-6-

3.9K 334 93
                                    

YoonGi'nin ağızından ;

Elinde ki küçük poşeti aldım. Ona hafif eğilip teşekürlerimi ilettim. O ise sadece kısık sesle birşeyler söyleyip hızlıca merdivenleri takip etmeye başladı.

Ben olup bitenlere anlam veremez bir şekilde içeri girdim. Elimde ki poşetin içindeki tişörtü çıkartığım da yüzümde aniden bir gülümseme olmuştu.

Bugün üzerimde bulunan tişörttü, üzerine takmış olduğu notu aldım;

Özür dilerim Min kahveyi yanlışlıkla üzerine döktüm ve tişörtünün bedenini bugün üzerini temizlemeye çalışırken baktım ^_^


Üzerinde ki notu çıkartıp tişörtü yerine koydum.

Elime yazmış olduğum defteri aldım bir haftalık gözlemler sonucunda odansını pembeye boyayacaktım. Ve çift kişilik beyaz yatak ayarlayacaktım.

Ama Hana bunları sevdiğin kişi ile yapmayı planlıyorsun bende bu isteğine ayak uyduracağım hayatım. Yine o tatlı gülümsemeni görebilirim hemde benimle güleceksin.

Saate baktığımda artık uyuduğunu düşünerek evimizin anahtarını alıp evden çıktım.

İşte herşey istediği şekil olacaktı.

•∆•∆•

Hana'nın ağzından;

Bugün yeterince yorulmuştum. Hem bedenen hem ruhen. Ağır adımlarla ilerleyip yatağıma uzandım.
Uyku kadar güzeli yoktu. Olamazdı da onun verdiği o mutluluğu vermemiyordu.

Birde bugün yorgunluk yetmiyormuş gibi birde sevgilim ile kavga etmiştim. Şimdi onun yüzünden ev darma dağınıktı. Bunları düşünmek istemiyordum. Sadece uyumak istiyordum.

Gözümü kapatıp. Karanlığa teslim oldum.

•∆•∆•

YoonGi'nin ağzından;

Uzun bir yürüyüşün ardından gelmiştim. Bu caddenin en güzel özelliği saat kaç olursa olsun taksi geçiyordu.

Binaya geldiğimde hiç beklemeden hızla binaya girdim. Evinin bulunduğu kata çıktım. Şuan kalbim deli gibi çarpıyordu.

Yanımda bulunan küçük eşyalardan birini çıkartıp kapıyı olabildiğince yavaş açtım tam istediğim gibi olmuştu. Evin içini sessiz adımlarla gezdim.

Oturma odasında birden ayağımın altında ezilen cam sesleri ile duraksadım. Yere baktığımda fotoğrafların yerde olduğunu gördüm bir tanesini elime aldım bir aile fotoğrafı.

Birden soğuk bir dalga bedenimi ele geçirdi. Hana neden o güzel fotoğrafları yere atmıştı.

Ailesinin değerini bilmeyenlerdendi o da.

Diğer odalara da göz attığımda anladım ki en dibte kalan oda senindi.

Hızlı hızlı odaya ilerledim. Kapıyı yavaşça açtım. Tam karşımda öyle güzel uyuyordu ki. Biran sadece oturup sabaha kadar onu  izlemek istedim ama olmazdı.

Evimize gittiğimizde onu her gün böyle izleyecektim.

Aniden yerde ki dağınıklık yüzünden sendeleyerek karşımda ki sehpaya tutundum ama sürahi ve bardağı yere düşürmüştüm onlarda gereğinden fazla gürültü yaparak kırılmıştı.

Hana sıçrayarak uyanmıştı ben ise bir anlık panik ile elime geçen ağır bir cisim ile onu bayıltmıştım.

Yüzümü görme ihtimali yoktu bu yüzden beni tanımayıp  çığlık atacak korkusu ile onu bayıltmıştım.

Hemen onu kucağıma alıp binadan ayrıldım. Şükürler olsun ki kaldığı bina küçüktü. Bu yüzden binada güvenlik kamerası yoktu sadece asansörde vardı ama o da beni ilgilendirmezdi.

Şimdi tek derdim binadan her hangi birine rastlamamaktı.

Kısa süre sonra binadan kurtulmuştum. Biran düşünmeden edemedim. Evimizi gördüğünde ki o yüz ifadesi ahh birden mutlu olmamı sağlamıştı.

Boş yolda ilerlerken gökyüzünü kara bulutların kapladığını gördüm. Yağmur yağacaktı.

Hâlâ yolun kenarınada evimize doğru yürüyorduk neden hâlâ bir araba geçmemişti. Kendi kendime söylenirken arkamı döndüm ve sadece  olduğum yerde  beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra gözüme düşen ışık ile gözlerimi kıstım. Sonunda beklediğim araba geliyordu.

Hemen durdurdum. Hana'yı arka koltuğa yatırdım Hana'nın uyanmaması büyük bir şanstı.

Taksinin şoförüne gideceğimiz yerin biraz yakınlarında bir yer söyledim.

Biraz da böyle vakit harcamıştık.

Arada aynadan Hana'yı kontrol ediyordum ama hala uyandığına  dair bir belirti yoktu.

Taksi durduğunda parayı ona uzatıp arabadan indim kucağıma yeniden Hana'yı alıp evimize doğru yol almaya başladım.

Evet artık sadece biz vardık , sadece mutluluk vardı.

Hana'ya baktığımda yeni yeni kendine geliyordu. Gözlerini açtığında bana boş gözlerle baktı. Ben ise bu durumdan istifade yorulmuş olan kollarımı artık dinlenmesi için Hana'yı kucağımdan indirdim.

İndirir indirmez son hız koşmaya başlamıştı.

Beni istemiyordu. Anlamıştım. Onun beni aldattığını anlamıştım.

Benden kaçabileceğini düşünüyordu ama benden kaçamazdı sadece arkasından bağırdım;

Koşmak seni benden uzaklaştırmaz Hana...

微笑 ▶ Smile ▶ MYG ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin