"Zeliş'den nasıl vaz geçeyim ben?"
Hayatta vaz geçemezdim. Vaz geçseydim kesin kısmetini bulacakti. Olmaz.. bende onu bırakacak göz varmı?
Okuyucularım karar versin bunada.. ;)
Zelişin arkasından koşuyordum. Gerçi koşmakla haklıydım. Sonuçta kız arkadaşım yüzünden üzgündü.. yani benim yüzümden.
Sonunda kolundan tuttuğum gibi kendime çevirdim.
"Ya ne var Ulaş? Gitsene biricik sevgilinin yanına.."
Her an ağlıyacağı belliydi.. anlardım ben onu. Kaç senelik arkadaşım.
"Ya Zeliş, tamam lütfen yapma bak böyle"
"Ulaş.. o kız resmen annemden bahsetti ya.." ve o yaşlar akmaya başladı..
Annesini daha yeni kaybetmişti, ve ben Gül'e yani sevgilime, bunları anlatmıştım.. oda herkezin içinde konuyu açtı ve hic affedilmicek birşeyler söyledi.
"Annemle olanları, benim özel durumumu nasıl anlatırsın ona?" Haklıydı.. baya baya eşşeklik ettim.
"Özür dilerim.." ensesinden tuttum ve alnını göğsüme yasladım.. bu onu rahatlatırdı.
Ağlaması dindiğinde devam konusmaya başladı.
"Ulaş. Ben buradan gideceğim. Babam Istanbulda bir iş yeri buldu. Oraya taşınacağız"
Ben şok olmuştum.
"N-ne?"
Gözünün altındaki ıslaklığı sildi ve devam etti.. etmez olaydı be..
"Duydun işte, ben gidiyorum.." Yüzüme bakmadan söylemesi beni maf etti.
"Bunu şimdi mi söylüyorsun?"
"Ya biliyorsun vedalaşmaları pek sevmem ve.."
"ZELIŞ ben senin en yakın arkadaşınım, bana söylemicektimde kime söylicektin?"
"Tamam sakin ol, Ulaş"
"Ne sakini?"
"Bak.. ben oradaykende devamlı mesajlaşırız. Tamammi?" Ağlamaya başlamıştı..
"Tamam ağlama, bak yine astım olacaksın, bişe olacak"
Her ağladıgında nefesı kesiliyordu. Hastalığı vardı. Onca sene o ağlamasın diye hep güldürdüm.
"Bana son kez sarılırmısın Ulaş?"
"Tabii.. gel buraya" kendime çektim ve sarıldım. Sım sıkı..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kulağına fısıldadım.. "Beni unutma olurmu?"
ωω Şimdilik buraya kadarr canolarımm, umarım begenmissinizdir, Votelarinizi bekliyorumm ωω