black kitten //muke

mjau

Mjau: İsveççe

Michael uyandığında etrafında kimse yoktu.

Koltukta doğrulup gerildi ve mırıldandı. Kuyruğunu salladı ve ellerini saçlarından geçirmek için başına attığında beresinin olmadığını fark etti. Calum veya Ashton'ın onun kulaklarını görmemiş olmasını diledi.

Gözlerini ovuşturarak ayağa kalktı. "Luke." diye seslendi boşluğa doğru ama bir cevap alamadı. Işıkları açtığında gözleri acıdı ama kirpiklerini birkaç kere kırpıştırdığında göz bebekleri ışığa alıştı.

"Luke!" Merdivenlerden çıkıp sarışın çocuğun odasına girdi ama Luke orada da yoktu. Bakışları aynayı bulduğunda hala bir insana benzemediğini fark etti. Elini pantolonunun cebine attığında tasmanın hala orada olduğunu hissedince derin bir nefes aldı ve merdivenlerden inerken tekrardan Luke için bağırdı.

Tekrar tekrar ona seslenmeyi denedi ama hiçbir cevap alamadı, evde kimse yoktu. Luke onu terk mi etmişti? Belki de bir ucube olduğuna karar verip birilerine haber vermeye gitmişti. İnsanlar gelip onun üzerinde korkunç deneyler mi yapacaktı?

Michael'ın gözleri dolmaya başladı.

"Luke?" diye seslendi hıçkırmaya başlamadan önce. Aklına birbirinden kötü olasılıklar geliyordu.

Bir daha terk edilmek istemiyordu.

Salonun zeminine oturdu ve dizlerini kendine doğru çekti. Göz yaşları yanaklarından süzülürken kediye dönüşüp birileri gelmeden önce kaçmak istedi ancak tasmayı tekrar takarsa neler olacağını bilmiyordu. Kedi vücutlu bir insan kafasına bile dönüşme olasılığı vardı şu anda, o yüzden tasmayı tamir etmeden hiçbir şey yapamayacaktı.

Kötü anıları aklına dolmaya devam ederken kapının açıldığını duydu. Kafasını kaldırıp sesin geldiği yere baktı, sarı saçlı çocukelindeki poşetleri yere koyarak ışıkları açtı.

Luke, etrafına bakıp "Michael?" diye seslendiğinde yeşil gözlü çocuğun dudaklarından engelleyemediği bir hıçkırık kaçtı. Luke anahtarlarını mutfak tezgahına koydu ve hızla onun yanına gitti.

"Neyin var?" dedi onun yanına çöküp kolunu omzuna dolarken. Michael ağlamaya devam ederken başını Luke'un gri kazağına gömdü.

"K-korktum..." diye fısıldadı.

Luke, Michael'ın omzundaki olan elini yukarı çıkarıp saçlarını okşadı. "Neyden korktun?"

"Be-beni terk e-ettiğini düşündüm." Michael yüzüne düşen göz yaşlarını silmek için sol elini kaldırdığında yanlışlıkla hala uzun olan tırnakları yanağını çizip kırmızı bir iz bıraktı. Siyah saçlı çocuk ağlamasını kesmek için dudaklarını ısırdı.

"Seni asla terk etmeyeceğim, Michael." dedi Luke yutkunup elini Michael'ın kulakları arasına koyarak. "Yani sen tasmanı tamir edip artık gitmen gerektiğini söyleyene kadar istesen de istemesen de yanında olacağım."

Michael burnunu çekti. "Nereye gitmiştin?" diye sordu güçsüz bir sesle.

Sarışın çocuk omzunu silkti. "Yiyecek bir şeyler aldım, insan olduğuna göre artık kedi maması yemek istemezsin diye düşünmüştüm."

"Beni önemsediğin için teşekkür ederim." dedi Michael, başını Luke'un göğsünden kaldırarak. "Ama şu anda sadece uyumak istiyorum."

"İstersen benimle yatabilirsin, yatak fazla büyük sayılmaz ama sığabiliriz. Ya da-"

"Seninle yatmak istiyorum." dedi Michael aniden.

Luke gözlerini kırpıştırdı ve ayağa kalktı. "Pekala, saat fazla erken sayılmaz o yüzden sanırım ben de uyusam iyi olur."

Michael, Luke'u merdivenlerden çıkarken takip etti.

Luke'un odasına geldiğinde siyah saçlı çocuk yatağa oturup kulaklarını hareket ettirdi. "Tişörtü çıkarabilir miyim? İnsan olarak bir kuyrukla yaşamak hiç de rahat bir şey değilmiş."

"Şey, tabii ki." dedi Luke kızarmadan kotunu daha rahat bir şeyle değiştirmeye çalışarak. "Yani benim için bir sorun olmaz."

Michael tekrar teşekkür etti ve tişörtünü yere attı. Kuyruğu serbest kalınca gülümseyerek kuyruğunu salladı.

Siyah saçlı çocuk yatağın duvarla bitişik kısmına yanaştı ve battaniyeyi üzerine çekti. "İyi geceler, Luke."

Luke ışıkları kapatıp onun yanına yattı. "İyi geceler, kedicik."

~
Michael'ı kim terk etti diye sormayın çünkü ben de bilmiyorum cksvkdbsk

Ayrıca olayları mı hızlandırıyorum ne...