2.Bölüm

98 34 3
                                    

Şirkete geldiğimizde valeye arabayı bırakıp seri adımlarla içeri geçti sekreteri Aysun onu güler yüzü ile karşılamıştı şu kıza uyuz oluyordum bulduğu her fırsatı değerlendiriyordu gün içindeki programı okurken asansöre ilerledi 25. kata bastı gözümü ona dikmiş bakıyordum o ise sadece bir yere odaklanmış bakıyordu Aysunu dinliyor gibi gözükmüyor du Aysun da farketmiş olcak ki bir kaç defa seslendi ama duymamıştı Aysun elini uzattıp koluna dokundu irkilerek ona döndü bense Aysunun eline bakıyordum onu hissediyordu görüyordu dokunuyordu bense sadece izliyordum kalbimin acıdığını hissettim asansörün geldiğimizi belirten sesi ile elini çekmişti kolundan.
-Bugün ki programınız bu kadar Eymen Bey bir de akşam şirketin 50.yıl dönümü var sizin isteğiniz üzerine villa hazırlanıyor
Tabi ya bugün tüm çalışanların hızı anlaşıldı Eymen sadece kafa sallayıp odasına geçti Aysunun düşen suratı keyfimi yerine getirmişti bu adamı seviyordum kimseyle muhatap olmuyordu bir anda zihnimi kaplayan müzik sesine gözlerimi devirdim yine ne olmuştu da bizi çağırıyorlardı son kez Eymene baktım dosyaların içine gömülmüş çalışıyordu gülümseyip camdan dışarı çıkıp uçmaya başladım zamansız yapılan toplantılardan nefret ediyordum toplantı salonuna geldiğimde herkes beni bekliyordu kürsüde duran Dora gözlerini dikmiş bana bakıyordu bu yine mi geç kaldın bakışı gülümseme sebep oldu omuz silkip uçmayı seviyorum diye dudaklarımı oynattım sinirli suratını koca bir gülümseme kapsadı bir kaç defa boğazını temizleyip herkesin dikkatini çekti
-Sizi buraya çağırmamın nedeni aramıza yeni katılan rüya bekçileri hakkında eğitimlerimizin işe yaramadığı hatta kelimelerin kifayetsiz kaldığı züppelerin kendilerini bilmez tavırları yüzünden
Dora yı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum elini hızla masaya vurdu yanında duran Artemis koluna dokununca gözlerini kapatıp biraz bekledi boğazını temizleyip tekrar konuşmaya başladı
-Bunları bir de sizin eğitmenizi istiyorum her rüya bekçisi nin yanına bir yeni rüya bekçisi daha verilecek onlara öğretmenizi istiyorum kura ile belirlenecek
-Ama rüya bekçisi olduğumuz insanların özeline başka rüya bekçileri ni istemiyoruz diyerek ortaya atlamıştım Dora gözlerini bana çevirdi salondan bana katılan sesleri duyunca beni öldüreceğine dair bir kaç hareket yaptıktan sonra
-Haklısınız bu yüzden kısıtlı olacaklar rüyaya giremeyecek veya onlar hakkında bilgi sahibi olamayacaklar siz sadece anlatın ayrıca ceza vermeniz ellerinde ki güçleri alma yetkisine sahipsiniz sonra sırıtmaya başladı hatta dövebilirsiniz eziyet edebilirsiniz inanın hak ediyorlar.
Herkes Dora ya soru sorarken ben gözlerimi boşluğa diktim hiç istifini bozmadan masada harıl harıl çalışan Eymen gülümsememe sebep oldu ceketini çıkarmış gömleğinin iki düğmesini açmış çalışıyordu nefesimi kesen görüntü omzu mu birinin dürtmesi pardon delmesi üzerine sinirli bir şekilde yanımda duran pişmiş kelle gibi sırıtan çocuğa gözlerimi çevirdim
-Sen Adresteia olmalısın ben Eolos stajyerin
gözlerimle etrafa bakıp Dora yi aradım Adrian ile konuştuğunu görünce ona ilerledim
-ciddi misin bana bunu mu vereceksin
Gözlerinde ki alayla kafasını onaylar şekilde salladı
-Yapma Dora ben öldürürüm bunu ciddiyim
-Malesef başka şansın yok kura ayrıca onu en iyi sen eğite bilirsin
-Çocuk resmen ben sorumsuz, ukala, salağın tekiyim diye bağırıyor
-Benim de burda olduğumun farkındasın değil mi?
-Bir de bilmiş
-Evet farkındasın.
-Kapa çeneni
Bize sırıtarak bakan Dora ya dönüp sinirle baktım öpücük atıp hızla arkasını dönüp gitti
Dora nın kolunu tutup çevirdim
-ben kura çekmedim ki.
-II senin yerine ben çekmiş belki seçmiş de olabilirim
-senden nefret ediyorum
-bende seni seviyorum
....
Şirkette oturmuş çalışan Eymene bakıyordum kaç saattir çalışıyordu yemek bile yememişti ona üzülüyordum tüm hayatı hep böyle çalışarak ve bir kaç kelimeden oluşuyordu ben tüm dikkati mi ona vermiş karşısında oturuyordum
-üff sabahtan akşama kadar onu böyle izleyecek miyiz
-gidebilirsin
-gerçekten mi
Umut dolu gözlerle bana bakan Eolos a baktım
-tabiki de hayır otur oturduğun yere
Gözleri bir anda sönmüştü buda benim gülümsememe sebep oldu odayı dolduran telefon sesiyle dikkatimi Eymen e verdim sakince telefonu aldı ve cevapladı o dingin sesini duymak kalbimin atışlarını arttırmıştı bir anda vücudunun rengi kırmızı ve mor arasında döndü durdu sinirliydi genelde olduğu gibi ama neden endişeliydi kaşlarını çatıp ayağı kalkıp cama doğru yürüdü Eolos anlamsız gözlerle bana bakıyordu o kısıtlı olduğu için Eymen nin renklerini göremiyordu biraz karşı tarafı dinledi vücudunda mor ve kırmızı renk kaybolmuş yerini beyaz renge bırakmıştı arkasını dönüp tam karşımda durdu nefesimi tutmuş bekliyordum
Yüzünde nadir gördüğüm tebessüm ile konuştu
-Çok az kaldı
Geri çekilip yerine oturdu nefesimi sakince geri verip gülümsedim az kalmıştı mutlu olmasına rahat uyumasına her şeye az kalmıştı
-Vay sanki seni görüyor gibiydi ilginç bu arada neye az kaldı
Yanımda durup olay analizi yapan Eolos a baktım
-Git burdan çocuk seni kızgın tavayla dövmeden git diyerek bağırdım
-Ciddi misin
Elimi şıklatıp kızgın tavayı elimde tutunca gözlerini açmış bana bakıyordu
-Ben dışarıdayım o zaman kendime güzel bir rüya bekçisi bulayım belki akşam yemeğe çıkartırım
Elimdeki tavayı sallayınca anında sırıtıp yok olmuştu tavayı yok edip Eymen e döndüm yüzündeki tebessüm yok olmuştu sonra az önce olanlar yoksa gerçekten beni hissediyor muydu?

Adresteia#araverildi#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin