Başımı yere eğmiştim, sanırım biraz utandım... Hiç bozuntuya vermeden yanından geçip koltuklara doğru ilerledim ve üçlü rahat gözüken kırmızı koltuğa oturdum. Parmaklarımla dizimde ritim tutarken yanıma Jerry'in gelip oturduğunu fark ettim. Birkaç saniye sonra oturduğu gibi kalktı yerinden ve televizyonun yanına yürüdü. Eğildikten sonra eline aldığı birkaç DVD'yi bana göstererek
Jerry: Film izlemek ister misin? dedi. Kısa bir düşünmeden sonra yarım ağız bir gülüşle kafamı salladım onaylarmışçasına. Elinde teker teker değiştirdiği DVD'lere baktıktan sonra bir tanesini ayırarak bana döndü. Elindeki filmi bana göstererek
Jerry: Bu iyi bir şeye benziyor dedi. Gözlerimi hafif kısarak filmin adını okumaya çalıştım. "The Last Song" Bu filmi uzun zamandır izlemek istiyordum ama Lorren'in geçiştirmeleri yüzünden bir türlü izleyemedik. Merak ettiğim bir filmin çıkmasının heyecanıyla "hı-hı" diye bir ses çıkarttım. Kısa bir gülümsemeden sonra DVD'yi takmaya başladı Jerry. Filmin başındaki film tanıtımları geçtiği sırada ayağı kalkıp mutfağa gitmeye başladı. O mutfaktayken aklıma az önceki özür dilemesi geldi. Elimi dudaklarıma dokundurduktan sonra aklıma gelen düşüncelerle boğuştum kısa bir süre. Gerçekten pişman mıdır? Belki de beni seviyordur? Ahh.. Saçmalama! diye kendi kendime iç sesimle kavga ettikten sonra hızlıca dudağımda olan elimi çektim. Kafamı sola çevirdikten sonra mutfağın girişinde Jerry'nin geldiğini gördüm. Elinde koca bir kase patlamış mısırla yanıma oturdu. Film başlamıştı bile...
--
Patlamış mısırın bittiğini fark ettikten sonra boş olan kaseyi önümüzde duran sehpaya koydu. Bense kendimi filme kaptırmış,dikkatimi dağıtmamaya çalışıyordum. Ardından dizlerimde hissettiğim bir şeyle irkildim. Dizlerime baktığımda Jerry'le göz göze geldik. Meğersem kafasını dizlerime koymuş. Kısa bir afallamadan sonra gözlerimi kaçırarak filme geri döndüm. Aslında hala aklım onda... Ama fazlasıyla utangaç olduğum için gözümü filmden alamıyorum. Birkaç dakika sonra kıpırdanarak olduğu yerde yarım bir dönüş yaptı ve kafasını televizyona doğru çevirerek filmi izlemeye devam etti. Gözlerimi filmden kaçırarak ona baktım. Tanrım kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor.! Kısa bir yutkunmadan sonra filmi izlemeye koyuldum.
Mutlu sonun ardından fon müziği ile kadronun geçtiği yazıyı gördükten sonra filmin bittiğini anladım. (Kız zeki,dağılın xd) Filmin bitmesinin ardından dizlerimden kalkacağını düşünüyordum ama hiçbir hareket yok... Çekimserlikle beraber yavaşça yüzüne bakmaya çalıştım. Ahahah.. Uyuya kalmış. Suratımda oluşan sırıtmayı fark ettikten sonra kendimi toparlayarak ciddi bir ifade takındım. Bir elimi başının altına destek verdikten sonra yavaşça kalktım ve diğer elimle de elime geçen rastgele bir kırlenti kafasının altına koyduktan sonra destek verdiğim eli yavaşça kafasının altından çektim. Pencereler açıktı ve burada üşüyebilme ihtimalini düşünerek üst kata çıkmak için merdivenlere ilerledim. Basamakları teker teker çıktıktan sonra üst kattaki odasına girdim. Dolaplara doğru gidip dolabın kapağını açtım ve üst rafta duran pikelerden birini alarak dolabın kapağını kapattım. Elimle sımsıkı tuttuğum yumuşacık pikeyi aldıktan sonra odanın kapısını kapattım ve merdivenlerden aşağı olabildiğince sessiz bir şekilde inmeye çalıştım. Uyuya kaldığı koltuğun yanına giderek elimdeki pikeyi üzerine yavaş bir şekilde örttüm. Birkaç dakika onu uyurken izledim. Fazlasıyla masum görünüyordu, en azından bana yaptığı bu iğrençliğin yanında. Kendimi toplayıp etrafa bakındım. Bu katı hiç gezmemiştim. Gözüm kapıya doğru kaydı... Hadi ama saçmalama alex kapı her iddiasına varım kilitlidir. Boşuna kendini umutlandırma. Alt katı gezmeye başladım bekli arkada çıkış kapısı bulmak umuduyla... Yavaş ve sessiz bir şekilde mutfağa doğru ilerledim. Mutfaktan içeriye girdiğimde geniş bir mutfak vardı. Bankonun üstünde duran Jerry'nin dökmüş olduğu birkaç mısır tanesi vardı. Siyah ve beyaz ağırlıklı olan mutfak oldukça ferah bir yerdi. Mutfaktan dışarıya çıktıktan sonra mutfağın karşısında duran odanın kapısını açmak için kapı koluna elimi uzattım ve çevirdim. Kapıyı biraz araladıktan sonra içeriye girdim. Odanın köşesinde duran bilardo masası, onun karşısında playstation ve önünde oturulması için konulan iki tane armut koltuklar vardı. Hemen yanında ise langırt vardı. Görülene bakılırsa burası bir oyun odasıydı. Yavaşça kapıyı kapattıktan sonra son odaya bakmak için birkaç adım ilerledim ve görüldüğü kadarıyla arkada çıkış kapısı felan da yoktu. Hem evden kaçtıktan sonra nereye gitmeyi planlıyorsun? Resmen dağ başındayız.! Sonuncu odanın da kapısını açtıp içeriye göz gezdirdim. Gereksiz eşyaların olduğu kiler gibi bir yerdi burası. Fazla vakit kaybetmeden kapıyı kapattım ve arkamı dönmemle Jerry'i burnumun dibinde bulmam bir olmuştu. Beni korkutmuştu,aramızda olan kısa mesafeden nefesini bile hissedebiliyordum. Heyecanlandığımı fazla belli etmeden konuşmaya başladım.
-Uyuduğunu sanıyordum... Hiçbir cevap vermeden gözlerimin içine bakıyordu,bende konuşmama devam ettim.
-Sen uyuyunca benim de canım sıkıldı ve evi gezmeye başladım. Seni rahatsız ettiyse özür dilerim.. Suratında oluşan ufak bir tebessümden sonra "Sorun değil" dedi. Sorup sormamam konusunda tedirgin olsam da derin bir nefes alıp başımı yere eğdim ve bir cesaretle sordum.
-Beni bırakacak mısın? Bana doğru bir adım attı, aramızda fazla mesafe olmadığı için bende bir adım geriye attım ayağımı, sırtımda hissettiğim duvarla daha fazla ilemeyebileceğim bir yer olmadığını fark ettim. Bana bir adım attıktan sonra kollarını duvara koyup,erkekliğini bana bastırdıktan sonra konuştu.
Jerry: Bunun cevabını şimdilik bilmiyorum ama seni mutlu etmek için inan elimden geleni yapıyorum diyerek fısıldadı. İstem dışı olarak kısa bir inlemeden sonra yutkundum ve yapabildiğim tek şey gözlerine bakmak olmuştu. Kollarımla göğsünden ittirdikten sonra kollarından sıyrılmaya çalıştım.
Hiç bir şey demeden merdivenlere doğru ilerliyordum. Ne yani senin mutluluk kavramın seks'ten zevk alıp almamak mı?! Aptal!!!