Bugün yeni okulumda ikinci haftamdı. Ceyda her zaman ki gibi benle uğraşıyor bi an bile rahat bırakmıyordu. Koray benim için onunla kavga ediyor, ve hergün sınıfta bi tartışma çıkıyordu. Uraz ise her zaman takıldığı tavrıyla, okulda bazen terör estiriyor bazense sessiz kalıyordu. He bazen bişey diyememezliğimden oda faydalanıp oda benimle uğraşıyordu. Ama kimi zaman benden uzak durmaya çalışıyor gibiydi.Bu hafta okuldan sonra bi işe başlayacaktım. Okul harçlığımı vs. karşılamam gerekiyordu. Şerife teyze kızının bi kaç biseyini bana getirmişti. Bugün getirdiği beyaz dar paça pantalonu ve üstüne de askılı siyah bi badi giydim. Götümün fazlasıyla çıktığını farkedince bi hırka giymeyi ihmal etmemiştim.
Vee saçlarını at kuyruğu yaptın değil mi?
Taabikiii evett.
Şaşırmadım doğrusu, senin saçlarını açman ceydanın insan olabilme orantısıyla aynı.
Nuriyeye her zaman yaptığım gibi gülücüklerimi yollayıp, ayakkabılarımı giymeye koyuldum. Dışarı çıktığımda havanın yüzüme vurmasıyla o gece gelmişti aklıma. Derin bi nefes alıp başka şeyler düşünmeye çalıştım. Telefonuma mesajla götüm titreyince olduğum yerde on beş saniye nolduğunu anlamaya çalıştım. Sonra bi besmele çekip elimi götüme götürdüm. Ah telefondu tabiki!
Gönderen;Koray
" Okul'un önünde seni bekliyorum biraz çabuk ol sarı. "Mesajı okuduğum gibi depar atarak okula doğru koştum. Okulun önünde beni bekleyen Koray'ı görünce istemsizce gülümsedim. Beni görünce mavi gözlerinin parladığını görmüştüm. Yanına gittiğimde, birlikte okula girdik. Uraz'ı gören gözlerim ne kadar sinirli olduğunu anlamıştı bile. Gerçi normal bir şekilde sigara içiyordu ama gözleri bizi görünce resmen kan kusmaya başlamıştı. Koray okulun binasına girecekken;
" Koray! Ben azıcık bankta oturacağım. Sen gir gelirim birazdan. "
Göz kırpıp içeri girdi, usulca Uraz'ı izlemeye başladım. Onun da bana baktığını görünce kafamı çevirdim. Derse giriş zili çalınca totomu banktan kaldırıp okula girdim. Sınıfın kapısında Ceyda ve çetesini görünce gözlerimi devirip farkedilmeden tam sınıfa girecektim ki birşeye takılıp düştüm. Yüz üstü bir şekilde yerdeyken bide sınıftaki nöronsuzların gülme seslerini duydum. Koray beni o şekilde görünce hemen yanıma geldi. Kurtarıcım diye boşuna demiyorum. Elimden tutup kaldırdı ve sıraya gittik. Koray'ın bugün morali bozuk gibiydi. Sormak veya sormamak arasında kararsızdım.
Sor bence kanka, çocuğun sana çok yardımı oldu sormazsan ayıp edersin.
Nuriyenin haklı olduğunu düşünüp Koray'a döndüm.
" Bişey mi oldu? "
" Ne gibi?"
" Moralin bozuk sanki öyle gözüküyor. "
" Haftaya Almanya'ya gidiyorum. "
Bu cümleyi duyunca sırtımdan kaynar sular inmeye başlamıştı bile. Derin bi şekilde aldığım nefesi zorlukla verdim.
" Ne - neden? "
" Orda ki kuzenim buraya geliyor birşeyler karıştırmış ceza olarak burda okutucaklar ama ona gore hava hoş buraya gelebilmek için yapıyordu zaten. Beni de babam okuldaki tutanaklarım yüzünden oraya gönderiyor. "
" Anladım. "
Ah be güzel gözlü yapılır mı bu sarıya.
Aramızda sessizlik oluşmuştu. Şimdiden uzaklaşıyordu Koray benden. Bilmiyorum daha bi haftadır tanıyordum ama sanki yıllardır bekledigimdi. Derse aşırı canim sıkılmıştı, Koray da kulaklikla müzik dinliyordu. Onu bi haftadır tanıyordum ama ilk defa bu şekilde suratını asık görmüştüm.
Uzme kızım kendini, sen neleri atlatmış kızsın. Yani gerçi çocukta birsey yapmadı. Gidiyor, ve ilk defa bi erkeğe karşı birşeyler hissettigin için kalbin acıyor.
Gözümden akan tek gözyaşını elimle sildim. Nuriye kanki sen hiç aşık oldun mu?
Lan ben aşık olsam nolur şuncacık yere adam mı atıcam.
Istemsizce kahkaha atmıştım ve yine tüm gözleri üzerime almıştım. Koray bile bana şaşkın şaşkın bakınca rezil olduğumu farketmiştim.
Ceyda rahat durmayıp yine bana laf atti tabiki;
" Sen gülünce yaşadığım için lanet ediyorum ya"Ben bişey demeyip elimdeki topumu sıkmaya devam ettim. Koray benim sessiz kaldığımı görünce Ceyda'ya dönüp;
" Bende seni gördüğüm her Allahın günü hayattan soğuyorum ama yapacak bişey yok. "
Koray bana zafer gülücüklerini atınca bende ona gülümsedim. Koray'ın gidecek olması beni üzüyordu. Beni bir daha kim koruyacak diye değil, benim bir daha nasıl yüzüm gülecek diye canımı sıkıyordum.
Yol vereceen sevdanın en delisine kuzum.
Nuriye bi an seni hem güzin abla hemde mahallenin kekosu olarak hissettim. Icimde kahkaha koparan Nuriyeyi duyabiliyordum.
---
Okuldan çıkınca hemen işe başlayacağım yere doğru yurumeye başladım. Yarım saatlik bi yürüyüş sonrası cafeyi bulmuştum.
İçeri girip kasada ki orta yaşta ki kadına;
" şey ben burda işe başlayacaktım da. "
" Garsonluğa başlayacak kız mısın ? Tatlım buraya gel hemen başla. "
Güler yüzlü bi kadına benziyordu. Bana verdigi önlüğü hızla giyip. Hemen hızlı bi tempoda işe başladım. Baya müşterisi olan bi cafeydi, Nazan abla yani kasadaki kadın dedigim ablanin dediğine göre bu cafenin sahibi aynı zamanda bi çok restoranta bi okula ve holdinge falan sahipmiş. Nazan ablayla iyi anlaşmıştık, kendi kızını beş sene önce trafik kazasında kaybetmiş benim gibi sarı saçları varmış bana o yüzden kanı hemen ısınmış falan.
Bu akşam bu cafenin sahibi olan Yavuz beyin oğlunun doğum günü olduğu için süslemeler falan filan baya yorulduk. Saat 8.00 sıraları ben mutfaktayken Nazan abla gelip;
" Elvin kızım, misafirler yavaş yavaş geliyor onlarla ilgilen istersen. "
Nazan ablaya " Tamam " anlamında başımı sallayıp içeri geçtim. Kapıda çocuğun bi çok arkadaşını ağırladıktan sonra tam mutfağa geçecektim ki bi sesle başımın dönmesi bir oldu;
" Bizi ağırlamak yok mu ezik? Patronuna söylerim maaşından keser. "
Bu alaycı ses Ceyda'ya aitti. Yavaşca arkamı döndüğümde Ceyda ve çetesini gördüm. O an ıçimden gelen tek bi soruyu sordum;
" Sizin burda ne işiniz var? "
" Sevgilimin doğum gününe katılmasamıydım be-be-ğim "
Sevgilisi? Doğum günü? Bunun sevgilisi Uraz. Ne yani ben onun babasının dükkanında mi çalışmaya başlamıştım. Herşey kafamda birbir oturunca hiç yanımdan ayırmadığım topumu buyuk bir güçle sıkmaya başladım bu gece olay olacaktı.
Evet arkadaşlar bu bölüm biraz daha kısa oldu. Biraz aceleye geldi diyelim umarım minik antiloplarımı biraz olsun heycanlandırabilmişimdir.
İyi akşamlar olsuun. 😝
-Özge.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİKİMSONİK
ChickLitBazen acının en dibe vurduğu yerdesinizdir. Ne ileri ne geri tek bi adım atamazsınız. Tüm hayalleriniz, uğruna vazgeçtiğiniz her şey tek bi cümleyle yok olup gider ve kalakalırsınız. Çok ağlamak da fayda etmez çok içmek de. Ya sonsuza kadar uyumaktı...