4

10 2 2
                                        

      Başımı yavaşça yüzüne çevirdim. Öfke dolu bakışlarının yerini hüzüne bırakması beni afallatmıştı bundan da öte Ece'yi bilecek kadar çok ailemize yakınlaşmış olması da yüzüme bir tokat misali çarpmıştı. 

        ''Kimsin sen ?''diye yineledim. 


        ''Benimle gel.''dedi.


         Yerimden usulca kalkmak istedim. Bu sırada elini bana doğru uzattı. Anlamayan bakışlarım önce elinde ardından gözlerinde takılı kaldı. 


Elini tuttum. 

Bu bizim altına imzalarımızı attığımız ilk ittifakımızdı.


        Bir tebessüm armağan ettim ardından. Neşeden kilometrelerce uzak hüzne ise tene değen hava kadar yakın. Bu zaten bizim dünyamızın tanımı değil miydi ?  Sahte diye adlandırdığımız tebessümlerin yaratıcısı da göz yaşlarımız değil miydi ?


        Ayağa kalktım fakat zemin beni istemiyormuşçasına sallanıyordu sanki ya da zihnim bana oyun oynuyordu. Belki bu sebepten belki de geleceğin narin ağaçlarının ilk fidanlarının kuru ruhumda filizlenmesinden elini bırakmadım.


       Kısa bir süre önce cansız bedenin ressamı olan bu elleri bırakmadım, oysa bu düşünce bile titrememe sebep olmuştu. Yüzüme baktı, üzüntünün yanında acıma duygusu da göz bebeklerine kenetlenmişti sanki. Elimden omzuma geçen elinden silkinerek kurtuldum. 


       Benim acıma duygusuna ihtiyacım yoktu. Benim bir insanı öldürürken tereddüt etmemiş, küçük bir kızı intikam oyununa araç olarak kullanmış bir bedenin ruhundaki acımaya ihtiyacım yoktu. Hoş, hala nefret ettiğim bu bedenin yanında iken ve onunla yürüyor iken sitemim kimeydi , neyeydi ben de bilmiyorum ya.


          Arabaya gelmiştik. Kapımı açarak koltuğa yerleştim. Montumu çıkarmış olmam ve dışarının soğukluğu bedenimi uyuşturmuşken yavaş yavaş ısınmaya başlamam bedenimdeki acıyı su yüzeyine çıkarıyordu. 


        Canımın zihnimi bulandıracak derecede acımasına rağmen dişlerimi sıkıyordum. Sesimi çıkarmadan yolun bitmesini ve olacakları bekliyordum. Bu adamın yanında neden durduğumu sorguluyordum. Kız kardeşimi kaçırmış bir katildi. Elbetteki ailem hakkında  bilgiye ulaşabilir ve yalan söylüyor olabilirdi. Belki de kaçtığımı görünce uslu durmamı sağlamak adına elindeki kozu kullanmıştı.


          Ağzımın kuruduğunu hissettim.


         '' Su var mı ?''.


         Torpido gözünü işaret etmesinin ardından orayı açtım. Dibe kaçmış su şişesini çıkarırken kucağıma bir fotoğraf düştü. Geri koymak için hızlıca elime aldım. Oysa fotoğraf beni afallattı.  Kız kardeşim, Ece, nasıl da gülüyordu fotoğrafta .  Gözlerine ulaşan tebessümünü dağıtıyordu etrafa. Zihnime bir anı ulaşmıştı bu fotoğraftan sonra. Neden her şeye güldüğünü sormuştum bir okul çıkışı beni almış eve gidiyorduk.


        ''Gülümsemezsen,''demişti. ''yaşanacak bir dünya kalmaz.''


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SON BÖLÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin