Doğru düzgün kimse okumadığı için sınır koymaktan vazgeçtim sjshsjhs. İyi okumalar!
♡♡♡
Beni tanımaması için iman gücümü içimden konuştururken Berk Uzay'ı Can ile tanıştırıyordu. Sonra bana döndü.
"Uzay bu Masal Can'ın çok yakın arkadaşı dediğim gibi uçakta karşılaştık." O anda Uzay bana baktığında gözleri büyüdü. Anında bir sorun mu var der gibi baktım. Aklımı okurcasına "Seni bir yerden tanıyorum galiba daha önce tanışmışmıydık?" dedi. "Hayır! Yani sanmıyorum ben seni hatırlamıyorum çünkü aman neyse tanıştığıma memnun oldum."
Sıçtın varya Masal. Eheueh.
Aa iç ses sen nerelerdeydin hoş geldin.
Hoşbuldum canım.
Sana bir isim koyalım ya.
Oluuur.
Senin adın Bahriye olsun.
Hayır.
Evet. Sus.
"Bende memnun oldum." beni tanımadığı için mutluluktan uçarken ortamdan sıvışmak için hemen konuştum.
"Can ben iyi hissetmiyorum eve gidicem."
"Tamam birşeye ihtiyacın olursa ara."
♡♡♡
Yarım saat sonra:
Eve vardığımda eve yerleşmeme rağmen bidaha gözden geçirdim. Ve tabiki hoparlör sistemimi kurdum. Hiç müziksiz olur mu? Hayyyıır! Evet çocuklar bugünkü dersimizde dur dur ne oluyoruz ya?
Sen malsın.
Mallık bir lütuftur sağol Bahriyem.
Müzik olarak ne dinlesem tabiki bilemedim ve beni bu tür durumlardan kurtaran şarkıma gitti elim. Metallica-Nothing Else Matters. Rahatlamaya ihtiyacım vardı ve bu şarkı iyi geliyordu bana. Şarkı bittiği anda Buruno Mars açtım. Biliyodum çok alakasız ama ben kafama eseni dinleyen biriyim. Ama türkçe dinlemem. Sadece ingilizce. Burunocuğumun o yumuşacık sesinden Talking To The Moon yükselirken iyice koltukta mayışmıştım. Ve kapı çalındı. İçimden kapıya küfrederken kapı kolunu çevirdim. Ne olduğunu anlamadan arkamdaki kolona beni yaslamış ve içimi eriten bakışlarıyla karşımda duran Uzay vardı. Gözleri grinin en güzel tonuydu. Gözünde gri alevler vardı ama aynı zamanda da gri bir okyanustu. Ve bana kısa sürelikte olsa bahşedilmişti bu grinin en güzel tonları. Tabiki korktuğum başıma gelmişti. Aptalım ben! Hatırlamıştı beni. Ben düşüncelerimde kaybolurken aynı anda bir damla düştü grilerden. Onu böyle görmek benimde yaşlarıma engel olamadı.
"Seni unuttuğumu düşünmedin değil mi?" sesi titriyordu. Ama bir o kadar da erkeksiydi bu.
"Mümkün mü ki unutmamız?" dedim.
Uzun süre baktı. Gözlerinde kayboldum o da benimkilerde. Halbuki gözlerimin bir esprisi yoktu. Yeşildi sadece. Ama bana hep derdiki karanlıkta bile ben buradayım diye bağıran bu gözlere sıradan diyemezsin. Ben konuştum ondan önce.
"İçeri geç Can veya Berk görebilir."
"Onlar benimle gelmedi. Hala dolaşıyorlar."
"Yinede geç apartmandakiler rahatsız olabilir."
Hiçbir şey demeden içeri geçti. Ne konuşacaktık ne diyecekti bilmiyordum ama iyi şeyler olmadığından adım gibi emindim.
"Otur lütfen."
Oturdu. Ve uzun süre gerginlik dolu bir sessizlik vardı salonda.
"Neden gittin?"
İşta can alıcı soruyu sordu.
"Zorundaydım."
"Neden? Kim zorladı seni?"
"Söyleyemem."
"Tamam hadi bu konuyu geçtik neden haber vermedin Masal?"
"Aradığımda telefon numaranı değiştirmiştin."
"Harika 1 sene sonra mı aradın beni ben seni gittikten sonra her gün aradım ve sen bir kez bile cevap vermedin acıtanda ne biliyor musun? Telefonun kulllanıma kapatılmıştı."
İçten içe ona bütün olanları anlatmak istiyordum bulaştığım işleri yaşadıklarımı kaçmamı ama anlatamazdım benden nefret ederdi. Hoş benden şu anda da nefret ediyor. O zaman da çok anlatmak haber vermek istedim ama biliyorum ki bütün hayatını bırakıcaktı ve brnim yüzümden hayalleri yok olucaktı. Ben bununla yaşayamazdım...
Özür dilerim...
"Bak Uzay lütfen anlamaya çalış beni gerçekten elimde de-"
"Ciddi misin ya elinde değil miydi?! Hatırlıyor musun seninle ilk çıkmaya başladığımızda bir söz vermiştik. 'Ne olursa olsun ne yaparsak yapalım sır yok' sen bu sözü tutamadın Masal. Masal Seren bir sözü tutamadı!"
Sonrasında duygudan yoksun bir kahkaha attı.
"Özür dilerim tamam mı! Seni korumaya çalışıp daha fazla kırdığım seni bu denli üzdüğüm için, seni umursamıyor gibi davranıp çekip gittiğim için, sana aşık olduğum için, lanet olsun herşey için özür dilerim ama benim yerime bir kere olsun koy kendini aşık olduğun adamı bırakmak hiçbir şey olmamış gibi davranmak kolay mı sanıyorsun onu üzdüğünü bile bile ondan uzak kalmak hiçbir şey yapamamak sarılamamak sesini duyamamak ve en kötüsüde bunların sebebini açıkladığında senden nefret edeceğini bilip açıklayamamak ama buna rağmen senden nefret ettiğini bilmek kolay mı ha? Kolay mı!?"
Donup kalmıştı ve ben ağlamama engel olamıyordum. Az önce içimi dökmüştüm hayır kusmuştum. Ama ne yapabilirdim ki?
Onu görmem hala onu sevdiğimi hatırlatmıştı bana Akın sadece bir metafordu.
"Masal senden nefret ediceğimi nasıl düşünürsün?! Seni bu denli severken nas-"
Bir anda herşey kararmıştı ve yere düşmüştüm ama hala duyabiliyordum. Birazda olsa ayıktım.
Şu iki cümleyi duydum sadece:
"Hayır beni şimdide bırakamazsın. Sana bu kadar yaklaşmışken bırakma, sana ihtiyacım var!"
Bunları fısıldıyarak söylesede duymuştum kendisinin bile duyduğundan emin değildim o an herşey gitmişti.
Koca bir karanlık...
Ve sessizlik...
♡♡♡
Pek bir oy gelmiyo ama ben yinede yazıcam. Eğer hikayeyi cidden beğeniyorsanız lütfen önerin ve oy verin!
Sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kalp Parçaları
ChickLitHayal edin. Durun ya da etmeyin hayal ederseniz üzülürsünüz. 16 yaşındasın. Okulunda başarılısın. Platoniği olduğun senden 2 yaş büyük çocuk seni fark etti, senden hoşlandı, çıkıyorsunuz. Ne ters gidebilir ki harika her şey!!! Derdi herkes ama aklın...