Karakterlere karar verdim sanırım. Diğer bölümde karakterlerden bahsedicem biraz neyse
Evet yeni bölüm.
-"Sonunda eve gelebildik yorgunluktan bayılmak üzereyim okul alışverişi de ne kızım ilkokul muyuz biz."diye sitem etmemle İlke'nin gülmeye başlaması bir oldu yok yok bu kız iyi değil.
"Tabii ki de ilkokul değiliz abartma sadece birkaç defter,kalem ve okul forması aldık."
"Ölüm gibi bir şeydi. Forma alırken terzinin bakışlarına ne demeli hahahaha.."
"Emin misin yavrum biraz daha keseyim istersen." deyip terziyi taklit ettiğinde yeniden gülmeye başladık ikimizde. Akşam yemeği hazırlamak için mutfağa geçtim. Ve tencerenin içine su koyup kaynaması için ateşe koydum. Dolaptan makarnayı çıkarıp tezgahın üzerine bıraktım. Salata işini en iyisi İlke halletsin.
-"İlkeeeee!" diye bağırmamla İlke'nin
"Nee varr." diyerek yanıma gelmesi bir oldu. "Salata ellerinden öper."dedim ve "O iş bende deyip buzdolabına ilerlemesi bir oldu." Üzerimi değiştirmek için odama çıktım. Ve en sevdiğim mor pijamalarımı giyip saçımı da bir ev topuzu yapıp aşağıya indim. Makarnaları suya attıktan sonra oturma odasına geçtim ve telefonumla ilgilenmeye başladım. İlke'nin seslenmesiyle telefonu koltuğa atarak mutfağa doğru ilerledim."Hadi yemek hazır."gerçekten acıkmışım fazlasıyla hızlı bir şekilde yemeğimizi yiyerek mutfağı toplayıp odalarımıza çekildik. Bugünkü okuldaki o çocuğun gözleri aklımdan bir türlü gitmiyordu. Neredeyse bütün gece onu düşündüm ve uyuya kalmışım.
İşte başlıyoruz. Bu sefer alarmı ertelemeden kalktım ve kısa bir duş aldıktan sonra formalarımı giyip saçlarımı kurutup şekil verip sadece parlatıcı sürüp çantamı da hazırlayıp odadan çıktım mutfağa gittiğimde İlke'ninde benim gibi erken kalktığını hatta kahvaltı bile hazırladığını gördüm.
"Günaydıınn."dedi ve bende "Günaydıın." diyerek karşılık verdim. Kahvaltımızı edip taksi durağını aradık ve taksi beklemeye başladık. Ev okula yürüme mesafesinde değildi babamlar her ne kadar şoför konusunda ısrar etselerde istememiştik. Taksi gelince binip "Karal Kolejine" dememizle taksici abla evet bayan bir şofördü. "Tamam kızım." dedi ve tebessüm etti. Bizde aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdik. Okulun önüne geldiğimizde ablaya ücreti ödeyerek indik. Okula girdiğimizde çok fazla insan yoktu bu iyi bir şeydi. Sınıfımız 3.katta olduğu için merdivenleri çıkmaya başladık. Bir yandan da İlke ile gülüşerek sohbet ediyordum . Ne olduğunu anlamadan birine çarptım. Al işte kendini kaptırırsan alık alık başımı kaldırmadan "Pardon ben..." başımı kaldırmamla o mavileri gördüm. "Sen nee bana bak yeni kız bir daha bırak bana çarpmayı dokunmayı yanımdan geçersen kötü olur anladın mı! " demesiyle sanki dilim tutulmuştu. Cevap veremedim ben Elisa Duygun o mavilerdeki siniri ve öfkeyi görebiliyordum. Ama ona tek bir kelime edemiyordum. " Sana anladın mı dedim!" diyerek beni sarsıp sert sesiyle bağırmasıyla herkesin kafası buraya dönmüştü. "Anladım bırak canımı acıtıyorsun." dememle bana tiksinerek bakıp kolumu sertçe bıraktı. O an boşluğa düşmüştüm. Her ne kadar bedensel olmasada zihinsel olarak boşluktaydım.Alt tarafı çarpmıştım yanlışlıkla olmuştu. İlke koluma dokunarak "İyi misin" dedi ve bende "İyiyim hadi artık şu sınıfa çıkalım." diyerek güldüm. "Pekala"dedi ve merdivenleri çıkmaya devam ettik .Biliyordu iyi olmadığımı hatta şu anda düşünüp durduğumu biliyordu. Ama zorlamak istemiyordu beni işte.
Sınıfa geldiğimizde baya kalabalıktı ve boş bir yer bulup oturduk.
Ders neredeyse başlamak üzereydi ve lavaboya gitmem gerekiyordu.
"İlke ben bir lavaboya gidip gelicem." diyerek yerimden kalktım. Ve kızlar tuvaletine girdim. Aynada kendime baktım betim benzim solmuştu. O kimdi ki bana bağırabiliyor ve beni bu kadar korkutabiliyor ya. Borok bono çorpmoyo dokonmoyo yonomdon bolo goçorson koto olor . Ne yapabilecekse bir badboy havalarına girmiş. Kızlar tuvaletinden çıkarak sınıfa girdim. Ve tam benim arkamdan hoca girdi. İnce uzun boylu tahminen 40 yaşlarında bir bayandı ensesinde yaptığı sıkı topuz ve siyah kalem eteğiyle ben öğretmenim diye bağırıyordu adeta.
"Günaydın gençler." dedi ve sınıfta günaydın hocam diyerek karşılık verdi. Bizi görmesiyle "Ah neredeyse unutuyordum ben yeni sınıf arkadaşlarınız siz kendinizi tanıtın bakalım." dedi ve tam o sırada kapı açıldı. Yine o bilindik mavilerle göz göze gelmemle kafamı hocaya çevirdim. Hiç bir şey demeden o ve arkadaşları sıralarına yani tahminimce sıralarına doğru yürümeye başladılar.
Hoca ise "Bu ne terbiyesizlik Aral her gün aynı bu huyunuzdan vazgeçin."diyerek nutuk vermeye başladı. Demek adı Aralmış.Aral ise "Okul benim değil mi istediğim saatte istediğim zaman girerim derse bunu burdaki herkes bilir sen hala öğrenemedin mi hoca."diye karşılık verdi. Okul benim mi ? Demek o yüzden bu rahat tavırlar ben badboyum benden uzak durlar. Hoca ise onun dediğine cevap vermeyerek bize döndü. "Evet tanıyalım seni ."dedi beni göstererek. Bende ayağa kalkıp" Elisa Duygun İzmir'den buraya taşındık. deyip oturdum. Aynı şeyi İlke için de sorunca oda benim gibi "İlke Gökçe İzmir'den taşındık. dedi ve derse geçtik sıkıcı geçen iki geometri dersinden sonra beden eğitimi dersi en sevdiğimiz acaba burada da futbol takımına girmeyi başarabilir miydim. İzmirde iken çok iyi oynardım. Hocayla bir konuşsam iyi olucak. "Hocamm!"
"Hoca camide evladım." deyip gülmesiyle bende bir tebessüm ettim ve "Öğretmenim ben futbol takımına girmek istediğimi söylemek için geldim." dediğim sırada o sahte badboyumuzun yanındaki çocuklardan biri de hocanın yanındaydı ve bu dediğime bıyık altından güldü ve telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı. Hoca ise bana sen ciddi misin bakışlarını atıyordu. Ne var ki alt tarafı bir futbol takımına girmek istiyorum dedim demesemiydim acaba.Ardından hoca "Tamam kız zilli ama ben çok zor beğenirim hadi kolay gelsin giyin de gel seni bir test edelim."dedi bende "Tamam hocam."diyerek hocanın yanından ayrıldım soyunma odasına indim. Kapıyı kapatıp kabine ilerlememle kapının kilitlenmesi bir oldu. "Vay vay yeni kızımız futbol takımına mı giricekmiş ."deyip yanağıma dokundu. Ve elini ittim. "Ne istiyorsun?" dedim ve dememle daha da yakınıma gelip "Takıma girmiceksin."dedi "Nedenn? " dememle "Çünkü giremiyceksin hoca kız futbol takımını bana çalıştıttırır benim fikrimi alır takıma birini sokmadan ve ben onaylamazsam o takıma giremez yeni." deyip nefesini kulağıma doğru üfledi.Bacaklarımın daha fazla beni taşıyabileceğini düşünmüyorum. Ellerimi omuzuna koyup tam iticektim ki aklıma bana dokunamazsın dediği geldi ve hemen ellerimi aşağıya indirdim. Ona dokunmak isteyen kim. "Ne oldu ellerini nereye koyacağını mı bilemedin yoksa "deyip güldüğü sırada "Sana çarpmayı dokunmayı bırak yaklaşamam sonucu kötü olurdu unuttun mu ?" dedim onu kendi silahıyla vurarak affallamış bir halde bana baktı demek isterdim ama o katı yüz ifadesinden hiç bir ödün vermeden histerik bir kahkaha atarak kahkaha atmak sana ne çok yakışıyor be çocuk neden somurtuyorsun sen ne diyorum ben "Ben ne dersem onu yapıcaksın madem şimdi ellerini koy omuzuma."ne saçmalıyor bu "Ne saçmalıyorsun sen.Ben seni ittirmek için koy....." diyemeden dudaklarıma yapışması bir oldu.Onu saçından tutup çektim ama o yanlış anladı ve inleyerek kendini bana bastırdı. Dudaklarımı hissetmiyorum artık her ne kadar karşılık vermek istemesem de dudaklarımı sürekli dişlediği için ağzımı aralamak zorunda kaldım dur artık dur nefessiz kaldığında geri çekildi ve bende soluk soluğa nefes almaya başladım. Alnını alnıma dayayıp dudaklarıma üfleyerek konuştu mantıklı düşünemiyordum. İlk öpücüğümü kendi 2dakikalık zevki uğruna kaybetmiştim. "Dudakların..."dedi ve onun bu affallamış halinden faydalanarak ittirdim tokadı bastım.
" Sen ne yaptığını sanıyorsun be kimsin de sen beni öpüyorsun ulan sen kimsin de benim ilk öpücüğümü alıyorsun." Bir yandan bağırıp bir yandan göğüsüne yumruklarımı vuruyordum. Ve ağlayarak yere çöktüm. "Neden yaptı..n ne.den " kendimden geçmiş bir şekilde yerde otururken yanıma oturduğunu hissettim. Ve beni kolunun altına aldı saçlarıma kafasını gömdü ne yapıyor bu "Özür dilerim." dedi ve hiç bir cevap vermedim. Sessizce yanımdan kalkıp kapıyı açtı ve çıktı.
Yazar'dan
İşte şimdi oyun başlıyordu. Kapıyı kapattıktan sonra kendi kendine güldü genç adam. Bakalım yarın sabah da bu kadar hırçın olabilicek misin yeni diye geçirdi içinden. Aslında yapmamasını söylüyordu içinden bir ses saçmalıyordu o acımazdı helede o cadıya mı acıyacaktı koşarak bu okuldan kaçıcaktı yada ona boyun eğmeyi öğrenecekti.Ve bölüm sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri
ChickLit"Dur!" "Sorun ne ?"dedi yorgun ve bitkin çıkan sesiyle. "Bu halde araba kullanamazsın.Sarhoşsun." "Bir şey olmaz bana hem olsa da ne güzel işte kurtulursun benim gibi bir itten." dedi tükürürcesine......