BÖLÜM 2

59 3 0
                                    


BÖLÜM 2
Ertesi sabah Skyrah fazla açılmış televizyon sesinden uyanmıştı. Saat öğlen bir olmuştu. Elini yatağın yanına attığında boştu. Richard gitmişti bile. Yatağın yanında duran komidinin üstünde katlanmış bir kâğıt gördü. Kâğıdı eline aldı ve gözlerini ovuşturduktan sonra okumaya başladı.
" Günaydın, dünyanın en güzel kadını. Kalktığımda saat on ikiyi geçmişti ve geç kalmamak için gitmek zorunda kaldım. Senin için kahvaltıyı hazırladım ve Adler da benimle birlikte uyandığı için onunla birlikte kahvaltı yaptık.
Asıl konu şu Skyrah. Bebeğimiz doğduğunda yanında olamayacağım ve bu gerçekten çok üzücü. Ben olmadığım zamanlar yanında onlar olacak ve seni koşulsuz sevecekler. Harika çocuklarımız olacak göreceksin. Yakında doğacak olan oğlumuzun ismini Chadd koymanı istiyorum. Chadd benim büyükbabamın adıydı ve onu gerçekten çok severdim. Chadd Hawton... MUHTEŞEM. Sizi çok seviyorum...
NOT: Mutfak masasının üstüne senin için bir sürpriz var!"
Skyrah eliyle gözünden akan yaşı silmişti. Yataktan kalkıp aşağı indi. Adler koltuğun üstünde zıplıyordu. Annesini görünce koşarak yanına geldi ve ona sarıldı.
"Günaydın tatlım."
"Günaydın."
"Karnını doyurmuşsun."
"Evet, babam yedirdi ve senin için de hazırladı."
"Biliyorum canım. Hadi gidip çizgi filmini izle ben de kahvaltımı yapayım."
Skyrah mutfağa gitti ve özenle hazırlanmış kahvaltı masasına baktı. Muhteşem görünüyordu. Dişleriyle dudağının kenarını ısırdı ve çekmeceden çatal ve bıçak alarak yerine oturdu.
Skyrah birden arkasından sıkıca sarılan ellere baktı. Mosmor ve çürük içindeydi. Gözlerini kocaman açarak arkasında döndüğünde arkasında kimsenin olmadığını fark etti. "Adler!" diye çığlık attı. Korkmuştu. Adler zıpladığı koltuktan inerek annesine baktı.
"Kollarını getir."
Adler 'ın sıkıca tutmuş olduğu kollarına baktığındaysa küçük sıyrıklar dışında hiçbir iz yoktu.
"Az önce ben kahvaltı yaparken bana sarılan sen miydin?"
"Hayır değildim burada SüngerBob izliyorum ben."
"Bir de soruyorum tabii ki sendin başka kim sarılmış olacak?"
"Hayır, gerçekten değildim!"
" O zaman kim bana sarıldı?"
"Bilmem dün evimizde dolaşan çocuğa sor bunu."
"Şimdi de benimle dalga mı geçiyorsun?"
"Hayır, anne yemin ederim dün tuvaletimi yapmaya kalktığımda sizin odanızın önünde seni izleyen bir çocuk vardı."
"Ve sen hiçbir şey yapmadın öyle mi?"
"Tam sizi uyandırmak için bağıracakken eliyle sus işareti yaptı. Gözleri de çok korkunç ve siyahtı koşarak odama gittim ve yorganımın altına girdim."
"Böyle şakalar bir daha yapılmayacak Adler beni anladın mı? Böyle yaparak komik olmuyorsun."
"Ama anne gerç-"
"Sus ve odana git cezalısın Adler!"
Adler çığlık attı ve koşarak odasına gitti. Skyrah kendisini hem suçlu hem de delirmiş gibi hissediyordu. Küçük bir çocuğun söylediklerine inanmayacak kadar akıllıydı.
Aklına Richard 'ın mektubundaki not gelince koşarak oturma odasına gitti. Küçük kahverengi masada duran kırmızı kutuyu açtı ve içinde gümüşten oval bir kolye vardı. Kolyenin oval kısmında duran klipsi açtı ve içinde Adler 'ın resmi duruyordu, diğer yanında ise küçük bir kâğıtta "Bebeğimiz doğduğunda..." yazıyordu. Bu kolye az önceki olayı unutmasını sağlamıştı. Nazikçe boynuna taktı.
Adler 'ın odasından gelen "Güm!" sesinin ardından ağlama ve çığlık sesleri yükselmişti. Skyrah panik halinde basamakları çıktı. Karnının büyüklüğü yüzünden ağır hareket ediyordu.
Büyük bir korkuyla kapıyı açtı. Adler dizlerini çenesine kadar çekmiş yerde yatıyor ve ağlıyordu. Skyrah Adler 'ı kucağına aldı. Adler kollarıyla resmen annesine yapışmıştı. Sarılıyor "Beni bırakma ne olur yalnız kalmak istemiyorum." Diye ağlıyordu.
Skyrah, Adler 'ı sakinleştirmek için annesinin ona küçükken söylediği ninniyi fısıldadı.
"Annen burada miniğim,
Sen benim biriciğim.
Yalnız değilsin
Her zaman seninleyim."

Adler sakinleşmişti. Kapalı olan gözlerini açmış annesine bakıyordu.
"İyi misin canım?"
"Anne bu evden ne zaman taşınacağız?"
"Ah Adler! Daha buraya yeni geldik hemen gidemeyiz. Neler oldu az önce?"
"Sana söz ettiğim çocuk anne. Onunla odamdaydık ve çocuk bir şeye sinirlenmişti. Gelip masamı fırlattı sonra da beni."
Skyrah kafasını masaya bakmak için çevirdi. Bir bacağı kırılmış, eskiden durduğu yerden üç metre ötede yana yatık duran masayı gördü. Bunu Adler 'ın yapmasına imkan yoktu. Adler 'ı kucağından indirerek yere bıraktı.
"Adler ben..."
"Bana inan anneciğim ne olursun bana güven ve gidelim bu evden!"
"Sam ile oynamak ister misin? Hadi gel onlara gidelim."
Kafasını istemsizce salladı Adler.
...
Sam 'in annesi Lucy Maroon ve Skyrah neredeyse on yıldır arkadaşlardı. Birbirlerini çok severlerdi. Çocukları da yaklaşık aynı yaşta oldukları için sürekli görüşürlerdi.
Lucy uzun süredir görmediği arkadaşına uzunca sarılmıştı. Kısa kesilmiş turuncu saçları ile oldukça şirin bir görüntüsü vardı. Çocuklar gülüşerek odalarına doğru gittiler.
"Lucy seninle görüştüğümüz iyi oldu. Yeni evimiz..."
"Bende tam onu soracaktım. Eviniz nasıl?"
"Aslında harika. Bahçesi, karşısındaki orman, evin büyüklüğü... Ancak hala neden bu kadar ucuz olduğunu anlayamıyorum."
"Bence sadece çok eski olduğundan bu kadar ucuz. Çay içer misin?"
"Elbette çok iyi olur. Bu arada diğer sorunumuz da şu. Adler. Yeni eve uyum sağlayamadı. Kendine hayali arkadaş yarattı ve sürekli beni korkutuyor. Richard işi için gezmekte olduğundan evde yalnız kalmak oldukça ürkütücü."
"Skyrah, Sam 'in hayali bir arkadaşı hala daha var. Ki taşınmamış olmamıza rağmen. Çocuklar bu yaşta kendilerini yalnız hissettikleri için konuşacak birini ararlar ve her zaman biz büyükler onların yanında olamayız."
"Haklısın. Aslında en başta ben de böyle düşündüm ama yaklaşık on beş dakika sonra Adler 'ın odasından büyük bir gürültü geldi. Yukarı çıktığımdaysa sabitlenmiş olan masanın yerinden sökülüp atıldığını gördüm. Korktum ne yapacağımı bilemedim."
"Aman tanrım. Bilemiyorum belki de... Adler bir şeylerle oynarken yanlışlıkla..."
"Hayır Lucy tam olarak nasıl oldu bilmiyorum ama ya evin içinde elini kolunu sallayıp gezen biri var. Veya Adler 'ın dediği arkadaş HAYALET yapıyor."
Lucy cevap vermedi ve Skyrah 'ın önüne hazırladığı çay bardağını koydu. Skyrah kafasını solunda asılmış olan resme çevirdiğinden duvardan akan kanı gördü. Sanki su sızarmışçasına kan akıyordu. Lucy 'e döndü.
"Duvarda..."
Sözünü bitirmeden kafasını duvara çevirdiğindeyse gördüğü kan yok olmuştu. Bir anda karında büyük bir sancı hissetti. Bebek sanki Skyrah 'ın karnını delecekmiş gibi hareket ediyordu. Ellerini karnına koydu ve hemen ayağa kalktı. Kalktığında bacaklarının arasında bir ıslaklık hissetti. Baktığındaysa beyaz elbisesi kan içinde kalmıştı. Hemen yerinden kalktı ve Lucy 'e taksi aramasını söyledi.
...
Skyrah doktorun odasına girdiğinde yüzü bembeyazdı. Çocuklara bakmak için Lucy de evde kaldığından yalnız gelmek zorunda kalmıştı. Doktorun masasının tam karşısındaki beyaz koltuğa kendini attı. Doktor kırklı yaşlarda esmer bir kadındı. Burnunun ucunda duran gözlüğünü yukarı kaldırdı.
"Bayan Hawton, sizi görmek ne güzel."
"Merhaba doktor. Sanırım büyük bir problem var."
"Ne gibi?"
Elleriyle bacak arasını gösterdi.
"Çok fazla kan geldi."
"Skyrah bu olağan bir şey"
"Ama çok fa-"
"Skyrah, hamilelik döneminde kadınların vücudunda yüzde elli daha fazla kan bulunur. Bunların bir kısmının vücuttan atılması gerekiyor. Korkmana gerek yok."
Skyrah rahatlamış bir şekilde kafasını salladı. Eliyle "Görüşürüz" işareti yaptıktan sonra odadan çıktı.
...

Akşam eve döndüğünde saat altıyı gösteriyordu. Adlergözlerini ovuşturarak esnedi. Ve uyumak için sallana sallana odasına gitti.Skyrah oturma odasına giderek koltuğa oturdu. Boynunda asılı olan kolyeyiçıkardı ve yerinde olduğundan emin olduktan sonra tekrar elinden bıraktı.Kolyesinin içine koyacağı resmi merak ediyordu. Bebeğini merak ediyordu...

Öbür Dünyadan (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin