Aşkın Komik Tarafı

Babam Para mı Sıçıyo?

Multimedya=Can

  Karşımdaki kişiyi görmemle gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Diğerleride direkt bana bakmıştı. Ay o kim dimi? O Can eski sevgilim. Evet sevgilim vardı. Ama beni aldattı. İddia yüzünden çıkmış benle sonra bende onu arka bahçede tövbestafurullah birini yerken gördüm. Tabi baya bi dövdüm çocuğu. En son ona baktığımda dudağı ve bırnu kanıyordu. Elim serttir sölemesi ayağınızı denk alın. Tabi bunu öğrenen Alp'te dalmıştı çocuğa. Bende Alpe;

"Ay benim apiçim benide mi korurumuş! " diyip yanaklarını sıkmıştım. Oda bana;

"Az ötede yaşa Doğa! " die bağırmıştı. Bende ona sarılmıştım. Sonra oda bana karşılık veröişti. İçeri annem ve babam girince annem ağlıyomuş gibi yapıp sahte bir şekilde göz yaşını sildi. Babamda iki elini birleştirerek kalbine koyup boynunu bükmüştü. Bizde bence bunu daah sonra konuşalım çünkü bu çocuk dayak istiyo.

Sena;

"Ne işin var lan senin burda ne yüzle çıkıyon karşımıza yediğin dayaklar yetmedi mi? Eğer yetmediyse ben ek yapabilirim. " die bir çıkıştı. Can piç smile atıp;

"Gel döv Seno! " dedi. İşte bunu demicekti. Bunu sadece 1 yıl önce Amerikaya taşınan (temelli) sevgilisi Demir. Diyordu biz şakasını bile yapmıyor ağzımıza almıyorduk o kelimeyi. O yüzden son harflerimizin hepsi a olduğu için aptalı ekliyorduk. Alp;

"Siktirgit asabımı bozma benim! " dedi. Ben Sena'ya odaklanmıştım. Sinirlendiğinde her zaman ellerini yumruk yapıp gidiyomuş gibi yapar sonra döner çocuğun saçına yapışırdı. Bende Cana dönüp;

"Sen dersini almamışsın istersen okulun içinde seni bir daha yerin dibine gömebilirim! " dedim. Can alaylı bir bakış atıp;

"Burdayım bebeğim. " dedi. Ben bu çocuğu döverim. Senaya baktım bu sefer taktiğini ikimiz kullanacaktık. Sinirle eve doğru yürümeye başladık. Can bu sırada;

"Ah korktunuz mu? " diyip döniyordu. Omzumun arkasından baktım. Senaya bakıp göz kırptım. İkimiz aynı anda geri dönüp Sena saçlara ben de erkekliğine hücum ettim. Erkekliğine iki kez vurduktan sonra yüzüne benim için ağır ama onun için hafif olan yumruklarımı atmaya başladım. Sena hala saçlardaydı. Can yere düşmüştü. Bende üstüne çıkmıştım. Senaya baktığımda saç tellerini tutam tutam çektiğini gördüm işte benim kızım be. Arda ve Alpe baktığımda ise sırıtarak bizi izliyorlardı. Bi tane en son gücümle burnuna yumruk attım. Kanamıştı. Yuppiiii. Ahh hırkam kan oldu. Seni pislik erkek ırıspı. Senaya dönüp güldüm ve ayağa kalktım. Sena ayağa kalkıp Cana tekme attı. Sonra yumruğunu canın yanağına geçirdi. Bir OH çekip erkeklerin yanına gittik. Dörtlü çakıştıktan sonra eski eve doğru yürümeye başladık. Kapıyı çaldık. Kapıyı Burak açtı. Bacaksız. Burak;

"Hoşgelmediniz! " didi. Gözlerimi devirip içeri geçtim. Bir an önce kavuşmam lazım telefonuma. Salona baktım Neşe Teyze yoktu. Ama ben bu kadına neden teyze diyom ya maşallah daha depresyona girmek için genç abla diyim ben. Mutfağa gittim. İşte burda. Hemen yanına gidip;

"Neşe Abla biz geldik. " dedim. Neşe abla bana dönüp gülümseyerek;

"Hoşgeldiniz tatlım salona geçin ben telefonunu getiriyim." dedi. Başımı sallayıp. Salona ilerledim. Bizimkiler ve Burak koltuklarda oturuyorlardı. Acaba donlu çocuk nerde? O sırada merdivenlerden Buğra indi. İti an çomağı hazıtla işte. Koltuklara baktım. Sadece bir yer boştu. Bir anda ona dönüp gözümü kısıp sırıttım. Ben daha yakındım. Oda gözlerini kısıp koşmaya başladı. Hemen bende koşmaya başladım ve kendimi yerde buldum. Şuanda kendi odamdaki yeri aldatıyo gibi hissediyorum. Hemen kalktım. Anırarak gülen 5 kişi girdi görüntü alanıma bu sırada koltuk hala boştu. Hemen koltuğa atladım. Ahhh götüm acıdı. Ağzımdan Ah die bişi çıkınca yine anırdılar. Onlara ölümcül bakışlar atarken ponçik totomu ovuyordum. O sırada içeri Neşe abla girdi. O elindeki benim telefonum mu? Neşe abla bana telefonumu verdi ve mutfağa gitti. Acaba yemek mi gwtircek. Hemen yolda ezberlediğim şwyleri söyledim;