2

24 2 0
                                        


       Korku tüm bedenimi sardı. Genç katil elindeki bir silah değilmiş ve yerde yatan da bir ceset değilmiş gibi kaşlarını çattı bana karşı. Bekleyen misafir ben , ve bir katil olan o bu dar sokakta sıkışıp kalmıştık.  


      Bakışları şaşkınlığın altından öfkeyle kavruluyordu , bir adım geriledim . İnsanlar kaçmak için geldiğim bu ara sokakta bir insanın çıkagelmesini umuyordum.  Antremanlı bacaklara sahip olmadığım kesindi ve bir mermiden kaçamayacağımda fakat kalbim damarlarıma kandan öte adrenalin pompalıyordu sanki.


     Genç katilin dikkatini dağıtmak adına kurmacalar üreten beynim boşaltılmış evin camını bana bir çıkış kapısı olarak sundu. Fark ettirmeden gözucu ile eski binanın zaten kırılmaya yüz tutmuş camına baktım. Ellerimi yumruk ypmış tırnaklarımı avcuma geçirmiştim karşımdaki katil bana bir adım daha yaklaştı. Gözlerinin koyuluğu insanı affallatırken yerde yatan cansız bedeni düşünmemeye çalıştım. Gözlerine bakıyordum, gözlerime baktı. Onun öfkesi bedenini titretirken beni korkum bacaklarımdaki gücü de yavaş yavaş tüketiyordu.


     '' Sen katilsin .'' diye fısıldadım duyması veya duymaması umrumda olmayarak. 

     Söylediğim kelimeler beklediği cevap olmayacak ki gözlerinde şaşkınlık çalkalandı ardından alaycı bakışı tüm yüzüne hakim oldu. Ve ardından esen rüzgara , şehri kavuran soğuğa inat fısıldadı.

       

     '' Ben senin katilinim Hazal.'' . Kelimeleri zihnime bıçak gibi saplanırken ben de elimi cama sapladım. Acı elimden bedenime akarken kanlar yerlere yağan yağmurun ardından damladı. Hiç gömediğim bir adamdan öte hiç bilmediğim bir katilin üstü açık cümlesi tenimi ürpertti. Buna inat koştum. 


        Bu sefer koşmamın sebebi düşünceler değil peşimden sert adımlarını hissettiğim gençti. Hoş, genç tabirini artık kullanmamın yersiz kaçacağı kadar o koyu gözlere ve onlara inat duran soluk tene bakmıştım. 


        Bacaklarım soğuğun etkisinden çıkmış yavaşça kavrulmaya başlamıştı. Nefesim bedenimi taşırmışcasına akciğerlerime yükleniyordu. Ardından o sert adımarı tekrar duydum . Gözlerimin önüne yerde yatan cansız beden geldi arından son gücümle tekrar bacaklarıma yüklendim. Ara sokağın haritası yavaşça zihnimde belirdi. Çok uzağımda olmayan polis koleji ve askeri lojmanlar vardı. Gözü dönmüş olmayan biri buraya yaklaşmayı pek de istemezdi . Hatta aklı olan bir katil geriye döner ve cesedi ortalıktan kaldırmak isterdi. 


       Fakat peşimde yaklaşan adım sesleri düşüncelerimin yanlış olduğunu adeta bana bağırarak haykırıyordu.


          '' Bu oyunu oynama .'' . Katilin soluk nefesini adeta hissetmişçesine irkildim. 

         '' Polislere yaklaşırsan dahi kız kardeşini unut .'' Havaya takılan sesi ayaklarımı birbirlene doladı. Yalpayalarak durdum. Zafer kazanmışça bakışlarını üzerimde hissettim. Korkudan öte nefret ve kin gözlerimi de doldurdu.

            '' Sen kimsin ?'' diye bildim sadece. Bu ona sorduğum sorudan çok bana olayları idrak etmeme vakit kazandıracak sözcüklerdi.

  

           Oysa o sorumu duymamış  ya da cevaplamamaya da ant içmiş bir biçimde sıkıcı kollarımı kavradı. Gitmemek adına bacaklarımı yere sabitledim.


            '' Seninle gelmeyeceğim.''.


             '' Ama kardeşin seni bekliyor.''.


             İki çift sözcük müydü darmadağan eden ?

            Yoksa bileğimdeki kelepçe misali eller miydi ?

  

            

          

SON BÖLÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin