Elena, Brandon'ın yanına ulaşmıştı. Ev feci derecede yanıyordu.. İçinden ''AMAN TANRIM!'' diyordu devamlı. Ev bir yandan yanarken, Elena Brandon'a doğru koşuyordu. Yanına hızlı adımlarla ulaştı.
Elena: Aman Tanrım, Brandon ben çok üzgü-
Brandon: Sorun yok Elena. Sadece elektrik şalterleri yanmış.
Elena: Nasıl yanıyor ya?
Brandon: Polis kimin yaptığını araştırıyor işte. Bende bilmiyorum.
Elena: Umm, Pekala annen ve baban? Ayrıca Lugrib?
Brandon: Annem ve Babamı hastaneye götürdüler. Kediyi ise bulamadık hala.
Elena: Tanrı kediyi korusun.
Brandon: Ee, evi boşverde bugün buluşalım mı?
Elena: Brandon! sen aklını mı kaçırdın? Evin yanıyor, ailen hastanede zor durumda, kedi kayıp, bütün eşyaların gitti, ve sen bana gelip buluşalım mı? diyorsun.
Brandon: Özür Dilerim. Bu aralar benimde canım sıkkın
Elena: Neden?
Brandon: Sevdiğim bir kız var, Amanda. Çok güzel bir kız aslında.
Elena: Yoksa, bizim sınıftaki her yeri tüy olan ve derslerden 100 alan ezik mi?
Brandon: Hey! ona ezik deme. Bizde eziğiz Elena baksana halimize. Bella gibi kaltaklar lüks malikanelerde biz burada küçük evlerde.
Elena: Haline şükür et, Brandon. Afrika'daki çocukları düşün.
Brandon: Aynı Annem gibi konuşuyorsun!
Elena'nın bir anda telefonu çalmaya başladı. Bu soğuk havada telefonun titreşimi insanın tüylerini diken diken ediyordu.
Elena: Neyse, onu bunu boşver beni Nathan arıyor.
Brandon: AH, Gene mi?
Elena: Brandon. Senle buluşmaya gelmiyorum!
Brandon: Neyse, iyi konuşmalar.
Elena hemen telefonu açtı ve konuşmaya başladılar.
Nathan: ALO! PIZZACI MI?
Elena: Bağırmasana be! Benim Elena.
Nathan: Ha, ne? Aaa. Elena sen miydin?
Elena: Pizzacı olsam bile böyle saygısızca bağırılmaz.
Nathan: Ya sus, duygusal şeylere girme. Ee, neyse buluşuyomuyuz?
Elena: Evet. Ben şuan eve doğru yürüyorum, üzerimi değişip gelirim.
Nathan: Senin gelmene gerek yok. Ne ile geleyim? Porsche mi? Ferrari mi?
Elena: Hava atmasaydın iyiydi. Porsche
Nathan: Tamam 2 saat sonra oradayım.
Elena, hemen telefonu kapatıp eve doğru koşuyordu. Bir anda topuklu ayakkabısı'nın topuğu kırılmıştı.
Elena: Has, Siktir!
Karşıdan bir komşu bağırarak ''Küfür etme! Burası babanın ocağı değil.''
Elena kimseyi aldırmadan sinirli bir halde, eve yamuklayarak koştu. Eve ulaştığında direk kapıyı açtı. Eve girer girmez, merdivenlere doğru koşarken annesi ona bağırdı.
Jennifer: ELENA!! SEN MİSİN?
Elena: Evet benim.
Jennifer: AZ SONRA YEMEK YİYECEĞİZ!
Elena: Gelemem. İŞİM VAR!
Elena odasına girdi, bir duş aldı ve hemen üstünü giyindi. Makyajını yaptı ve bir selfie çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elena'nın Günlüğü (KİTAP OLDU)
JugendliteraturElena okullar kapandıktan sonra ne yapacağını bilmiyordu. Nathan mı? Brandon mı? bu zor seçimde Elena'ya katılmayı unutmayın. ------------------------------------------------------------------------------------------------- 94 gündür Nathan...