Yine saçımı kestirdim.
Çok güzel oldu.
Artık üzüldüğümde ensemdeki saçları çekiştiremeyeceğim.
Şu soğuklar gelsin artık da nefes alalım.
Soğuğu çok seviyorum.
Yağmura aşığım.
Şalımın ıslanmasını sevmiyorum.
Eşarbımın uçuşmasını da.
Saçlarımın dağılmasını severdim eskiden.
Eskiden de kaldı eskide.
Şimdilerde ruhum seviyor soğuğu.
Rüzgara karşı gülmeyi, yüreğimi soğutmasını izlemeyi.
Şimdilerde bedenim dayanamıyor rüzgara.
Uçan şalımı mı tutayım, geriye giden hırkamı mı?
Yoruyor rüzgar şimdilerde, mücadele istiyor en gücünün olmadığı yerde.
Yaşamayı anlatıyor hala, nefes aldığımı her zora karşı.
Rüzgar bir bilge onu bilene.
Sen de bil istedim onu.
Bil ki sana da fısıldasın bir şeyler.
Kimi zaman uğuldayacak!
Kanayacak kulakların.
Aldırma.
Yanağını okşayacağı günler de gelecek.
Tek konuşan biz miyiz sence?
Fazla benciliz bence.
Hep ben anlatayım.
Hep ben konuşulayım.
Hiç onu sormayayım.
Hep ben diyorum.
Hep,
ben.
Bazen dinlemek gerek.
Karşındakini, rüzgarı, yavru kediyi.
Belli ki var bir bildikleri.
Yolda 1 çocuk, 3 araba, 2 ağaç, 6 bina.
3 araba + 2 ağaç + 1 çocuk = 6 bina.
Fısılda çocuğun kulağına.
Her neyin varsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Sarhoşun Günlüğü Gönüllüğü
PoetryArtık tek derdi bir iki çiziği teni yerine kağıda atmak.