Bölüm 4-Yabancı kocam

17 1 0
                                    

Ekranda yazan isimle donup kaldım.Doğru ya birde Mete vardı.Soğuk sevgilim..

Telefonu meşgule atıp Mirzaya döndüm.Bu durumu nasıl hallediceğimizi konuşmalıydık.Fakat ısrarla çalan telefonum buna müsade etmiyordu yahu bu buzdolabının duyguları varmış gözlerim yaşardı merak edecek vakti buldu beyefendi.

Düşünceler alemine dalış yaparken Mirzanın sesiyle kendime geldim.

-Önemli galiba bakmıcak mısın?

-Haklısın bi bakıp geleyim ben.

-Zahmet olmasın.

Gözlerimi devirip odadan çıktım ve telefonu açtım.

-Ne var Mete işim var ki meşgule atıyorum.

-Yarın dönüyorum ben buluşalım özlemişsindir.

Höst şuna bak hele özledim değilde özlemişsindir.

-Kalsana biraz daha ne çabuk dönüyorsun ve aslına bakarsan özlemedim.

-Hadi hadi için içini yedi dimi gittiğimden beri neyse Hilal le denize giricez ararım seni sonra.

Ve telefon yüzüme kapandı.Sinir kat sayım yüzümün kızarmasıyla doğru orantılıydı.İmkanım olsa burnumdan dumanlar çıkartacaktım.

Derin nefesler eşliğinde odaya girdim ve kendimi koltuğa attım Mirzanın bakışları üstümdeydi.Rahatsızca kıpırdanarak kafamla ne var işareti yaptım.

-Kim aradı da burnundan soluyorsun.

-Sanane.

-Adam akıllı konuşulmaz mı seninle?

-Sevgilim aradı oldu mu kocacım.

-Oo demek sevgilin var durumu nasıl açıklayacaksın daha hastaneden çıkmadan yoğun bakımlık olmak istemiyorum.Hele ki şirkette işler birikmiş vaziyetteyken.

-Korkma zararsızdır tebrik bile edebilir sanki beni umursadığı var hödük.

-Neyse sizin sorunlarınız tabi.

Arkama yaslanıp etrafı incelemeye başladım sonra gözüm istemsizce Mirzaya kaydı saçını düzeltirken parmağındaki alyansı görmemle bir şoka daha girdim.

-Se-sen evli misin?

-Hafıza kaybı yaşıyorsun seninle evliyim ya işte.

-Parmağındaki yüzüğü diyorum.

Gözleri parmağına gitti.Uzun süre bakakaldı.

-Nişanlıyım.

-Durgunlaştın neden?

-Onu kaybetmek istemiyorum çünkü ve bu durumu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.

-Anlayışla karşılar bence.

-Öyle mi dersin?

-Sonuçta senin bir suçun yok gerçekten seviyorsa inanır.

-Sanırım haklısın.

Mirza eline telefonu aldı.Bi süre ekrana baktı kararsız gibiydi.

-Napıyosun?

-Sanemi arayacağım buraya gelsin ve şu sıkıntından anlatıp kurtulayım.

-Manyak mısın sen kıza damdan düşer gibi söylenir mi önce bi hastaneden çık kızı biyere götür orda söyle.

-Yine haklısın aslında kafan çalışıyomuş senin he iyi iyi arada sana danışırım.

-Ordan bakınca danışmanlık gibi mi duruyorum git kendine birini tut.

-Karım varken başkasına niye para vereyim aa çok ayıp.

Karım kelimesine alışamadım her ne kadar öylesine söylensede bi farklı hissettiriyordu.Aklıma babam geldi umarım çocuğu vurmadan önce dinler.

Akşam olmuştu ve benim uykum iyice bastırmıştı bizimkileri arayıp idare etmiştim neyseki.Gerçi günü kurtardık fakat yarın ve sonrasında napıcam bilemiyordum.

-Ahh.

-Noldu iyi misin?

-Biraz hava almak için dışarı çıkayım dedim de sırtıma ağrı girdi.

-Yat dinlen yarın çıkarsın bol bol.

-Olmaz çok sıkıldım.İnsan koluna gireyimde gezdireyim ben der insanlık ölmüş be.

-Ne mız mız adamsın yahu düş önüme.Pardon koluma gir.

Yavaş yavaş hastanenin bahçesine çıkmıştık hava çok güzeldi ve aslında banada iyi gelmişti boş banklardan birine oturup sessiz bi şekilde gökyüzünü izledik.Ama sessizliği bozan Mirza oldu.

-Seviyor musun?

-Efendim?

-Senin şu buzdolabını.

-Seviyorumda sevmek yetmiyor mutlu olmaya anlaşamıyoruz.

-Ayrıl o zaman.

-Düşünüyordum zaten fakat kamptan gelmesini beklicem.Peki sen ?

-Sen derken? Ben seninkinin kamptan gelmesini beklemeyi düşünmüyorum elbette ne alaka canım.

Gülsem mi ağlasam mı bilemedim sorumu nerden anladı şaşkın ya.

-Sen seviyor musun yani şaşkın?

Gözleri durgunlaştı belli bir süre.Birkaç kere ağzını açıp bişeyler demeye çalıştı sanki toparlamaya çalışıyordu söyleyeceklerini.

-Hani böyle küçük çocuklar bayramı dört gözle beklerler içi içine sığmaz giyecekleri kıyafetleri ayakkabıları baş uçlarından ayırmazlar ya öyle seviyorum öyle heyecan duyuyorum ne bileyim garip birşey.

Yanağımdaki ıslaklıkla afalladım ağlamışmıydım hadi canım yok artık.

-Oha çokta romantik değilimdir söylesene ağlatmayı nasıl başardım?

-Bilmem belkide böyle sevilmeyi hayal edip hayal kırıklığına uğradığım aklıma geldiği içindir.

-Umarım gerçekten kıymetini bilen birini bulursun Cansu.

-Umarım bulurum Mirza.

Bu konuşmadan sonra ikimizde birşey demeden bir müddet daha öylece oturduk.Hava serinlemişti iyice açıkcası içim ürpermişti.Kalksam mı kalkmasam mı diye düşünürken omuzlarıma örtülen şeyle irkildim.Mirza hırkasını çıkartıp bana vermişti.

-Sevgilin görse öldürür seni her üşüyen kıza hırkanı mı verirsin?

-Abartma Cansu sonuçta iki yabancı karı kocayız ve sevgilimin olması centilmenliğimden birşey götürmüyor.

-Peki sen üşümüyor musun al şunu.

-Valla kızıcam şimdi o hırkayı çıkartma sakın bide hasta olucaksın başıma şu olaylar başımızdayken hiç sırası değil hem.

Gözlerimi devirip güldüm.Centilmenlik mi yaptı bencillik mi düşünmeden edemedim açıkcası.

Gözlerim artık kendiliğinden kapanmaya başlıyordu sanki hiç kuvvetim kalmamıştı açık tutmaya.En son önümden kayan yeri hatırlıyordu ve sonra sanki kuş gibi havalandım ama hiçde rahatsız değildim kendimi uykunun en tatlı hallerine doğru bıraktım..

Olaylar zinciri yavaş yavaş karışacak artık keyifli okumalar :)

2 KİMLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin