MAVERA

270 19 17
                                    

Bütün gece uyuyamamış düşüncelerimin esiri olmuştum.Koyu renk perdelerin arkasından, odama zorla girmeyi çalışan güneşi bedenimde hissettiğimde kalkmaya karar verdim.En sevdiğim şarkılardan birini açarak aynanın karşısına geçip her gün yaptığım olumlama cümlelerimle güzel bir günü karşılamak istiyordum. "Her şey çok güzel olacak." Evet anahtar kelimelerim kesinlikle bunlardı. Fakat aynadaki görüntüm adeta bunun tersini söylüyordu.Geceden kalma olduğumu belli eden, sarıya yakın bal rengi gözlerime gölge düşüren siyah halkalar sabah sabah gülümsememe sebep olmuştu.Daha fazla görüntümden ve kendimden umudumu kesmeden kendime gelmemi sağlayan soğuk bir suyu yüzüme çarpıp hazırlanmaya başladım.

Büyük gün.

Yetenek sınavı sonuçları açıklanacaktı.İdealist bir insandım.Herhangi bir şeyi istemek ve onu alana kadar uğraşmak hayat felsefem olmuştu.Siyah ya da beyazdım. Grilere yer vermiyor, ne istediğimi çok iyi biliyordum.Ve asla şunu es geçmemeliyim ki rutin işler ve monotonluk asla bana göre değildi. İşte bu yüzden tüm tercihlerimi İstanbul'daki Güzel Sanatlar Fakültesi -Fotoğrafçılık Bölümü- olarak yazmıştım. Sonuçların açıklanmasına yaklaşık iki saat vardı. Bu iki saate neler sığdırabileceğimi düşünürken odamın kapısı ritmik bir şekilde çalınmaya başladı. Kim olduğunu çoktan anlamış, ağzım kulaklarımda "gel" demeye hazırlanırken annem odaya daldı.Sanki elinde bir mikrofon varmış gibi -mesleğinin alışkanlıklarından olsa gerek- üstüme üstüme gelmeye başladı.

-Evet, Rüya Arsın.Sonuçlar bugün açıklanıyor! Nasıl hissediyorsunuz? Ankarayı özleyecek misiniz ?

-Hayır. Tabi ki de özlemeyeceğim.

Çok sert çıkışmıştım.Aslında bunun iki sebebi vardı. Birinci sebebi; babamı Ankara da ve bu evde kaybetmiş ve acımın -doğrusu acımızın-çok taze olmasıydı.Her ne kadar mutlu ve umursamaz davransam da kesinlikle içimde bazı duyguların üzerini örtmüştüm.İkinci ve en önemli sebep ise İstanbul benim hayallerimin başkentiydi.Fotoğrafçılığı nasıl istediysem aynı şekilde İstanbul'uda o kadar çok istemiştim.Nedenini gerçekten bilmiyor ama iyi şeyler olacakmış gibi hissediyordum.Dediğim gibi "her şey çok güzel olacaktı."

Babamdan kalan bu evde annem, ben ve İpek -kız kardeşim ile- beraber yaşıyorduk.Annem uzun senelerdir haber sunuculuğu ve muhabirlik yapıyordu.Aslında soğukkanlılığımı annemden aldığımı söylemek yanlış olmaz aksine kesinlikle kurulabilecek en doğru cümle olurdu. Annem çok kötü şeyler görmüş ve yaşamış, güçlü bir kadındı.Bunun yanında anne olmayı asla unutmamış ve hiç bir şeyi bizden üstün tutmamıştı.Kesinlikle idolüm annemdi... İpek ise benim ve annemin tam zıttı bir karaktere sahipti.Umursamazdı ve babamı kaybettikten sonra içine daha da kapanmış ve ona ulaşmamızı bir şekilde engelliyordu.Birbirimizi günde iki kere görüyorduk. Kahvaltı ve akşam yemeği.Kardeşimin daha fazla kendi içinde kaybolmasına izin vermeyecek en kısa zamanda bu durumla ilgilenecektim.

Aklımdan geçen düşünceleri toparladıktan sonra annemin, sesini yükselterek beni kendime getirmeye çalıştığının farkına vardım.Annem çoktan konuyu değiştirmiş,gece neler yaptığımı soruyordu.Aslında gerçekten çok bir şey yapmamıştık. Lisedeki arkadaşlarımla buluşmuş ve gelecek hakkında 60 yaşındaki yaşlılar gibi yakınmalarını dinlemiş, sonra cafe&bar tarzı kalabalık olan ortamdan hızlıca kaçmama yardım edecek bir bahane bulmuş ve gecenin bir yarısı eve dönmüştüm.Çok fazla alkol kullanmasam da katlanamayacak kadar kötü muhabbetlerini unutturacak,üç beş bir şeyler içmiştim.Anneme ne söylemeliydim?

-Çok güzel bir geceydi, asla unutulmayacak arkadaşlıklar kazanmışım gerçekten.."

Alaycı bir gülüşle lafı toparlayıp, konuyu değiştirme sıramı kullandım ve anneme onu çok özleyeceğimi söylemeye başlarken buldum kendimi.Uzun ve kabarık olan "Hayaller"dosyamı annemle beraber karıştırırken sonuçlar için son 10 dakikanın kaldığını fark ettim.Belli bir zaman duygu karmaşası içinde kaldıktan sonra son dakika da sadece kalp atışlarımı sayıyordum ki sonuç ekranı geldi...

Hırslı olmam işte şimdi işe yaramıştı.İstediğim şehir, istediğim okul,istediğim bölüm..

-"Kazandım!"

O kadar içten söylemiştim ki gözlerimden akan yaşlar yanaklarımı süpürüyordu.Annemin sıkı sıkı kucaklaması, İpek'in büyük ihtimal sesleri duyup, odama gelip, uzun zaman sonra bana tebessüm etmesi.. O anı, hayatımın boyunca hayallerim için ilk adım olarak aklımın bir köşesinde saklayacaktım.

İstanbul'a gitmek için beklemem gereken sadece iki gün vardı. Dört sene beklemiştim, iki gün çok hızlı geçecekti...

Tüm hazırlıklar tamamdı. Yola çıkmak için taksiyi bekliyordum, bu sırada odama son kez girip her şeyi tekrar düşünmeye başladım. Burada çok arkadaşım yoktu. Yalnız bir çocukluk geçirmiştim. Lisede doğru düzgün arkadaşlıklarım olmamıştı. Hepsi günlük hayatlar sürdürüp, sınav günü, gelecek kaygısına kapılan tiplerdi. Her neyse alışmıştım yalnızlığa.Düşüncelerim yine beni boğmaya başladığı sırada taksinin korna sesini duydum ve aşağıya inerek annem ve kardeşimle vedalaştım.Hüzün ve heyecanla taksiye bindim.

Taksiden inip otobüse bindikten sonra hızla ilerlerken,tekrar cesur bir şekilde kendimi doğruladım.

"Herşey Çok Güzel Olacak."

Güzelliği Azrail'i bile büyülemiş, insana yaşaması için sebep veren bir şehir gibiydi adeta. Deniz güneşin altında yanarcasına dalgalanırken gökyüzünün görkemli mavisini giymiş, diğer tüm renkleri kıskandırıyordu. Rüzgar bir farklı esiyordu burada. Havayı her içime çektiğimde keskin hava ciğerlerime doluyordu. Bu beni daha fazla heyecanlandırıyordu. İyi şeyler olacaktı. Olmak zorundaydı. İnanıyordum.

Hoşbulduk İSTANBUL.

YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.ÇOK ALIŞILMADIK BİR HİKAYE GELİYOR.!!!!

SİYAHIN RÜYASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin