uzun bir aradan sonra tekrar yayinlamaya basladim bildiginiz gibi anshadja bunun icin tekrardan ozur dilerim beybiler umarim hala okumaya devam ediyorsunuzdur oylarinizini ve yorumlarinizi eksik etneyin askimlar sizi seviyorummmmmmmm
bu bolume 5 vote gelirse yeni bolum de gelirrr
Bu gün 9. günümdü... Bir odada kapalı kalmak, teknolojiden uzak ve arkadaşsız bir şekilde zaman geçirmek delirmeme için bir neden olabilirdi. Elimi bornozlardan birine uzatıp elime geçen herhangi bir bornozu aldım ve vücuduma sarmalamaya başladım. Bornozu da giydikten sonra önündeki bağcığı bağlayarak saçlarımı kurulamak için küçük bir havlu aldım ve saçıma dolayarak banyodan çıktım. Gardırobun kapağını açtıktan sonra içindeki kıyafetlere göz gezdirdim. Dikkatimi çeken mavi, çiçekli elbiseyi askıdan çıkardıktan sonra yatağın üzerine koydum. Ardından ağır hareketlerle bornozumun önündeki bağcığı çözerek bornozun yere düşmesini sağladım. Elimi yatağın üzerinde duran elbiseye uzatırken beklemediğim anda kapı açıldı. Kafamı kapıya doğru çevirdiğimde Jerry'i gördükten sonra yere eğilerek yerdeki bornozu geçirdim aceleyle. Kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım.
-Kapı çalmak nedir bilmez misin sen?! Şuan yüzümün kızardığına yemin edebilirim. Jerry'in yüz ifadesinde de şaşkınlık vardı. Sanırım o da beklemiyordu beni çıplak göreceğini. Hızlı bir şekilde bornozu bağcığı ile bağladım. Jerry kendini toparladıktan sonra yavaş adımlarla yanıma geldi. Boynunu hafif eğerek boynuma öpücükler kondurmaya başladı. Tanrım yine mi?!! Boynumu öptüğü tarafa doğru boynumu hafif kırdım, bu onun öpmemesini sağlıyordu. Kafasını geri çekerek görlerime baktı ve fısıldarmışçasına konuştu.
Jerry: Sana karşı gelmemen konusunda bu konuyu söylemiştim. Yutkunmamdan sonra tekrar boynumu öpmeye başladı. Gözlerimi sımsıkı kapatarak adeta put gibi duruyordum. Elleri bornozun önünde duran bağcıklara gitti ve yavaşça çözdü. Bağcıkların düştüğünü ayaklarımda hissettiğim bağcıklarla anladım. Ellerini omzuma götürerek bornozu omuzlarımdan sıyırmıştı. Bornoz üstümden kaydıktan sonra boynumdan ayrıldı, gözlerimi araladıktan sonra bal rengi gözleriyle karşılaştım. Elleriyle çenemi kavradıktan sonra dudaklarımı öpmeye başladı. Benim ise yaptığım tek şey put gibi durmaktı. Yatağa doğru birkaç adım atınca bende mecburi olarak onunla birlikte yürüdüm. Beni yavaşça yatağa yatırdı. Endişeli ve korkuyordum ama elimden bir şey gelmiyordu... Yavaşça altındaki şortu çıkartırken benim yaptığım tekşey ise onu izlemekti. Ben adeta şok geçiriyorken o sırada tişörtünü ve boxer'ını çıkartmıştı... Ah! Hayır buna daha fazla bakamayacağım.. Ani bir hareketle gözlerimi kapatırken hissettiğim erkekliğiyle içim gerçekten fena olmuştu. İçime girdiğini hissettikten sonra istem dışı olarak inledim. Birkaç gel-git yaparken yanağımdan göz yaşları süzülmeye başladı. İçimden bu şeyin bitmesi için tanrıya dua ederken bir anda içimden çıktı. O sırada gözlerimi açtım ve olanları izlemeye başladım. Boxer'ını ve şortunu giymeye başlamıştı. Ardından yanıma eğilip baş parmağıyla gözyaşlarımı silerek konuştu.
Jerry: Özür dilerim...
--
Önceden hazırlamış olduğum elbiseyi giydikten sonra ıslak olan saçlarımı elimdeki havluyla kurulamaya başladım.Banyo yapmak bütün olumsuz fikirleri uzaklaştırmamada,rahatlamamda yardımcım oluyordu. Saçımı havluyla sallayarak kurutmaya başladıktan sonra hafif nemli olmasına rağmen tepeden toplayarak bağladım. Derin bir nefes aldıktan sonra alt kata inmek için kapıya yöneldim. Şayet ki bu oda da mutlu olduğum söylenemez..
Merdivenlerden indikten sonra mutfaktan gelen takırlıtardan meraklanarak mutfağa doğru hızlı adımlarla ilerledim. Kafamı mutfağın kapısından uzattıktan sonra görünün manzara oldukça ilginç ve komikti. Ben orda gülmemek için kendimi zorlarken Jerry de benim mutfağa geldiğimden habersiz kek yapma çabasındaydı. Etraf adeta savaş alanına dönmüş, havada uçuşan un bulutu eşliğinde elindeki mikserle kekin hamurunu çırpmaya çalışıyordu. Kendimi daha fazla tutamayıp sessiz kıkırtılarım kahkahalara dönüştü. Kahkahamla birlikte Jerry'nin yüzüme bakmasından sonra hafif mahcup bir gülüşüyle karşılaştım. Kaşlarını kaldırırken bir yandan üzerinden cıvık hamur harcının yere aktığı mikseri bana göstererek konuştu.
Jerry: Sadece kek yapmak istemiştim. Belki seversin diye... Gözünün altında ve burnunda olan hamur harcını gördükten sonra yeni bir gülme krizine girdikten sonra zar zor da olsa konuşmaya çalıştım.
-Sen olayı yanlış anlamışsın. Kek yapman gerekiyor, kek olman değil. Yüzünde oluşturduğu koca gülümsemeyle yanıma yaklaştı. Bana oldukça yaklaştıktan sonra göz göze geldik ve o kahkahalarla gülmem durulmuş, sessiz bir yüz ifadesine döndü. Yavaşça boynunu eğerek hafifçe dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Kendimi geri çekmemle beraber kafasını kaldırdı. Yüzü biraz düşmüştü...
Jerry: Neden anlamak istemiyorsun? Sorduğu soruyu anlayamamanın sıkıntısıyla tedirgince sorusuna karşı soruyla cevap verdim.
-Neyi?.. Dudaklarını hafif yaladıktan sonra sözlerine devam etti.
Jerry: Seni sevdiğimi... Ah, ne?! Ne yani beni seviyor mu... Biraz... Hayır, hayır oldukça şaşırmıştım. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Bu yüzden sadece başımı yere eğmekte çözümü buldum. Birkaç saniye sonra bekledikten sonra elini çeneme koyarak hafifçe hava kaldırarak yüzüne bakmamı sağladı.
Jerry: Yoksa beni sevmiyor musun?... Evet asıl soru bu, "Onu seviyor muyum?" Aslında bunun cevabını bende bilmiyorum.
-Bilmiyorum... "Öğrenmek ister misin?" demesiyle birlikte dudaklarımız birleşti. Ona karşılık vermiyordum. Birkaç kere alt dudağımı emmesiyle birlikte yavaşladı ve durdu. Sadece dudaklarımız birbirine kenetliydi, harekete dair hiç bir şey yoktu.. Evet Katy asıl soru bu "Sen onu seviyor musun?" Gözlerini kapatıp konsantre ol ve kalbinin sesini dinle...
Hafifçe dudaklarımı hareket ettirerek üst dudağını emmeye başladım. Birkaç hareketten sonra benden gelen hareketi gördükten sonra Jerry'de atak yaptı. Birkaç saniye sonra uyumlu bir şekilde öpüşmeye başladık. Dudaklarını dudaklarımdan çektikten bende gözlerimi açtım. Güler yüzle bana baktıktan sonra konuşmaya başladı.
Jerry: Biliyordum. Tek kaşımı kaldırarak titrek bir sesle sordum.
- N-neyi?
Jerry: Beni sevdiğini... Verdiği cevaptan sonra suratımda oluşan tebessümden sonra bu kez ben sordum.
-Peki nerden anladın?
Jerry: Gözler kalbin aynasıdır...