Tao mesajlarına cevap yazmayan Kris için içinde hem öfke hem de endişe besliyordu. Bu vakitte yağmur yağarken dışarıda olması o da yetmezmiş gibi zil zurna sarhoş bir halde olması oldukça tehlike verici bir durumdu.
Belki kaçırılabilirdi.
Belki kafasını bir yere vurur ve hafızasını kaybederdi?
Peki ya organ mafyalarının eline düşmesi?
İçten bile değildi.Beyninde dönen bin bir türlü felaket gerçeklikten hiç de uzakta değildi.
Haberlerde milyarlarca insan bu tür şeylere maruz kalabiliyordu.Ama bu başkaydı.
Kris, Tao için o milyarlarca insandan değildi. Kris onun tek aşkıydı, birlikte büyüdüğü dostuydu ki bu kelime boğazına yumruları hiç kalkmayacak bir şekilde oturtsa da öyleydi.
Ona bir şey olmasını nasıl kaldırabilirdi?Cama boş boş bakıp kendisini yiyip bitirmektense telefonunu açtı ve rehbere girdi; rehberdeki isimleri geziyordu ilk önce karşısına Kris'in annesi çıktı ama eğer annesini ararsa çok endişelenirdi bu olmazdı biraz daha rehbere baktıktan sonra 'Suho' ismini görüverdi.
Tabi ya! Suho! Onu arayabilirdi.
Sayısı pek fazla olmayan arkadaşlarından biriydi Suho. Hiç düşünmeden isminin üzerinde bulunan parmağını kaydırıp onu aradı, ama bir şey unutuyordu ve bu bir şey telefon açılınca aklına gelmişti gecenin bu vaktinde ona nasıl git Kris'e bak diyebilirdi?Telefonun açıldığından bi' haber olan Tao; kanalı kontrol işlevi için Suho'nun kendisine 5. seslenişiyle dünyaya dönmüştü.
Suho meraklı bir ses tonuyla ne olup bittiğini sordu. Tao da olabildiğince sakinlik takınarak olanları anlattı. Telefon kapanmadan önce Suho yüce gönüllükle gecenin bu saatinde sevgili kris beyi aramaya çıkacağını ve Tao'nun içini ferah tutmasını söylemişti. Telefon kapandığında Tao kafasını cama yaslayıp dışarıyı seyretmeye koyuldu.
Burası Kris'e çok çok uzaktaydı, belki gökyüzü hâlâ aynıydı ama onun baktığı yıldız ve Kris'in baktığı yıldız farklıydı. Tanrı acımasız mıydı yoksa Tao mu kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyordu?
Eğer bir kız olsaydı o zaman Kris onu sevebilirdi değil mi? Çirkin olurdu belki ama birisine bir erkeğe olan aşkını anlattığında en azından tepki görmezdi. Ezilen kalbi daha fazla basınç altına girip de binbir parçaya bölünüvermezdi. Aşk istemek birinden çok bir şey miydi ki? Yoo hayır! ama belki de evetti? Kim bilir.☆☆★☆☆★☆☆★☆☆★☆☆★
Meraktan ve düşüncelerden beynini kurtaramayan Tao bir gram bile uyuyamamıştı ama Suho ona iyi haberler vermişti; Kris'in sadece şarjı bitmişti ve gayet iyi bir şekilde evindeydi.
Tüm geceyi uykusuz geçirmesi kendince bir sorun değildi ama bedeni şikayette bulunuyordu gözlerinin altı her zamankinden daha torbalı ve mordu ama umrunda değildi çünkü onun Kris'i iyiydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/64340919-288-k763954.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tell Me You Love Me/ TaoRis Texting
FanficPndaxx01: Beni sevdiğini söyler misin şimdi? Hiç olmassa sadece bir defa söyle lütfen... TallHandsome:Sanmıyorum. Pndaxx01:Biliyor musun pes etmeyeceğim Fannie~ Bu arada Seni seviyorum. Seni çok seviyorum. ******* Gene ben.s ay canım ben msndjdj...