"Neredeydin bunca zaman" diye sormuştunya bana. Hani cevap veremedim o an, öylece bakakaldım sana. Onuda cevaplayabilirdim aslında tüm sorularına cevap verdiğim gibi. Ama başlasaydım anlatmaya, inanki yetmezdi kapının önünde bana ayırdığın üç beş dakika. Ki her ne kadar yazsamda sana uzun uzun şimdi, yinede biliyorum ki hep birşeyler eksik kalacak, yarım kalacak tıpkı sevdam gibi. Zaten herşeyi anlatmaya ne kelimeler yeter ne de ayrı ayrı yerlerde geçip giden ömrümüz. Yanımda olsaydın; sarılırdım, gözlerinin içine bakardım.. Hiç konuşmayıp sussam bile; yeterdi her bir hissettiğimi anlamana. Yinede dilimin döndüğünce, kelimeler ve kalemim yettiğince anlatmak istiyorum. Belki eline geçer okursun kimin kime yazmış olduğunu bilmeden sana yazdığım cümleleri.
-"Neredeydin bunca zaman" demiştin değil mi?
Dudaklarının arasındaydım sevgili. Öylece bekliyordum tekrardan avuçlarına düşmeyi. Bekliyordum öylece göğe açtığın ellerinin parmak uçlarında , tam dua'nın bittigi anda düşüp avuçlarına, amin olup yüzüne sürülmeyi.
Ben yüreğindeydim sevgili. Helal bir sevdaydım orada. Birikiyordum damla damla. Bir nehir olup, bir şelale olup durmadan akmak için gönlünde. Birikiyordum damla damla karışabilmek için gönlünün kevserine.
Ateşin üzerinde kaynayan demlikteydim mutfağında. Bardağına dolan her çay bendim. Belki dedim bir yudum alırsın da beraber çay içtiğimiz günleri anımsarsın. Belki birbirimizin çayına şeker atmak için yarıştığımızı hatırlarsın dedim. Belki bir vesile olur da ararsın, çaya davet edersin diye ümit ettim. Ne anımsadın, ne hatırladın.. Sen hep bardakta beklettin, soğuttun öyle içtin. Oysa en sicak halimle geldim hep önüne, soğudukça tadımı kaybettim, asıl tadımı hiç bilmedin.
Yaktığın sigaradaydım ben. İçine çektigin her dumanındaydım. Ne kadar üflersen üfle çıkmadım. Duman terkedip gitsede, ben gitmedim.. Ciğerlerinde hep biraz kaldım.
Ben sende bir isimdim. Hatırlamıyordun. Karışıktı zihnin ve her yana dağılmıştı düşüncelerin. Aklının odalarından birinde, o karışıklığın ve dağınıklığın arasında unutulmuş, hatırlanmayı umut eden bir isimdim. Zor bela çıkıp içinden bulunduğum enkazın, düşüncelerinin arasına giriyordum, sen beni alıp başka bir yere saklıyordun. Sonra sakladığın yeri de unutuyordun.
Korkularının arasındaydım. Bir cesarettim kalabalık korkularının arasında. Savaşıyordum.. Bir türlü galip gelemedim. Olsun.. Ama asla vazdageçmedim, ölmedimde. Çok yara almış olsamda hep devam ettim savaşmaya. Bir korkak gibi yenilmekten korkup kaçmadım savaş meydanında. Çünkü sana söz verdim, yanında olacaktım en çok korktuğun anda.
Dileyebileceğin dileklerin arasındaydım. Belki bir an dilersinde hemen çıkıp gelirim diye. Ben hala dileklerin arasında bir dileğim. Sen hâlâ dilemedin..
Camının önündeydim her gün. Pencerene konan kuştum. Hiç açmadın perdelerini bana ve beni hiç mi hiç görmedin. Oysa ne kadar susamıştım sana onca insanın arasında
ararken seni. Bir yudum su olup yüreğimi serinletmedin.Bakmaya doyamadığım gözlerinin baktığı her yerdeydim sevdiğim. Bakışlarının ulaşabileceği her yerde biraz biraz ben vardım. Bir silüettim gözlerinin ardında görülmeyi bekleyen. Lakin ya hep gözardı edildim ya da bir tek bana kör olmuştu gözlerin. Ya gerçekten görmedin ya da hep görmemezlikten geldin.
Bir kitap edinmek için girdiğin kitapçının, kitap dolu raflarında bir kitapdım. En güzel halinle önümden geçtin. Bir adım geri geldin, durdun.. Adıma baktın, elini uzattın, dokunmadan çektin.. Kapağı güzel değil dedin, vazgeçtin. Aslında o raftan alıp da beni, orta yerimden bir kaç satır okusaydın vazgeçemezdin. Eğer alsaydın, en güzel aşkı, en güzel sevdayı sana ben anlatacaktım. Sen içimdekileri hiç merak etmedin, dışımdan gördüğün kadar bildin beni.
Bazen bir papatya falındaydım, bazen dostlarınla içtiğin bir kahvenin telvesinde. Sen seviyormu sevmiyormu diye bir bir koparırken yapraklarını papatyanın, ben papatya ile anlaşmaya çalışırdım. Hileli bir papatya falıydım sana ve her seferinde seviyor çıktım. Dediğim gibi bazende telvesindeydim kahvenin. Küçücük kahve fincanın içine neler sığdırdım. Bir adam çizdim, üzerine de adımın baş harfini yazdım, bir tane kalp koydum, birde kocaman bir balık ve karnına bir yüzük bırakdım. Evet her içtiğin kahvede de fal oldum sana. Harf harf kelime kelime anlattılar, can kulağıyla dinledin. İnandığını ve sevindiğini gördüm, sevindim. " Fala inanma" dediler, onlara inandın, inandığından vazgeçtin.
duygum Dua'mda saklı
Eser USLU
![](https://img.wattpad.com/cover/73143938-288-k502781.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygum Dua'mda Saklı..
General FictionDudaklarının arasındaydım sevgili. Öylece bekliyordum tekrardan avuçlarına düşmeyi. Bekliyordum öylece göğe açtığın ellerinin parmak uçlarında , tam dua'nın bittigi anda düşüp avuçlarına, amin olup yüzüne sürülmeyi.