Mısra'nın dilinden
Alarmımın sesiyle uyandım. Lanet olası ! Alarmımın çalması benim için ölümün ilk evresi içimden kalkmıyorumm diye çığlıklar atıyordum ama annem odamdan içeriye girip kızım kalk artık diyebilirdi. Bütün bu olacakları düşündükten sonra bedenim beni yataktan kalkmak için zorladı. Lise 3. Sınıftaydım yani bugün 11.sınıfa geçtim. Okulun ilk günü Evet. Muhteşem(!)
Elimi yüzümü yıkadım. Minik bir kahvaltı yaptıktan sonra anneme bir öpücük kondurup siyah deri çantamı kaptığım gibi evden çıktım. Saçlarımı ilk defa açtım diyebilirim. Ben altıncı kattan açağıya inerken çoktan Timi gelmişti. Timi kim mi? Bizim Timuçin(timi) ben kimseyle ismiyle çağırmam. (Tan hariç)Bana böyle daha samimi geliyor. Kapıyı açtım ve çıktım Timi sokaktaydı. Dağınık saçları uzun boyu ve hiç dudaklarının arasından düşmeyen sigarası. Dersleri fazla dinlemezdi. Nasıl bizim liseye geldi anlamıyorum. Benimde fena sayılmaz derslerim arka sıralarda dinlerim hep kısa boyum beni bağlamaz:) ben neşeli bir şekilde" ee Timi mesai başladı yavrum" dedim. Gülerek cevap verdi. "Evet, Mısra'm" çok samimi arkadaşız. Bir üst mahalledeki Duru'yu almaya gidiyorduk. Duru(fındık). Yolda giderken şakalaşıyorduk Timiyle. Fındığın ziline bastık. Annesi kapıyı açtı." Çocuklar Duru uyanmıyor gelin bi uyandırın" dedi. " tamam" dedik. Duru'nun odasına girecektik. Timi'sen gir şimdi ben şey yapmim şey olur yani sen şey yap' Güldüm 'tamam' dedim. Timi fındığı seviyordu ama neden söylemiyordu anlamıyorum utanıyordu. Mahalle arkadaşıydık biz sonra aynı liseye düştük tesadüf bu ya .
Oda ya girdim mışıl mışıl uyuyordu fındığım.. 'Kalk kız fındık, bak okulun ilk günü yakışıklı çocuklar gelmiştir belki yeni hee' diye bağırdım. Bu kızda bişey var yakışıklı çocuk dedim mi hemen ayağı fırladı. Duru çok güzel bir kız yeni uyandığında bile uzun saçları onu daha güzel yapıyor. "Nerde nerde? " diye bağırdı. "Üzerini giy hadi dışardayım iki dakikaya aşağıda ol! " dedim. "Tamam" dedi. Başka ne diyebilir ki döverim. Tam iki dakika da aşağıda oldu. Okula vardık. Bizim grupta bir sırık eksik Tan allah çocuğ bir boy vermiş bir yakışıklılık dünya ahiret kardeşim olsun. Bahçeye girdiğimiz an bizim sırık gözüktü. Yanımıza geldi. "Güzellikler ve sen yakışıklı nabersiniz" dedi. Sarıldı bana. Taan evet şimdi Tan'ın lakabı ne diye düşünüyorsunuz YOK o özel. sevmez çünkü lakapları kendi ismiyle seslenilmesi onun için daha iyiymiş. Fındık'a sarıldı. En son da Timiye sarılmadılar mal mal erkek selamlaşmaları işte. Oooo kardeşimli. Kafa tokuşturmalı bir selamlaşma. "Hadi sınıfa çıkalım" diye bir çığlık attım. Tan ve Timi bana tip tip baktı. Sadece fındık onayladı beni " kız haklı diyerek"
Biz merdivenlerden çıkmaya başladık. Bizim erkeklerde arkamızda koştura koştura geliyorlar seviyorum bu deli oğlanları. Arkamı dönüp bizimkilere dil çıkardım. Fındık biraz arkamdaydı. Önüme döndüğüm gibi bir salakla çarpıştım. Kafam göğüsüne gelmişti. Kastan ibaret öküz. "Küçük hanım lütfen önünüze bakın"dedi. Ve bir piç gülümsemesi çekti. "Bakmıyoruum laan napıcaksın" dedim. Güldü salak. Tan hemen atladı." Bir sorun mu var kardeş?"dedi. Çocuk hiç bişey demeden gitti. Sinir oldum öyle yaptığı an sizinle uğraşamam der gibi bir havası vardı. Tan"bir şey oldu mu sana" dedi. Endişeli endişeli. "Yok olmadı" dedim." Ama o öküzün kaslarında bir problem olabilir"
Güldüler sınıfa çıktık. Herkes yerli yerince oturdu. Ben ve Tan en arka sırada. Duru ve timi bizim önümüzde. Biz konuşurken hoca içeri girdi. Yanında da sabah çarpıştığım öküz. Havalı havalı sınıfa giriyor bide köpek. Matematik hocası"Evet, çocuklar yeni arkadaşımız geldi."dedi. Bütün kızlar ilk defa çocuk görmüş gibi baktı. "Nereye otursa acaba" dedi hoca. Bize baktı." Tan, oğlum sen kalk ordan Kaan geçsin hadi çocuğum sen bir yan sıraya otur" dedi. Tan sinirle kalktı ve çantasını sıraya furlattı. Kaan adı kaan öküzün ama ben ona öküz dicem daha iyi. Yanıma geldi öküz. Oturdu ve elini uzattı. "Ben,Kaan sende sabah çarpıştığım küçük kız olmalısın" dedi ve yine güldü. "Bende Mısra bulaşma bana bak! Sinirlendiğim zaman erkek kız tanımam" dedim. Güldü" Sakin küçük hanım" dedi. Saaalaaak çarpıcam ağzına bir tane. Hoca ders anlatmaya başladı. Koydum kafayı sıraya. Bana bakıyordu. O da sıraya kafasını koydu. Gözlerime baktı." Çok güzeller" dedi. Gözlerimi kapattım daha sonra elimi kaldırdığım gibi bir tane çarptım. Fındık ve Timi baktı. Sonra bütün sınıf. Kızlar kendi aralarında "o çocuğa vurulur mu ?"diyorlardı. Öküz bana ilk defa kızdan tokat yemiş gibi baktı. "Elin ağırmış" dedi. Eli vurduğum yerdeydi güldü. Gamzesi olduğunu o an fark ettim. Gamzesi tatlıydı ama kendisi öküz. Hoca"Mısra ilk günden başlama kızım bide yeni geldi çocuk"dedi. Herkes bana bakarak güldü. "Dönün önünüze" diye bağırdım. Tan kağıda bişeyler yazmış bana doğru ızattı. Tenefüste onun işi bitti nasıl sana karışır Kaan mıdır ne malsa. Yazıyordu kağıtta güldüm elimi boynuma götürüp sağa sola salladım boynumu keser gibi. Güldü Tan kısık kısık oldu gözleri. Canım arkadaşım benim beni her zman savunur. Zil çaldı sonunda. Tam sıradan kalkacakken Öküz kolumdan tuttu. "Otur" dedi. Yine gamzesini belli ede ede gülümsedi. Kolumu silkeledim." Dokunma" diye bağırdım. Kızlar çoktan Kaan'ın başında toplanmış kendilerini tanıtıyorlardı. Kaan hepsini eliyle itekledi. Ben kapının eşiğinde koridora doğru bakıyordum. Yanıma geldi. Öküz. "Napıyosun küçük hanım" dedi. "Dayak sana az geldi heralde" dedim. Yine gamzesini belli ede ede güldü."hee o mu geçti bile"dedi. Sinir olduğum kız geçiyordu kapının önünden Pelin. Kaan elini omzuma attı. Pelin ' de öyle bize baktı. Okulun son günü elimden zor almışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mıska
Novela JuvenilMısra kızımız; mızmız,huysuz, aşka inanmayan ama birini sevdiği zaman deli gibi seven bir kızımız Kaan; Mısra'nın sevimli öküzü, çapkın, aslında 17 yaşında ama bu yaşta bir çocuğun yaşayamayacığı kadar büyük bir çok acı yaşamış.... Peki aşka inanmay...