eleven

2.1K 223 82
                                    

Birçok yerde çalışmıştım. Başlarda, bu kadar çok fazla işte çalıştığımı düşününce, erken yaşta başladığım için olduğuna inandırmıştım ama siktir edin bahaneleri, geçimsiz bir huysuzun tekiydim ve biriyle kavga etmeden en fazla 2 ay çalışabiliyordum bir yerde.

Akla gelebilecek her şeyi yaptım. Tamam, belki her şeyi değil ama bir inşaata bile başvurmayı düşünmüştüm zamanında. Becerebileceğimden değil de gerçi, heyecan arıyordum. Teyzem bir gün başımın gerçekten belaya gireceğini söyleyip duruyor gerçi de, yaşım gereği bir kulağımdan bile girmiyor.

Her neyse, şu zamana kadar çalıştığım yaklaşık olarak 12 restorandan çoğu beni müşterilerle kavga ettiğim için kovmuştu ve zaten kovulacağım kadar ileri gittiğinde olay, tüm gemileri yakıp daha da büyütüyordum olayı.

Bunlardan biri farklıydı.

Bir çocuk vardı, o zamanlar pek yakışıklı geliyordu gözüme ama bir Park Jimin değilmiş tabi.

Pizzacıda işe girmemin ikinci haftası kendisi işe girmişti ve yanımda çalışan iki sürtüğün de dibi düşüyordu tabii. Benimde farklı olduğum söylenemezdi ama uzaktan seviyordum ben.

Daha sonra, yanımda çalışan kırmızı saçlı kızla beni aynı anda götürdüğünü öğrendik. Durdum sanıyorsanız hayır, ilk önce çocuğun üzerine atlamayı düşündüm.

Bu durumda yapılması gereken şeyin, birlikte çocuğu pataklamak olduğunu düşünüyordum ben tabi.

Kırmızı saçlı kızımız, ben büyük bir şoku ve siniri atlatamamışken karşıma geçmiş, kollarını birleştirdi ve aynen şunu söylemişti.

"Bu orospuyla mı yani?"

Bundan sonrasını, şiddet içerdiği için anlatmıyorum ama en son saçlarını yaktığımı hatırlıyorum, ondan sonra birileri polisi çağırmış.

Nezarette kalmaya alıştığım için pek koymamıştı tabi, her kavgamın sonu orada bitiyordu. Siktiğimin insanları polisin numarasını unutsa harika olurdu.

Tüm bunları anlatıyorum çünkü, tam da kızı yatırdığım ve üzerinden insanların zoruyla çekildiğim masada oturmuş yemek yiyorduk Jungkook'la birlikte ve garip bir şekilde şapkasını, gözlüğünü arabada çıkartıp inmişti.

İnmeden önce gelen telefon yüzünden olduğunu düşündüm, belki çoktan haber çıkmıştı, bilmiyordum.

Büyük bir zevkle pizzamı yerken, tezgahın arkasındaki çocukla kıza bakıyordum. Hala çalıştıklarını düşünmüyordum buraya gelirken, demek ki kabak yine bana patlamıştı. Halbuki ben onları da atmışlardır sanıyordum işten.

Beline gelen saçları küttü şu an, kendi kendime gülerken Jungkook garip garip bakıyordu ama ilgilenmiyordum onunla bir süredir.

Kız bana, beni öldürecekmiş gibi bakarken tek yaptığım aptal gibi sırıtmaktı. Bir bok yapacağı yoktu ya, yapsa bu sefer küt değil pixie cut falan yapardı saçını, biliyordu.

Jungkook, arkamdaki tezgaha bakıp geri döndü neye baktığımı anlamak istermiş gibi.

"Bir sorun mu var?" dedi.

"Yoo," dedim omzumu silkip. "Ye sen, hadi."

Kuşkuyla bakan gözlerini bana dikti, kaşlarından birini kaldırınca inanmadığını anladım ama yoktu bir bok işte oturuyordum yerimde.

training wheels | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin