n

954 183 15
                                        

Benimle konuşmandan haz aldığımı söylemiş miydim?

Gözlerin bana odaklanıyor, ve dudakların yalnızca benim için hareket ediyor.

O çok sevdiğim sesinin, yumuşaklığı ile adetâ beni kucaklaması ise cabası.

Bu özel hissettiriyor.

Bunu dile getirmek biraz utanç verici aslında...

Hayır, benim hissettiklerim elbette ki 'takıntı' gibi bir şey değil.

Yalnızca seni çok, çok fazla seviyorum.

Her bir parçanı, ayrı ayrı.

Öyle ki sen, benim yaşama amacımsın.

Ailemi kaybettiğimden beri çok az arkadaşım oldu, çünkü insanlardan korkmaya başladım.

Babamı, ardından annemi ve abimi öldürüp ailemi elimden alan canavar, babamın en yakın arkadaşıyken,

Ve bunu sebebi yalnızca basit bir ortaklık sorunuyken,

Birilerine gerçekten güvenebileceğime inanmıyordum.

Başka ne düşünebilirdim ki?

Sadece kafayı bulması dahi kızgınlığından gözünün dönüp üç insanın canını bir an bile düşünmeden alması için yeterliydi.

Zayıftı insanlar, iradeleri zayıftı.

Ancak, sonra seninle tanıştım Jungkook.

Tanıdıkça, güzelliğine yaraşacak kadar naçizane bir kalbe sahip olduğunun farkına vardım.

Ve sana güvendim, tereddüt bile etmeden.

Çünkü sen özeldin.

Çünkü sen yalnızca bakışlarınla insanlara güven verebiliyordun.

Bakışların dahi, ne kadar güçlülerse, bir o kadar da narinlerdi.

Sen ki, dünyanın kirletmeyi beceremediği biriydin meleğim.

Her zaman öyleydin.

Benim aksime, sen güçlüydün.

Sahi, bana anlattığın günü hatırlıyorum da, yüzünde buruk bir gülümsemeyle.

Kendi aileni kaybettiğin zamanı.

Sonradan oluşan tuhaf sessizliği bozmak için, en azından ortak noktalarımızın olduğunu söyleyip gülmüştün.

Ve kendinin aksine, benim güçlü olduğumu düşündüğünü söylemiştin.

Fakat hayır, ben güçlü değilim.

Sen onları kaybettiğinde ayakta durabildin, ben ise her şeye karşı güvenimi kaybettim.

Sen yaşamına tüm zorluklara rağmen devam edebildin.

Benim aksime.

Belki de,

Sana hayran olmamın başka bir sebebi de budur.

sin〃taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin