5.

12 2 9
                                    

    Anıl yanımdan ayrılıp arkadaşının yanına ilerledi.Çocuk dengede çok zor duruyordu.Anıl bir hamlede çocuğun koluna girdi ve peşinden sürüklemeye başladı.Bana son kez el salladığında karşılık verdim.Onlar uzaklaşırken bende bir an önce Gamze ve Elif'i alıp gitmek istiyordum.Yoksa bizim kızlarda birazdan bayılırlardı.

1 saat sonra evin kapısına varmıştık.Elif ve Gamze girişe geçerken Anıl'ın adımı seslendiğini duydum. Döndüğümde Anıl'ı elinde dondurmayla bana ilerlerken gördüm.Tebessümümü saklayamadım.Dondurmayı bana uzattı.
   " Tekrar özür dilerim"deyip başını önüne eğdi.Bu an o kadar tatlıydı ki...
Hareketleri tıpkı yaramazlık yapmış bir çocuğun özür dilediği an gibiydi.
Dondurmayı alırken parmaklarımızın temas edişini düşünmek bile istemiyordum.Yoksa elimdeki dondurma yere düşerdi.Bugün beni kendiyle çektiğinde de elimden tutmuştu ama o anki adrenalinle unutmuştum.Sonra beni sudan çıkarışı sırasında da belimde elini hissetmiştim.Her neyse işte...
       "Aslında ben biraz abartmış olabilirim." deyip gözlerimi kıstım.
     Ufak bir sessizlikten sonra konuşan ben oldum.
        " Dondurma için teşekkürler.Ben artık eve geçsem iyi olur."
        "Tamam...Görüşürüz...Yani sen istersen?Şey yani buralardayım ya zaten.O yüzden görürüz birbirimizi."
Şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm ve bir kahkaha patlattım.Anıl kafasını kaşıdı.
   "Çok saçmaladım değil mi? " dedi.
  "Yaniii... Görüşürüz demen yeterliydi." deyip bu sefer gülümsememi bastırdım.
   " Görüşürüz o zaman." dedi.O arkasını dönmüş ilerlerken seslendim.
  "Anıl!" kafasını çevirdiğinde    
" Eğlenmiştim... Bugün atladığımızda." dedim. Gülümsediğini görünce bende gülümseyip içeri girdim.
 

•••
    Üzerime atlayan Elif'in kahkahaları ile uyanmıştım.
  " Elif saat kaç?!? Kalk üstümden!!"
  " Okula geç kalıcaz uyan hadi Alaska!"
" Uyandım geri zekalı!!Kalksana!"
uyarımla üzerimden kalkan Elif'e yastık fırlatıp kalktım.O kadar yorgundum ki...Üzerime insan içine çıkabileceğim bir şeyler giydim.Gamze dün bizimle kalmıştı.Mutfakta Gamze'nin hazırladığı kahvaltıya bakarak
"Biz bunları mı yiyeceğiz?"diye sordum.
" Ağh yok canım hiç sana bunları yedirir miyim?Senin yemeğini komşular kapıya koymuş.Git hadi al sende bizle otur." dediğinde göz devirip kıçına vurdum.
" Bakıyorum da espri modunuz açılmış.Yoksa dün Batuhan Beyciğinizle bir şeyler mi geçti aranızda?"
"Sen dün köşelerde trip atarken biz Batuşumla flörtleştik."
" Trip falan atmıyordum ben!!"
  

  Okuldan döndükten sonra günün kalan kısmını plajda değerlendirmeye karar verdik.Aslında ben sadece balkonuma çekilip kitap okumak istiyordum ama bizim kızların dırdırını çekmeye hiç niyetim yoktu.Bugün Anıl'ı hiç görmemiştim.Açıkçası onu görmeye ihtiyacım varmış gibi hissediyordum.Evimize yakın bir yer seçip oturmuştuk.Gamze ve Elif yüzmeye gittiğinde bende öylece uzanıyordum.Yan tarafımdaki kuma çöken çocuğu izlemeye başladım.Sarı saçları parlıyordu.Minicik bir bedeni vardı ve kuma birşeyler çiziyordu.Elimi çocuğun saçlarına uzattığım da başını kaldırıp bana baktı.Masmavi kocaman gözleriyle.Cılız suratı pürüzsüzdü.Ne tatlı bir çocuktu bu böyle.
"Merhaba " deyip gülümsedim.Cevap alamadım."Annen nerde senin? " diye sordum.
"Evde"
"Yalnız mı geldin sen buraya?"diye sordum şaşırarak.
"Evet."diyip fısıldayarak konuşmaya başladı.
"Abim burada olduğumu bilmesin.Tamam mı?"dediğinde gülümsedim.
"Yiğit!"
Sesin geldiği yöne döndüğümde Anıl'ın bize doğru geldiğini gördüm.Çocuğu kucağına aldı.
" Oğlum sen ne zaman sözümü dinleyeceksin ??"diye sordu Anıl.
"Abii..."
"Abi mi?"diye sordum.Anıl o ana kadar beni fark etmemişti.Sorumla bana döndü.
"Merhaba."
"Şu kucağımdaki yaramaz benim kardeşim." dedi ve kucağındaki çocuğu gıdıklamaya başladı.Çocuk kahkahalar ve çığlıklar atıyordu.Anıl çocuğu yere bıraktı ve elinden tuttu.
"Gitsek iyi olur.Dondurmacıyı boş bıraktım."dedi Anıl.
"Ama abii ben oyun oynamak istiyorum.Şütten!Şütten!"
"Anıl istersen Yiğit benim yanımda kalsın."dediğimde Yiğit'in gözleri parladı.
"Yok ya sen keyfine bak.Şimdi uğraşma Yiğit ile."
"Ya zaten sıkılmıştım bende.Hem biz Yiğitle arkadaşız dimi Yiğit?"deyip Yiğit'e göz kırptım.O da büyük bir hevesle başını salladı.
"Tamam o zaman.Bende sonra size katılırım belki."dedi ve Yiğit'in başını okşayıp uyarılarda bulundu.Anıl uzaklaşınca bende Yiğit'in yanına kuma çöktüm.
"Ee Yiğit ne oynayalım?"
"Deniz kabuğu bulmaca oynayalım."
"Peki..."
 
...

1 saat sonra Gamze evine döndü.Elif ise çok yorulduğunu söyleyip eve geçti.Bende Yiğit'i alıp dondurmacıya ilerlemeye başladım.Anıl tezgahta son müşteri ile ilgileniyordu.
"Hoşgeldiniz.Alaska istersen içeri geç.Bende birazdan mola vereceğim zaten." dedi.Yiğit'i alıp içerdeki ufak odaya geçtim.Odanın karşısında da ufak bir mutfak vardı.Bir dolap ve bir tezgah dışında bir şey yoktu.Bizim oturduğumuz odada ise televizyon ve puflar vardı.Çok geçmeden Anıl yanımıza geldi.Dondurma tezgahını kapatmıştı.
"Ee Yiğit bey eğlendin mi?"diye sordu Anıl.
"Evet çok eğlendim."deyip elindeki deniz kabuklarını Anıl'a uzattı.
"Bak!Bir sürü kabuk topladık."dedi . Anıl gülümseyip kabukları aldı.
"Yiğitle ilgilendiğin için sağol Alaska."
"Yiğit çok güzel bir çocuk.Ne zaman isterse onunla ilgilenirim."dedim.
"Şey...Waffle yer misin?"
"Olur."dedim.Bugün ikimizde fazla sıkıcıydık sanki.Anıl mutfağa geçerken bende peşinden ilerledim.
"Yardım edebilir miyim?"diye sordum.
"Tabii."
Çok geçmeden elimizde Waffle larla Yiğit'in yanına geçtik.Yerken Anıl ile sohbet ettik.Gerçekten çok eğlendim.Yani Anıl eğlenceli birisiymiş ve ben ona karşı önyargılı davranmışım.Anıl elinde tabaklarla mutfağa giderken bende peşinden gittim.O bulaşıkları makineye dizerken tezgaha yaslanıp onu izlemeye başladım.
"Neden öyle bakıyorsun?Bir şey mi diyeceksin?"
"Ha... şey... ben dalmışım."deyip ellerimi saçlarıma götürdüm.
"Sen neden sırıtıyorsun?"diye sordum.
Makineyi çalıştırıp yanıma geldi.Fazla mı yakındık?
"Senin haline sırıtıyorum."
"N-ne var ki benim halimde?"dedim.Kekelemiştim.Saçma sapan bir şey yapmaktan korkuyordum.O bana bu denli yaklaşmışken yapmam olağandı.
Ayaklarıma bakan başını kaldırıp gözlerime hizaladı.
"Ne mi var?Yalan söylemeyi beceremiyorsun,bunun farkına varıp saçını karıştırıyorsun ve şimdi de yutkunuyorsun..."duraksadı."Seni korkutuyor muyum?"diye sorduğunda 1675.kez yutkundum.Başımı hayır anlamında salladım."Peki o zaman..."dedi ve elini belime koydu.Bir anda bende elimi onun omzuna yerleştirdim.Neden böyle bir şey yaptım ki ben şimdi?
"Bana bak."demesiyle irkilip gözlerimi yüzünün her bir zerresinde gezdirdim.Sonra gözlerine sabitledim.O an her bir parçamın yanıp kül olduğunu hissettim.
"Çok güzelsin."dediği an kalbim sanki yerinden çıkıp yavaşça yükselmeye başladı.
"Sandığın kadar güzel değilim."deyip başımı eğdim.Nazikçe çenemden tutup ona bakmamı sağladı.Kaşları çatık bir şekilde
"Neden öyle dedin?"diye sordu.
"Bilmem.Öyle işte."Ellerimiz birbirini buldu.Her şey çok hızlı gelişiyordu.
"Bana neler yaptığın hakkında hiç bir fikrin yok değil mi?"diye sordu.
"B-bilmiyorum.Nasıl bu hale geldiğimizi de bilmiyorum."Yanağını yanağıma dayadı.
"Sen çok özelsin."diye fısıldadı."Farkında değilsin belki de ama daha önce hiç tatmadığım birçok duyguyu sende yaşıyorum."diye ikinci bir cümle fısıldadı.Ben birinci cümlenin şokunu kalbimde bir yerlerde dindirmeye çalışırken ikinci cümlesiyle ayaklarımın uyuştuğunu hissettim.Kafasını kaldırıp bana bakmasını sağladım.Sonra gözlerinin içine bakarak gülümsedim.Gülümsememe karşılık veren içten bir gülümseme suratına yayıldı.
Yiğit'in mutfağa girmesiyle ikimizde ani hareketler yapıp ayrıldık.Yiğit bize şaşkın şaşkın bakıyordu.Biz ise suratlarımızdaki aptalca bir gülümseme ile Yiğit'e bakıyorduk.
 

Eve gitmek için kapıya yanaştığımda Anıl'a dönüp
"Bana biraz zaman ver olur mu?"dedim.
"Anlayabiliyorum seni.Sonuçta her şey çok hızlı gelişti.Anlıyacağın bütün zamanım senindir."deyip dişlerini göstererek sırıttı.Ben eve doğru yürürken neredeyse dans edecektim.



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 31, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kahveli DondurmamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin