1. Bölüm

58 6 15
                                    

Gözüme giren güneş ışıkları ile uyanmadım. O maalesef dizilerde oluyor. Annemin alt katta evi yıkacakcasına evi süpürmesi ile uyandım.

Ayaklarımı sürüye sürüye banyoya gidip aynada kendime baktım. Şey gibiydim. Imm şey işte. Sanırım doğru kelime öcü. Yatmadan önce topuz yaptığım saçlarım birbirine girmiş tek gözüm kapalı. Açık olanında pek güzel gözüktüğü söylenemez açıkcası. Teki açık gözüm ile zar zor banyo yaptım ve annemin bu saatte derdi neymiş onu öğrenmek için aşağı indim.
' Şey Defne saat 2. Annene bunu sorma lütfen. Olan bana olacak. "
Ve buda benim iç sesim. Biraz oynaktır kendisi. Oynak derken sürtük demek istedim. Benim gibi bir kızdan bu iç ses nasıl çıkıyor aklım almıyor. Hangi günahın bedeli bu iç ses?

" Anne bu gürültü ne yahu? "
" Çok özür dilerim. Prenses kızımı uyandırdığım için. Ama napalım evi deyim yerindeyse bok götürüyor! " sonlara doğru bağırmıştı.
" Anne ne bağırıyorsun? Sağır mıyım ben? " diye bağırdım bende.
" Sağır değilsin ama çok güzel sağır rolü yapıyorsun. Seslendiğimizde felan duymamış gibi yapıyorsun! "
" Aa o saygısızlığı kim yapıyormuş? Cidden çok ayıp."
" Defne defol git ayağımın altından süpürge ile bir vururum beynin akar. "
" Deminden prenses diyordun şimdi defol git. Ponçik ruhum bu değişimi kaldırmıyor anne. "
Terliğine yönelince odama doğru depar attım. Anne terliği bu başka bir şeye benzemez.

Yatağa yatıp Bahar'a mesaj attım.
Kime: BaharAt
Baharım güzelim. Ben çok sıkıldım. Napalım?

Kimden: BaharAt
Niye sen portakal mısın?

Kime: BaharAt
Ew. Kankam olmasan 72817382 kere engellemiştim seni.

Kimden: BaharAt
Kıyamazsın ki sen bana. Çünkü kıyma değilim zaa.

İç sesim Bahar'a katıla katıla gülerken ben sakince telefonu yere bıraktım. Mal felan ama seviyorum işte napcan.

Annemin sakinleşmesini bekleyip içeri geçtim ve kendime mükemmel bir kahvaltı hazırladım. Evet tostta mükemmel bir kahvaltı. Bir yandan tostumu yerken bir yandan da pür dikkat annemi izliyordum.
" Defne kalk git şurdan sen bana masum masum bakınca gülesim geliyor. "
Annemle hiç normal anne-kız ilişkimiz olmamıştı. Daha çok Mahmut Tuncer-halay mendili ilişkimiz oldu. Birbirimizden kopamıyorduk.
Anneciğim beni kovmasını bahane edip odama çıktım. Okuma kitabımı elime alıp yatağa yattım ve telefon oynadım. Bu da benim serbest serseri stilim kardeş sanane.
" Defne bittin kızım sen "
" Mert niye odaya beni öldürecekmiş gibi giriyorsun? "
" Düşünmedim değil. Annemin en sevdiği vazoyu kırmışsın. "
Hemen yanımdaki kitabı alıp rastgele bir sayfa açtım. Zor zamanlarda yardımıma koşuyordu. Canım kitabım.
" Ben sabahtan beri kitap okuyorum. Onu kırma ihtimalim mi var salak?"
" Defne kitabı ters tutma gözlerin bozulur. "
Bir kitaba birde Mert'e baktım. Sonra tekrar ters tuttuğum masum kitaba baktım. Ben ve güzel kitabım bunları haketmiyorduk.
" Mert ben senin ablanım. Bana abla desene. "
" Konuyu değiştirme. "
" Kendi kırdığın vazoyu neden ben kırmışım gibi gösteriyorsun? "
" Çünkü sen benim ablamsın. Zor durumlarda yardımcı olman lazım. "
" Mert defol git odamdan bende önemli bir şey söyleyeceksin diye bekliyorum. "
" Bu önemli değil mi zaten? "
Tam karşı çıkacaktım ki aşağıdan annemin tiz çığlığı duyuldu. Bende kardeşimi tanıyorsam suçu benim üzerime atacaktı ve ben bitmiştim. Helvamı ağlamayan insanlara vermeyin. Bu da benim nasihatım.







Yepyeni bir hikaye ile geldim. Hoşgeldim. Lütfen bu hikayede hiçbir türlü mantıklı birşey aramayın. - Ve arada uçan inekten bahsedersem şaşırmayın. Yuh o kadar da değil. -

Büyü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin