Musab'ın Günlüğünden

70 5 7
                                    

Saatler gece 24'ü gösterdiğinde akrep yelkovanla sevişiyor,saniye onları amansız bir dönüşle takip ediyordu.Ramazan'ın henüz 10.günü ve küffar sahuru bombalalarla hazırlıyordu. Filistin ateş altında yanıyor,biz cehennemi dünyada yaşıyorduk sanki. Dua sesleri bombalara karışıyor,elim ayağıma dolaşıyor.
Bir ekmek,biraz su ve 4 kişilik ailem. Babam bize birşey belli etmek istemesede gözünde biraz buğu,birazda bize zarar gelme korkusundan olacak yanaklarını titreten sıkılmış dişlerle çiğnemeye çalışıyordu o tek lokmayı. Sahuru yaptık,uykuyu HAK getirsede geri götürüyordu kişilik yoksunu yahudiler.
Bu gece bir başka zordu sanki. İçim halatlarla sıkılıyor,gönlümse tarumar şimdilerde.
Adım Musab,Filistindeki en küçük mücahitlerden birisiyim. Adım Musab ailemin gelecekteki intikam neferiyim...
Henüz 10 yaşındayım ama nicesini ve en zalimini gördüm hayatın. Canı sıkkın,aklı başından firar etmiş,hayatını vatanına ve ailesine zekat vermiş babamın yanımda ağlamasına şahitlik ediyorum.
Hayatta en zor şeymiş bir babanın gözyaşlarını izlemek ve aslında en güzel şeymiş nezaman şehit olacağım diye beklemek...
     Kulakları sağır eden bir gürültü ve tüm hatıralar darmadağın,ince bir ses duymakla duymamak arasında anlamadığım kesik kesik cümleler.Abim uzuvları dan ayrılmış her parçası ayrı bir yerde,babam ve annem donuk bir halde ağlamaklı ve bir yandan beni kurtarmak peşinde...
Musabbbb,Musabbbb...adımı ezberlercesine tekrar tekrar seslerini duymaya başlıyorum,simsiyah bir vaziyette tahta kapının kenarında kırmızıyla siyahın uyumunu anlamaya çalışıyorum...Babam ahh babam...daha fazla konuşamıyorum,o kanlı geceden geriye kalan birtek ben...
         GÜNÜMÜZ...
Hayatın halep acısıydı gerçekler. Ölüm bir müslüman için düğündür hele sonunda şehadet varsa birde tadından yenmez. Ama görüyorumki yıllar evvel terketmek zorunda bırakılıp göç ettiğim bu güzel ayyıldızlı yrni vatanımda şehadet şerbetten öteye gitmeyen bir bardaklık tatlı bir içecekten ibaretmiş. Gördükçe kahroluyor hatıralarım. Kaygan bir zemin üzerinde buzları çizmek adına habire keyfle koşan gençler,kadehleri bir barınak haline getiren sözde ilerici zümre... Ama sözkonusu dinini yaşamak isteyen Allah aşığı beden ve ruhlar olduğunda ülkemize şeriat getirmek isteyen gericiler yeniden hortladı diye boy boy,afiş afiş manşetler... Müslümanlıktan bir haber yaşadığını zanneden körelmiş yürekler... Hepsi mevcut aslında,özgür olduğunu zannedip,bunu bir misyon zanneden ve dünya dergahında fanusa tıkılmış bir balina gibi olduğu yerde pineklemiş ve bunun farkına varamayan ebu cehiller. Hatıraları kanla yazılmış bir ümmet,ümmeti ayaklar altına almak isteyen tek dişli medeniyet...
   

KUM SAATİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin