Karanlık -12-

489 66 111
                                    

Mirajane Strauss

"Laxus. Ben daha fazla içimde tutamayacağım. Dayanamıyorum artık. Dinlemeyeceğini biliyorum. Sana biraz geçmişimden bahsedebilir miyim?"

Bir süreliğine sessiz kaldı önce. Derin bir nefes aldıktan sonra konuştu.

"Dinliyorum." 

Ellerimi korkuluklara yasladıktan sonra başımı öne eğdim hafifçe.

"Dört yıldan beridir tanışıyoruz Ezra'yla. Tanışmamız çilekli keklerini düşürdüğüm için oldu. On üç çilekli kek." başımı yukarı kaldırıp burukça gülümsedim. "Hepsi puştun teki yüzünden oldu! Bana çarptı, sonra bir şey demeden gitti! Onun yüzünden kovuldum işimden! Bir özür dileseydi bari! Hala hatırlıyorum onu biliyor musun Laxus? Dik sarı saçları, yeşil gözleri, etrafa attığı umursamaz ve sinirli bakışları, uzun boyu..." Karşımda az çok beliren adama bakıp gülümsedim hafifçe. "Belki de ona teşekkür etmeliyim. Erzayla tanıştırdı beni sonuçta."

Başımı sağa sola hızla salladım. 

"Hayır, hayır teşekküre gerek yok. Yeni iş bulana kadar ölmüştük. Neyse, Erzayla tam dört yılımı geçirdim. Düşünsene, kızıl bir manyakla üç yıl aynı evde kalıyorsun!"

"Uyum sağlaman zor olmamıştır..." diye mırıldandı.

Omzumu silkip başımı salladım.

"Aslında, zor olmadı cidden. Erzaya her gün biraz daha bağlandım. Biraz daha, biraz daha... Her zaman birbirimizi korurduk. Her zaman destek olurduk. Tabii her gün gözümü açtığımda onu görüyordum. Normal sanki, ha? Okulda beraberdik, evde beraberdik, işte beraberdik. Ve garip bir şekilde Erzadan asla sıkılmadım. Hareketlerine o kadar alıştım ki her gün arar oldum."

Başımı sağa yatırıp bu sefer Erzayla olan hallerimizi gözümün önüne getirdim. 

"Bir gün eve davetiye geldi. Bizim de insanlarla pek iletişimimiz yoktu. Davetiye beklemezdik. Bisca ve Alzack evleniyormuş. Çok mutlu olmuştuk. Hatta, çiçeği kim kapacak temalı bir kavga yapmıştık."

Dolan gözlerime inatla daha da gülümsedim.

"Düğün günü her şey mükemmeldi. Güzel bir salon, güzel yemekler, kalabalık misafirler, güzel şarkılar... Büyülenmiştik sanki. Ki Erza, gelinlik, düğün kelimelerini duyduğunda kendini kaybeden biri. Bisca ve Alzack'ın sevinçleri gözlerinden okunuyordu. Ben bile mutluluklarından mutlu olmuştum. Herkes mutlu ya, bir kötülük olacak kesin. Bisca çiçeğini gelin odasında unutmuş. Bunu duyunca çiçek atılamayacak diye çok korkmuştum. Gelin odasına deli gibi koştum tabii. İçeriye vardığımda elektrikler kesildi. Ellerimle çiçeği bulduğumda ışıklar kısa bir süreliğine yanmış, sonra yeniden sönmüştü. Işık sistemi, müzik sistemi mahvolunca herkes şaşırma nidaları atıyordu etrafa. Sonra..."

Tüm yaşam enerjim çekilmiş, kelimeleri söyleyecek gücüm kalmamıştı. Dört yıldır kaçtığım geçmiş, bir gecede karşıma dikilmişti. Omuzlarımı daha da düşürüp tüm ağırlığımı korkuluklara verdim. 

İnatla gözüme dolan yaşları saklamak için başımı Laxusun zıt yönüne çevirdim. 

"Sonra odadan çıkacakken büyük bir patlama sesi geldi. Çıkan gürültüyle kapı yerinden oynamıştı."

Sesim iyice titremeye başlamıştı.

"Panikle geriye kaçarken simsiyah dumanlar doldurdu odayı."

Burnumu çekip kendimi toplamaya çalıştım. Kaşlarımı çattıktan sonra umursamaz bir edayla konuştum. 

"Ses sistemi kısa devre yapınca yangın çıkmış salonda."

Karanlık -Miraxus-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin