Bazı sabahlar böyle uyanır uyanmaz keşke yaşadıkların bir kabus olsa dersin hani, hatta uyandığına pişman olursun, yatağında iki saat debelenip durursun,en sonunda uygun pozisyonu bulursun çişin gelir ya hani öyle sabahlardan birini yaşıyorum. Ama uyumamın imkanı yok. Elektrik süpürgesi ile bütün evi süpürüyorlar teyzemgil. Bir saniye ya? Elektrik süpürgesi mi, iyi de bizim öyle bir aletimiz yoktu ki!
Yattığım yerden kalkıp salona doğru uçtum, kapının orada yeni alınmış süpürge kutusunu gördüm. Işte bu hic iyiye alamet değildi, teyzemler burada uzun süre kalmayı planlıyorlar demektir. Koşarak odama girdim. Apar topar kot kazak ne bulduysam giyindim, Kuzey'in montunu da çantama iyice sıkıştırıp evden kaçtım. Okulun tuvaletinde boya badana yaptıktıktan sonra Kuzey'e mesaj attım:
" Günayydın:) Montunu eğer benden almazsan çok üşürsün bence. " Ayy bazen kendimden midem bulanıyor ama nedense erkekleri tavlamak için beyin özürlü numarası yapmam şartmış gibi geliyor. Erkekler " bebek taklidi yapan kız" iticiliğinden bahsediyor ama uzun ilişkilere bakacak olursak kızların hepsi 0-6 yaş arası.
Çocuktan mesaj geldi, bizim kantine geleceğini söyledi. Ama bunu öyle soğuk yazmış ki. Off sert erkeğimm. Önüme ders notlarımı aldım beklemeye başladım, geldiği zaman yapacağım şirinlikleri düşündüm, teyzemler konusunda nasıl özür dileyeceğimin provalarını yaptım, montunun üstüne parfümümü boca ettim. Giydiğinde beni ansın diyerek. Aradan baya zaman geçti anca teşrif edebildi. Yanıma geldi suratıma bile bakmadan " acelem var ver gideyim ben "yaptı. Dedim Aleyna bu iş olmayacak boşuna amin demişsin, verdim montunu. Aldı teşekkür etti.Döndü arkasını tam gidiyordu ki bir daha konuşma fırsatı bulamam diyerek atladım konuşmaya;
" Şeyy Kuzey bir şey soracağım? "
Döndü. Ne soracağımı tahmin edermişcesine
" Dinliyorum" dedi.
" Dün neden bana geldin?"
" Erkek arkadaşın konuşsun bence akrabalarınla olayı çözün"
" Sevgilim varsa mı mutlu olacaksın? yoksa mı?"
" Ya banane ben niye mutlu olayım?"
Bu bir anda atarlı çıkışın bile sevdiğini gösteriyor ama neyse...
" Ali benim erkek arkadaşım değil"
" Yeni her neyinse işte..."
" Okuldan falan alınacağım da yok"
" Valla öyle demiş kızlara sizinkiler"
" O bizimkiler beni Adriana Lima'ya da benzetiyorlar beziyor muyum ha benziyor muyum?"
" Bana niye kızıyorsun, evde basılan sensin, akraba senin akraban. Ben sadece sana iyilik yapmaya çalıştım"
" Niye işte niye? Bana karşı bir şey hissediyorsun biliyorum"
" Ne saçmalıyorsun sen? Seni sevebileceğimi ciddi ciddi düşündün mü şimdi ahahaha. Benim seninle işim olmaz. Ben sadece sana acıdığım içim yardım etmek istedim hepsi bu! "
Bu cümlesinden sonra saçını başını yolmamak için öyle zor tuttum ki kendimi. En son anlımda atan damarı hissettim yemin ederim, kalbim falan sıkışıyordu. Gelecekteki sevgilimin dediklerine bakk ya! Resmen sınanıyordum resmen, ama eğer bu olayı birini sakat bırakmadan geçirirsem cennet benim ayaklarımın altında olmalıydı.
Kendimden emin bir şekilde " İsabet olur benimde seninle işim olmaz çünkü" diyerek arkamı dönüp uzaklaştım oradan. İşte bu noktada asla yapılmaması gereken bir şeyi yaptım. Sinirlenince beynimi tamamen kaybediyorum çünkü. O an beynim çalışmıyor, kıçımdan falan konuşuyorum, kelimeler ağzımdan çıkmıyor, çıkanların da zaten mantıksal hiçbir yanı olmuyor. Olacağı varsa da olmaz artık. Gerçi çocuk beni zaten sevmiyormuş. Kendi kendime gelin güvey olmuşum. Sanırım ben o kendi kendini gaza getiren insanlardan birisiyim, yani ortada fol yok yumurta yokken ben kendi kendime sucuklu omlet yapmaya çalışıyorum. Neyse Allahtan daha da abartmadım en azından kendimi böyle avutuyorum.. Kendimi derslerime vermeye karar verdim. Dersler konusunda pek sıkıntım yok. Her şeyin ezber olduğu sözel dersler konusunda sıkıntı çekenleri de anlamam öylesine zor ki. Topu topu 45 sayfalık bir yerden sorumlusun. Onu bir kez okursan yeter artar bile. Yani içerisinde olan şeyden soracaklar bunu bu kadar büyütmenin alemi ne?
Lisede de öyleydi, bir kitap veriyorlar onun içinden soruyorlar bu kadar basit. Gerçi sayısalcı arkadaşlarım da bana aynı şeyi diyor formüller var o formülleri yerleştiriyorsun yapıyorsun mal mısın matematik ne kadar zor olabilir diye. Aklıma direk Esoş geldi. Esoşun hayatı matematik olmuş resmen. Yeni yeni formüller bulup bizim geleceğimizi tehdit ediyordu .Bir insan beden dersinde de matematik çözebilir mi ya? Ya da o insan mı??? Ama matematik zordu işte , içerisinde rakam olan her şey çok zordu. Ezber hafızam süper ötesi iyidir, şöyle ki okuduğum kitaplarda paragraflarına kadar söyleyebilirim ama o sıçtığımın rakamları korku filmi gibi geliyor bana. Rakam gördüğüm zaman daralıyorum, boğuluyorum. Bir defasında rüyamda 3 rakamı beni kovalıyordu. Geçen rüyamda da yemyeşil bi yerde kuzenlerimle halay çekiyordum. Ulan nasıl bi bilinç altım var.
Derslere girdim, gelene gidene okuldan alınmayacağımı anlattım. Elifi aradım ama bulamadım bir yerde. Kız teyzemlerin yüzünden korkmuş olmalı. Ne arayıp ne soruyor. Kuzeyin de bir kaç gündür okula uğramadığını öğrendim. Koridorda yürüyordum. Karşımda birden Burcu bitiverdi. " Aleyna Aleynaa duydun mı kız?"
" Neyi duydum mu? "
" Kuzey Sarı yellozu terketmiş "
O an sanki gökyüzünden konfetiler yağıyordu, trampet çalan insanlar geçiyordu, çığlık çığlığa zaferimi kutluyorlardı. Ağzım kulaklarımda " Ne diyorsaaann kızıgammm ciddi misigiin? " dedim. Bir saniye ya Kuzey bu yüzden mi kaç gündür okula gelmiyor? Kesin bir şey oldu? Off meraktan ölmek üzereyim. Mesaj mı atsam acaba? Ay yok merakımdan ölsem bile bir adım daha atmam. İç sesimle tartışmayı anlarım da iç sesimle tartışan başka bir iç sesimin olması kafamı karıştırıyor.
Sonra ne mi yaptım? Kuzey' e mesaj attım tabiki. Üç dakika boyunca mesaj bekledim. O üç dakika üç ömur bana. Okuyunca döner dedim ama dönmedi. Yapacak bir şey yok diye aradım onu, her dııtt sesinde kalbim boğazımda atıyordu. O kadar dııt sesi duydum ki kalbim yerine dönmemeye karar verdi.Çocuk telefonu açmadı. İşte bu noktadan sonra yine yapılmaması gerek şeyi yaptım, bir daha aradım. Bir daha bir daha bir daha... Açmadıkça hırslandım gizli numaradan da aradım. Ama açmadı. O kadar çok aradım ki yani çocuk açsaydı ona" Anneni kesiyorlar yetiş" falan demem lazımdı. 80 çagrı olmuş olmalı telefonunda .
Olacaksa da bu iş beni sapık zannettiği için olmayacaktı büyük ihtimalle..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK APTALIN DÜNYASI
Teen Fiction"Seninle ilk tanıştığımda iyiliğine inanmıyordum, ayrıldığımızda ise kötülüğüne. Şimdi sanki seninle onca şeyi yaşamamış, hatta hiç tanışmamış gibiyim..."