dışında hiç içki içmemiş biri olarak merakla şişede gözlerimi gezdiriyordum. Birden kafasını kaldırdı ve benim meraklı bakışlarımı inceledi.
"Bakma böyle."dedi.
"Pardon?"
"Bana onun gibi bakma." dedi ve eliyle salıncakları gösterdi.
"İyi ama o kim bilmiyorum ki-"
"Sen...sen osun. Nasıl kendini bilmezsin?"
Gözleri kızarmıştı. Hayır. Lanet olsun. Ben...ben onun geçmişinde hiç olmamıştım. Gözümden bir yaş istemsizce süzülüdüğünde hızlıca elimle sildim.
"Ben...ben o değilim. Sen sarhoşsun ve...ve...ben olduğumu düşündüğün o özel kişi değilim."dediğimde ağlamaya başladı.
"Ben...ben çok özür dilerim burada olmamalıydım."
"Ama sen...Elise'sin.Sen benim Elise'imsin Sen osun."dedi. Kendini buna inandırmaya çalışıyordu.
"Dediğim gibi Jack sen sarhoşs-"
"Kes artık! Elimdeki şişeyi ben de görüyorum! S-sadece..."
Ağlıyordum. Yutkundu ve bana baktı.
"Elise olduğunu şöyle bana. Tüm bu olanların lanet olası bir şaka olduğunu söyle bana! "
"İyi ama ben-"
"Söylesene! Madem benimle ilgileniyorsun hadi!"
Sadece baktım. Ben bunu söyleyemezdim. Ben başkası olamazdım. Ben...ben şu an iğrenç hissediyorum. Kendi kişiliğimi bile sorguluyordum acaba ben Elise miyim diye. Ama ben rol yapamazdım. Gitmeliydim belki de. Üç yıldır onu gözetlemek doğru değildi. Ne yaptığını anlamaya çalışmak doğru değildi. Hayatım sadece yanlışlar üzerine kuruluymuş gibi hissettim.
"Sadece hayatta olduğuna inanmaya ihtiyacım var Elise." deyip bana yaklaşmaya başladı. Kımıldayamıyordum. Öylece dikiliyordum. Salak olduğumu söyleyebilirdiniz. Ve hatta ben bir salaklık daha yapıp bunu doğrulardım. Yanaklarımı tuttu. Ve yüzünü yaklaştırdı. İtmedim. Ya da kal gelmişti. Sadece durdum. Gözlerim irileşmiş bakıyordum. İlk öpücüğüm gidecekti. Hem de olmadığım bir kişi olarak. Dudakları basit bir öpücük kondurdu. Sonra alnımdan öptü.
"Seni seviyorum Elise."
Merri'den ,kendimden, nefret ediyorum Jack.

ParkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin