Karanlık -8-

422 68 248
                                    

Laxus Dreyar

"CİDDİ MİSİN SEN?!" dedi Erza masaya vururken.

Kantindeki masayla neyin artisliğiydi bu?

"Şaka yaptığımı gördün mü hiç?"

"Lütfen bu ilk olsun." dedi ellerini saçlarına atarken. "Laxus Mira'ya ne söylediğinden haberin var mı senin?"

"Evet. Ne söylediğimden pek tabii haberim vardı."

"Anlaşmıştık!" dedi iyice sinirlenirken. "Miranın cesaretini toplamasını sağlayacaktın. Onu geri getirecektin. Birlikte okuyacaktık burada!"

"Bak." dedim derin bir nefes alırken. "Üniversitenin adının çıkması için kör birine ihtiyacım vardı ve sen bunun Mira olmasını istedin. Kör, kördür dedim. Ama arkadaşın sınırlarını fazla zorladı. Benim kurallarıma uymayan kişi için ayrı bir çaba göstermem."

"Laxus. Mira hastaneye gitti şimdi. Elindeki ve dizindeki yaralar yüzünden."

"Evde iyileşmeyi beklememesi iyi olmuş. İyileşemezdi çünkü."

"Laxus! Hastaneye gidiyoruz ve Mirayı kontrol ediyoruz. Büyük ihtimalle yanında Juvia olacak. Dikkatli ol."

"Mirayla işim bitti benim." dedim doğrulurken. "Artık bu işte yalnızsın."

"Lütfen. Başka hiçbir şey istemiyorum. Sadece Miranın hastanedeki o halini gör. Ne halde olduğunu gör. Başka hiçbir şey istemeyeceğim senden."

"Hastanedeki halini görünce bir yumuşama yaşamayacağım."

"İspatlayabilir misin?" dedi gözleri hırslı bir şekilde parlarken.

"İspatlayabilirim." dedim derin bir nefes alırken. "Ama ispatlamam."

"İspatlayamazsın."

Hafifçe güldüm.

"Ben bu basit oyunlara gelmem Erza. İnat etmek gibi bir alışkanlığım yok, biliyorsun."

*******************

"İşte orada." diye fısıldadı Erza doktorun odasından çıkan iki kızı işaret ederken. "Juvia bizi görebilir dikkatli ol."

Ben hangi ara hastaneye gelmiştim lan? Şu inatçılığımdan kurtulmalıydım sanırım.

"Yürümesinde bozukluk var."

Yine sinirlenmişti Erza.

"Ona kendini kırık camların üzerine atmasını ben söylemedim." dedim omuzumu silkerken.

Erzanın dediği şeyleri dinlemeyip gözümü Mirajaneye diktim. Hala gülümseyebiliyordu. Hatta yine neşeli gibiydi. Ellerine sargılar sarılmıştı. Juviayı aradı etrafta. Bulduğunda gülümseyip sargılı ellerini havaya kaldırdı.

"Bak Juvia, senin bu kadar güzel sargıların var mı?" dedi kıkırdarken.

"Bak işte mutluymuş." dedim omuzlarımı silkerken. "Hadi gidelim."

"Cidden inanıyor musun?" dedi Erza bakışlarıyla Mirayı işaret ederken.

Adımları güçsüzleşmiş, omuzları düşmüştü. Artık tamamen Juviaya bağlıydı. Kendine bir güveni yoktu. Etrafa muhtaç bir hale gelmişti.

"Evet." dedim başımı sallarken. "İnanıyorum."

"Harika!" diye sinirle soludu Erza. "Mirayı sana emanet ederken ne düşünüyordum ki?"

"Düşünmüyordun bence."

Gözlerini devirdi sadece. Artık onu dinlemediğimi fark etmiş olmalıydı. Adımlarımı geriye doğru çevirip çıkışa yöneldim. Çıkışta Cong Cong'la karşılaştık. Mirayı bekliyor olmalıydı. Köpekle olan uzun süreli bakışmamızın sonunda ikimiz de farklı yönlere gittik.

Karanlık -Miraxus-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin