Kimsesizliğimi her gün hatırlatan alarmı kapatıp, doğruldum yataktan. Tek odalı evimin duvarlarına bakıp bir küfür daha savurdum hayata. Sikimsonikliğin zirvesi, yanlızlığın başrolünde başlamıştım güne yine. Şerife teyzenin verdigi bir gözlü dolabımı açıp pantolonumu aldım. Diğerleri gibi dolabın önüne oturup saatlerce düşünmüyordum. Çünkü ne birsürü kıyafetim vardı, nede düşünecek zamanım. Siyah dar paça pantolonumu üstüme geçirip, üstüne de siyah boğazlı kazağımı giymiştim. Bugün yan komşumuz ayarladığı devlet okulunda ki ilk günüm olacaktı. Okul formasi alicak param yoktu, ki zaten ordada okul formasi giyen yokmuş o yönden biraz şanslıydım.
Uzun belime kadar uzanan sarı saçlarımı yukardan bağladım. Ve eski sırt çantamı sırtıma geçirip ayakkabılarımı giymeye koyuldum. Oda eskiydi sahip olduğum herşey gibi. Pek umrumdada değildi aslında. Mutlu değildim belki ama alışkındım. İdare edebiliyordum...
Okula doğru yürüdüğüm bozuk yolda hızlı adımlar atarken kendimi yerde hissettim.
Bi yavaş ol kızım ya bizimkide can patlıcan değil ya.
Bu ses işsiz iç sesime aitti. Ona nuriye adını vermiştim. Bu neden yaptığımı bilmiyorum ama hoşuma gidiyordu nuu-rii-yee.
İç sesime ufaktan "Tamam başkan! " diyip kalktım yerden. Okula vardığımda, derin bi nefes alıp girdim içeriye. Sağ tarafımda elinde sigara ağızlarından çıkan iki kelimeden ikiside küfür eden insanlarla karşılaştım. Küfür eden insanları seviyordum aslında. Samimi geliyorlardı bana. Sol tarafıma döndüğümde kendi halinde takılan sıradan insanlar gördüm. Okul binasından içeri girdiğimde koridordaki sessizlikten anladığım kadarıyla dersteydiler.
İlk önce sınıfımı öğrenmem gerekiyordu, bu nedenle müdürün odasını da bulmam lazımdı. Koridorda soracak kimse bulamadığımdan dışarı çıkıp sigara içen gruba doğru yürüdüm, yanlarına gittiğimde hepsi bana sanki insan degilmişim gibi bakıyordu. ;
" Şey, bişey sorabilir miyim? "
Ayakta duran esmer kız hemen cevap verdi;
" Hayır. "
Bunun üzerine bankta oturan saçları dağınık, siyah deri ceketli çocuk;
" Sana söz hakkı veren oldu mu ceyda? "
Dedi adını ceyda olarak öğrendiğim kıza. Sonra bana döndü;
" Yenisin sanırım, sor tabiki? "
Küçük bi tebessüm ettim;
" Sınıfı mı öğrenmem gerekiyor, ve bunun içinde müdürü bulmam gerekiyor. Odası nerde acaba?"
" Bak şimdi, okula gir sonra bi kat çık sola dön hemen görüceksin. "
Gülümseyerek teşekkürlerimi ilettim ve okul binasina girdim. Dediği gibi yapip odayi buldum. Iki kere kapıyı tıklayıp 'Gir!' sesini duyunca içeri girdim. ;
" Merhaba, ben yeni geldim de bu okula sınıfımı öğrenebilir miyim? "
" Adını ve soyadını de bakalım hemen bilgisayardan? "
" Elvin Layruf. "
Bilgisayardan bakıp " 12-E. Yukarda en sondaki sınıf" dedi. " Dikkatli olmanı temenni ederim kızım, iyi bi kıza benziyorsun. O sınıfta çok hadsiz var. Dikkatli ol kendinden ödün verme."
Dediklerinden pek bişey anlamamıştım. Müdürün dediği gibi yukarı çıkıp, sınıfı bulmuştum. Derinden aldığım nefesi büyük bir zorlukla vermiştim. Ve kapıya vurup içeri girdim. Saçları bir iki tel kalan öğretmen bana merakla bakınca bi kaç bişey demem gerektiğini hissettim. " Şey ben yeni geldim bu okula müdür bey sınıfımın burası olduğunu söyledi. " oturduğu sandalyeden kalkıp yanıma geldi " Hımm. Adın ne bakalım? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİKİMSONİK
ChickLitBazen acının en dibe vurduğu yerdesinizdir. Ne ileri ne geri tek bi adım atamazsınız. Tüm hayalleriniz, uğruna vazgeçtiğiniz her şey tek bi cümleyle yok olup gider ve kalakalırsınız. Çok ağlamak da fayda etmez çok içmek de. Ya sonsuza kadar uyumaktı...