Oyuna başlamıştık. Biraz heyecan vardı kalbimde hissediyordum en derinde. Oyunu anlatmicam çünküsi çok müko goller attım. Ama kazanamadım.
"Noldu küçük messi"
"Acami şansı var sende"
"Tabii canım kesin"
"Hem benim kolum bozuktu yoksa kesin yenerdim"
"Hadi bakalım nabzını ölçücez"
"Bir daha mı oynasak"
"Pışıık hadi ölçücez"
"Tamam nasıl olsa altında çıkıcak 120'nin"
"Timuçin nabız ölçmek için şey var mı?"
"Var kanka"
Kanka mi ne!! kanka dedi timi Kaan öküzüne kıyamet alameti.
"Kanka mı?"
Benim gibi şaşıran bir adet Tan.
"Evet kanka dediiii" şaşırmış bir ifadeyle duru etrafa bakıyordu safım benim ya.
"Biz çocukluktan beri tanışıyormuşuz Kaan la. Annem yoksa Kaan'ı eve alırmı genjler"
Ağazım açık şaşırmış halde Timiye bakıyordum.
"Ağzını kapat ağzını"
"Sanane, hadi ölçün bitsin gitsin"
*Aleti getirirler*
"Tak hadi ne bakıyon bön bön"
"Tamam şöyle evet taktım"
Kaan karşıma geçti.
"Duvara değil bana bakıcaktın Mısra"
Ayyy kayboluyom ben orda ama ya bulamazsanız. Sayyip çıkın bana heee!!
"120"
"Neeeeeeğ!!" Diye çığlık attım.
Kaan piç piç gülüyor. Salak dövücem görücek.
"Sevgilim"
"Değilim ya tam sınırda olmaz banane"
"Gidelim mi mısra ?"
"Gidelim tan sıkıldım"
Biz ayaklanırken. Kaan yanımıza geldi.
"Nereye sevgilim"
"Ayrıldın Kaan"
"Duymim bir daha gel sevgilim ben bırakim seni hem kayınvalidemin bir elini öpim"
"Yılışma ya öküz"
"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mıska
Teen FictionMısra kızımız; mızmız,huysuz, aşka inanmayan ama birini sevdiği zaman deli gibi seven bir kızımız Kaan; Mısra'nın sevimli öküzü, çapkın, aslında 17 yaşında ama bu yaşta bir çocuğun yaşayamayacığı kadar büyük bir çok acı yaşamış.... Peki aşka inanmay...