Bölüm 3

54 9 6
                                    

(Şarkıyı açmanız gereken yerde yazacağım.)

''Abla!Nasılsın?Sana bomba haberlerim var.''diyen Berke'nin sesi ile dolan gözlerimi silip burnumu çektim.Biraz sonra bu pis herifin sözleri yüzünden ağlayacaktım.

''Canım!İyiyim.Sen nasılsın?''O Ünal'ın oğluydu.Ama benim tek kardeşimdi.Onu çok seviyordum.Babasından ne kadar nefret ediyorsam onu da o kadar seviyordum.

''Ben her zamanki gibi mükemmelim.''dediğinde kıkırdadım.

''Kim besledi yine senin bu egonu?''

''Hani bahsetmiştim ya sana birinden...Heh! işte o biri-'' annemlerin yanında şifreli konuşmakta zorluk çekiyordu.

''Anladım.Tebrikler.Biliyorsun senin cazibene kimse dayanamaz.''

''Sen geç dalganı.Dışarı çıkacağım.Seni seviyorum.''

''Bende seni seviyorum canım.''

''Hoşçakal. ''deyip telefonu kapadı.

Benim nefes almaya ihtiyacım vardı.Terasa ilerledim.Gözlerime hücum eden gözyaşlarını serbest bıraktım ve geceye tek tek düştüler.Sadece ağlamıyor, hıçkırıyordum.Terasın demirliklerinden tutunup gökyüzüne baktım.Lacivertti ve yıldızların birer gözyaş olduğunu düşündüm.Gökyüzü de ağlardı.Bazen yağmur damlası gibi hareketli olurdu ve bazen de böyle yıldızlar kadar sessiz.

Bu herifin yıllardır bana olan derin bir takıntısı vardı.Annemle evlendiği zaman 15 yaşındaydım.O zamanlar çok değildi ama ben büyüdükçe takıntısı da büyüdü.Sırf bu herif için çocukluğumun şehri olan Balıkesir'i ,memleketimizi terk edip Bursa'ya gelmiştik.Burada bir holdingi vardı ve o holdingin işleri nedeniyle bizi yanına almıştı. Sözleriyle beni tiksindirmeyi başarmıştı.

Ve öz babam...

Onu hiç görmemiştim.İsmini bir kere duymuş ve aklıma kazımıştım.Kerem...Hayatımızdan defolup giden Kerem...

Bunları tekrar düşünmem daha çok ağlamama neden oldu.Başımı aşağı eğdiğimde beni izleyen birini gördüm.Anıl.Benim ona baktığımı görünce kafasını başka yere çevirdi.Hızlı adımlarla içeri girdim.Kendimi bu şekilde yatağa atsam uyuyamazdım.Ben her zaman bana iyi gelen bir şeyi yapacaktım.Müzik açıp bağıra çağıra eşlik edecektim.Burada bunu saat geçte olsa yapmam normaldi.Hayat burada geceleri de devam ediyordu.İlk çıkan şarkının sesini epeyce yükselttim.

(Şimdi açın şarkıyı.)

Alan Walker-Faded...Ardından gelen 2 şarkıya da eşlik ettim.Şimdi iyiydim.Fazlasıyla.Enerjimi boşaltıp yatağın kollarına kendimi bıraktım.

...

Telefonun çalışıyla gözlerimi açtım.Odama giren güneş kavuruyordu.Ekrandaki ''Havuçlu Kekim''yazısını görüp açtım.

''Kızım bir saattir zili felç ettim açsana kapıyı.''

''Uyuyordum.''deyip esneyerek yataktan kalktım.Kapıyı açtığımda 'sürpriz' diyen Elif'e baktım ve çığlığı bastım.Elif gelmişti.İzin alamadığını sanıyordum.Yaklaşık bir dakikayı üçümüz sarılarak geçirdik.Elif'in koyu kahve saçları ve onula eşdeğer gözleri vardı.Neredeyse aynı boydaydık ve o benim 'bitterim'di.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra sohbete daldık.

''Off kızım ya bunaltıcı bir hava var eriyip gideceğim şimdi.''diyen Elif'e Gamze kıkırdayıp

''Sen de haklısın kanka. Kaşarlar bu sıcakta eriyip gidiyor.Yani anlıyorum seni de.''dedi.Bu sefer bende güldüm.Elif Gamze'ye yastık fırlattı.

''Tamam.Dondurma alsak .Evde var mı Alaska?''diye soran Gamze'yi kafamı 'hayır' anlamında sallayarak yanıtladım.

''Gidip alsana.Birer dondurma yiyelim.'' dün olanlardan sonra Anıl beni ağlayarak görmüştü.Utanıyordum.Bu yüzden gidemezdim.

''Ben gitmesem...Gamze sen git.''dedim ama nafile.

Pufladım.

''Kim ,ne istiyor?''diye sorarken göz devirdim.

''Ben portakallı istiyorum.''dedi Gamze.

''Benimde öyle olsun.''diyen Elif'e 'tamam' deyip merdivenlerden indim.

Tezgaha ulaştığımda sandalyelerin çoğu doluydu.Kollarım tezgahın üzerine koydum.Bana yaklaşan Anıl'dan gözlerimi kaçırdım.Ondan şuanda çok utanıyordum.Soran gözlerle bana baktığını farkettiğimde tezgahta yazan yazılara baktım.'Kahveli' yazanı görünce gözlerim parladı.

Hızlıca ''2 portakallı, 1 kahveli. Hepsi 3 top olsun.'' dedim.

O ise aksine fazla yavaş davranıyordu.

''Baban hızlı dondurma yaptığını söylemişti aslında.''dedim.

''Her zaman hızlı olamam Alaska.''dedi.İsmim o söylediğinde hiç basit gelmemişti.Normalde ismimin telafuzu hiç dikatimi çekmezdi.Bunu derken hafifçe gülümsemişti.

''Ağlıyordun.Dün gece... Seni gördüm.''Söylemesen olmazdı sanki.Birileri beni izlerken ağlamak hiç hoşuma gitmezdi.Bunu sadece ananemin yanında yapardım.Onun yanında ağlamak iyi gelirdi.Utanmıştım.

''Iııı. Evet. Nolmuş?Geceleri ağlamak yasak diye bir kanun mu var?Ayrıca sen beni mi izliyorsun?''diye cevabı yapıştırdım.

O sırada 2. külahı alıp hazırlamaya başladı.

''Kötü bir şey oldu sanırım.''

''Dünya boktan bir yer daha kötü ne olabilir ki?''dedim.

2.külahı da uzattığında aldım.3. külahı uzattığında hiç konuşmadı.

''9 tl...'' dedi.Cebimden parayı çıkarttım.''Ve haklısın Alaska. Dünya boktan bir yer.''

Parayı alırken ''Sesin çok berbattı.''deyip kıkırdadı.

Eline vurdum. ''Sanane. Ses benim.Gırtlak benim.''



Kahveli DondurmamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin