Fall

694 18 2
                                    

Bu bolumu Justin Bieber -Fall la yazdim sizde onunla okursaniz daha gercekci olur zaten hikayede de geciyor :D lutfen oylarinizi ve yorumlariniz esirgemeyin cidden ugrasiyorum hic yorum gelmiyor lutfen iyi kotu farketmez yorum yapin

Ben mutfakta Jerrynin dağınıklarını toplarken Jerry ise içeride müziklerle uğraşıyordu. Ardı ardına değişen 6,7 şarkının sonunda birine karar kıldı ve o şarkıda kaldı. Hafif kulak verdiğimde bilmediğim bir şarkıydı.. Kek harcının bulunduğu kabı da bulaşık makinesine yerleştirdikten sonra salona doğru ağır adımlarla ilerledim. Müziğe kulak verdiğimde gelen anlamlı sözleri hoşuma gitmişti…

justin bieber-fall Bununla dinleyin, daha gerçekçi olur sdkajsdgh)

Well let me tell you a story

(Sana bir hikaye anlatayım)

About a girl and a boy

(Bir kız ve oğlan hakkında)

He fell in love for his best friend

(En yakın arkadaşına aşık oluyor (oğlan))

When she’s around, he feels nothing but joy

(Kız etrafındayken, mutluluktan başka birşey hissetmiyor)

But she was already broken, and it made her blind

(Ama çoktan kalbi kırıldı ve bu onu kör etti)

But she could never believe that love would ever treat her right

(Aşkın ona doğru şekilde yaklaşacağına asla inanamadı)

But did you know that I love you? or were you not aware?

(Seni sevdiğimi biliyor musun? yoksa farkında değil misin?)

You’re the smile on my face

(Sen yüzümdeki gülümsemesin)

And I ain’t going nowhere

(Ve ben hiç bir yere gitmiyorum)

I’m here to make you happy, i’m here to see you smile

(Seni mutlu etmek için buradayım, senin gülümsemeni görmek için buradayım)

I’ve been wanting to tell you this for a long while

(Bunu sana söylemeyi uzun zamandır istiyorum) 

( Ha sözlerini de okuyun bu kadar üşengeç olmayın lan )

Salona geldiğimde Jerry kollarını belime dolayıp dans pozisyonuna geçtik, ağır hareketlerle dans ederken ben ise gözlerimi kapatmış şarkıyla hayatımın bütünlüğü hakkında düşüncelere dalıyordum. 

Who’s gonna make you fall in love

(Seni kim aşa düşürecek)

I know you got your wall wrapped on all the way around your heart

(Biliyorum kalbinin çevresi duvarla çevrili)

You’re not gon’ be scared at all, oh my love

(Hiç korkmayacaksın, aşkım)

But you can’t fly unless it lets ya,

(Ama sana izin vermedikçe uçamazsın)

You can’t fly unless it lets ya, so fall

(Sana izin vermedikçe uçamazsın, o halde düş)

Kafasını kafama dayadıktan sonra gözlerimi hafif araladım. Jerry’e baktığımda o da gözlerini kapatmış, şarkıyla bütünleşmişti. Yüzünü ezberlemeye çalışıyordum… Sağda gözünün altında duran küçük beni, uzun kirpiklerini, şarkının etkisiyle arada sırada gülmesinde oluşan yanağındaki çukurluklar… Çok hafif soluklaşmış pembe dudakları… Hiç bu kadar kapsamlı incelememiştim yüzünü. Bırak onun yüzüne bakmayı, onunla görüşmeyi bile istemiyorken onu sevdiğimi anlamam gerçekten acayip bir şeydi. Aslında gözümü açan da o’ydu. Kafamda dolaşan fikirlerle boğuşurken dudaklarının hafif aralandığını fark ettim. Ağzından dökülen kelimeleri seçebilmek için müzik yerine Jerry’e kulak astım.

Fall (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin