4-kriz

76 24 10
                                    

Kulağıma dolan korna sesleriyle gözlerimi araladım.Esneyerek yerimden doğruldum.Başımı sağa çevirdiğimde bir çift öfkeli gözle karşılaştım.Yine ne olduda kırmızı görmüş boğa gibi bakmaya başladı bu?

"Sağır mısın kızım sen?!iki saattir bağırıyorum, dürtüyorum,korna basıyorum uyanmak bilmiyorsun. Kolunu bacağını kesseler ruhun duymaz." Fesuphanallah ya.Herkes de benim uykuma takmış.size ne kardeşim.

"Bağırma bana be!ayrıca ikidir kızım deyip duruyorsun,deme bana kızım falan." bu adamın Allah ailesine,sevgilisine sabır versin.Nasıl dayanıyorlardı buna yahu?evlat olsa sevilmez türünden,bu değişik göz.

"Cırlama!in artık arabamdan da"gözlerimi etrafta gezdirdim.ormanın içinde duran bu villa görmeyi beklediğim son şey bile değildi.iyi de bu orman kaçkını niye beni buraya getirdi ki?.birazcık,çok azıcık tırsmaya başlamıştım.kimi kandırıyorum,deli gibi korkuyordum.korku dolu bakışlarımı değişik göze çevirdim ve konuşmaya başladım;

"Neden beni buraya getirdin?evime gitmek istiyorum ben" arkaya uzanıp bir poşet aldı ve kucağıma attı."Bununla telefonunu şarj et,sonra şu lanet olasıca evinin adresini öğren."

"Şarjımın bittiğini sana söylememiştim ben." telefonumumu karıştırdı yoksa bu manyak?başka nasıl bilecek ki şarjımın olmadığını.

"Bilmem için söylemene gerek yok zaten.herkesi kendin gibi saf mı sanıyorsun sen?" tam ağzımı aralayıp konuşacaktım ki, işaret parmağını dudağımın üzerine koyarak konuşmamı engelledi.kalbim,kalbim neden kulaklarımda atıyor? Korkudandır canım başka neyden olacak ki?yaptığının farkına varmış olacak ki elini çekip konuşmasını sürdürdü.

"Cırlama yine.hadi inelim arabada piriz yok malesef" bende var sanmıştım zaten.

"Tamam."arabadan inip hızlı adımlarla kapının yanına gittik.Hava da bayağı soğukmuş.Anahtarları çıkarıp kapıyı açtı ve geçmem için geri çekildi. Demek ki istediğinde kibar olabiliyormuş." mersi"deyip kıkırdadım.o da arkamdan homurdanarak geliyordu.

"Mutfak sağdan 2.kapı"
"Ne?!!"
"Karnım aç,senin yüzünden yemek de yiyemedim.sende iyiliğimin karşılığı olarak bana yemek yapacaksın." dedi kanepeye çökerek.

"Peki yapmazsam?"
"Kapıya atarım" yok yok o kadarını da yapmazdı değil mi?tabi yapar, niye yapmasındıki.bu gaddardan herşey beklenir.değişik göze arkamı dönerek mutfağa yöneldim.

"Bakalım burada neler varmış?kıyma mı" gözlerimin parladığına yemin bile edebilirim.dudaklarımı yalayarak dolaptan kıymayı çıkardım. Hmm yanına patates kızartması, pilav falan da yaparım.ooohhh miss.bir saatin sonunda sofra tamamen hazırdı. Saate baktığımdaysa gecenin 3'ünü gösteriyordu.

Değişik gözü çağırmak için içeri girdiğimde salonda kimse yoktu,sonra masadaki kâğıtlar çekti dikkatimi.kâğıtlara yaklaştığımda kayıp ilanı olduğunu gördüm.elime aldım ve okumaya başladım.

kâğıtta Mine Yağızhanın bir ay önce kaybolduğu yazıyordu. Altta da irtibat için telefon numaraları yazıyordu. Melek ve Melih Yağızhanın numaraları vardı,anne ve babası herhalde.hala bulunamamış,kim bilir ne çok acı çekiyorlardır.küçücük çocuğu nasıl annesinden babasından ayırırlar,5 yaşındaki çocukla ne işleri olabilir ki?

masanın üzerinde bide gazete haberi vardı.bu olayla ilgiliydi.Rüzgar Ateşer diye bir adamın röportajı vardı.minenin dayısıymış.aşağı tarafa baktığımdaysa büyük bir şok geçirdim. Rüzgar Ateşer bu adam mıydı yani?belki de bu yüzden hep böyle sinirliydi.ensemde hissettiğim nefesle, korkuyla yerimde sıçradım.

Umut TaneleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin