Bazen birini sevmeniz için o kişinin Dünya'da olması gerekmez. Bazen de sadece fotoğrafını gördüğünüz kişiye âşık olursunuz. Annem. Ona hiç dokunamadım. Sadece fotoğrafına bakarak sevdim ve hayran oldum ona.
Annem ben doğduktan sonra vefat etmiş. Buna rağmen bir yanımın hala ona bağlı olduğunu hissedebiliyorum. Hani bebekler annesine kordon ile bağlı olur ya, beni anneme bağlayan bir kordonum yok. Sevgim var. O bu Dünya'da değil. Ama hala ona sevgiyle bağlanabiliyorum. Onun benimle olduğunu biliyorum.
Babam her zaman anneme benzediğimi söylerdi. Bunu beni avutmak için söylediğini sanırdım. Ta ki gücümü belirleyen o güne kadar. İlk defa o gün anneme benzediğimi ve annemin kızı olduğumu hissettim.
Ben bir Tehlike Hisseden ya da Vampire Yakın değilim. Ben annem gibi bir Acı Çektirenim. Ben Işıl Gürmen'in kızıyım. Annem o gün Kuday Sarayında infaz edildi. Ölüm sebebi Acı Çektiren olmasıydı. Güçsüzler herkesi sarayda zannediyordu. Ben yoktum.
Orada olmamam Suzan teyze tarafından bir mucize olarak görülüyor. Bana göre sadece tesadüf.
Bir tesadüf ile hayata bağlı kalmış bebek şanslı gözükürken annesini doğumdan yarım saat sonra kaybeden bebek doğuştan şanssız. Şans ile şanssızlığın ortasındayım.
Bir yanım cennetken diğer yanım cehennem. Babamın ve Suzan teyzenin olduğu kısım şüphesiz benim cennetim. Annemi kaybettiğim ve İKG olayları ise cehennemden başka bir şey değil. İKG'da o cehennem ateşinde yanmaktan korkuyorum. Orada ölmek istemiyorum.
Daha beş yaşlarındayken babama en merak ettiğim soruyu sordum: Annem ölürken ben nasıl hayatta kaldım?
O zamanlar ne kadar çoğu soruyu sormaya cesaret edemezken bu soruyu sorabilmiştim. Yaşım küçüktü biliyordum ama cevabı kaldırabilirdim. O gün babam bana tüm gerçekleri anlattı. Duyduklarım kalbime hançer gibi saplandı ve ben o hançerin açtığı yarık olup çıktım. O yarayı bir türlü kapayamadım. Büyük bir çukur olarak kaldı orada. Vücudum ile bir bütün oldu. Bir daha da kanatmaya cesaret edemedim.
Annemin barış konferansı öncesinde suyu gelmiş. Revir konferans dolayısı ile kapalıymış. O yüzden babam doğurtturmuş annemi. İlk o beni kucağına almış.
O zamanlarda da şimdiki gibi doğan bebek herkese gösterilmezmiş. Annem beni konferansa götürüp tüm dikkatleri çekmek istememiş. Bu yüzden beni beyaz bir örtü ile sarıp babamın yaptığı beşiğe yatırmışlar. Annemin doğumdan ötürü ağrıları varmış ama yine de saraya gitmişler. Henüz nüfus kayıtlarında ismim olmadığı için kimse anlamamış yokluğumu. Ne annem ne de babam söylemişler doğumun olduğunu. Barış hevesi için annemin karnındaki şişliğin yok olduğunu bile fark eden olmamış. Zaten on dakika içinde sisle etkisiz hale getirmişler herkesi. Annem o gün binlerce kişiyle beraber infaz edildi.
Antlaşma sağlanınca babam ve barış konferansında korkudan bebeğini düşüren Suzan teyze koşarak eve gelmiş. Suzan teyzenin de eşi Uçabilen olduğu için infaz edildi o gün.
Babam beşiğe baktığında ağlamaktan kıpkırmızıymışım ama yaşıyormuşum. Babam eşinden kalan tek hatıra olarak görüyor beni.
Tüm gece boyunca babam beni kucağında tutmuş. Henüz bebek olduğum için bir tehlike arz etmiyormuşum ama büyüyüp annemin gücünü alma olasılığım olduğu için herkes temkinli davranır, gözler benim üzerimde olurmuş.
O vakit babam ve Suzan teyze yaşamam için bir karar vermek zorunda kalmışlar. Suzan teyze o gece hem bebeğini hem kocasını kaybetmişti. Beni kaybetmemek için babamın teklifini kabul etmiş. Herkese annemin Suzan teyze yani bir Vampire Yakın olduğunu ve babamın annemi aldattığını söylemişler. Suzan teyzenin bebeğini düşürdüğünü kimse bilmediği için herkes inanmış. Anneme gelince, annemin bebeği konferans sırasında düşürdüğünü anlatmışlar. Yani Suzan teyze ile annem yer değiştirmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEFÂ
FantasyHalkımız ben doğduğum zaman bir antlaşma yapmışlar. Benim ölmem gerektiğini söyleyen bir antlaşma. Herkes beni Vampire Yakın olduğumu zannediyor fakat ben bir Vampire Yakın değilim. Ben bir Acı Çektirenim. Halkım için büyük tehlikeyim. Ve halkımın b...