#3

803 56 49
                                    

#Marinette

"Harika bir çizim olmuş prenses. Beni bu kadar harika çizebileceğini bilmiyordum.

-Chat"

Sanki heyecandan ölecek gibi hissediyordum. Ama bu notun Chaton'dan geldiğini nerden bilebilirdim ki. Yani herhangi biri dalga geçmek amacıyla yazmış da olabilirdi öyle değil mi? Ama bana prenses diye seslenen sadece Chat'tı ve bunu sadece o biliyordu öyle değil mi? Kafam karmakarışık olmuştu. Uykumu da tam alamamıştım zaten. Eve gider gitmez üzerimi değiştirip kendimi yatağa attım ve uyumaya başladım.

#Adrien

Eve gider gitmez gece olmasını sabırsızlıkla beklemeye başlamıştım. Marinette'i sevip sevmediğimden emin değildim fakat onu görmeyi iple çekiyordum. Plagg her zamanki gibi acıkmıştı ve onu beslemem için yalvarıyordu. Bu gece Chat olacağım için Plagg'e yeteceğini düşündüğüm kadar camemberti bi tabağa koydum ve yatağıma uzandım.

Gece olmuştu. Ne çok erken ne de çok geçti. Chat Noir oldum ve Paris'deki evlerin çatıları arasından Marinette'in evini buldum. Adresini Nino'dan rica ederek almıştım. Chat halimleyken birkaç kez konuşmuşluğumuz olmuştu Marinette ile. Ama ona hiç bu gözle bakmamıştım. Bunları düşünürken Marinette'in balkonda olduğunu gördüm. Bir yere gizlendim ve onu izlemeye başladım.

Üzerinde sıfır kollu beyaz bir t-shirt, altında ise kısa pembe bir şort vardı. Her zaman olduğundan daha çekici gelmişti gözüme. Acaba buraya gelmek doğru bir fikir mi diye düşünürken Marinette içeri girdi. Şimdi vazgeçemezdim. Cesaretimi topladım ve Marinette'in camının önüne gelip birkaç kez camına tıkladım.

#Marinette

Balkonda olup düşünmeyi çok seviyordum. Ama üzerimde kısa şeyler olduğundan dolayı üşümüştüm ve içeri girdim. Tam yatağıma geçip kitap okumaya başlayacakken camımdan sesler gelmeye başladı. Perdeyi açtım ve Chat'i gördüm.

Camı açtım ve "Burda ne işin var?" diye sordum.

Somurttu ve "Beni burda istemiyorsanız gidebilirim prensesim." dedi. Kalbim hızlı atmaya başlamıştı. Onu sevip sevmediğimi bilmiyordum ama ona karşı kesinlikle bir şeyler hissediyordum. Hafifçe çekildim, içeri girebilirsin anlamında bir işaret yaptım ve yatağıma oturdum. Hemen içeri geldi ve yanıma geçti.

"Hey prenses! Çok dalgın gözüküyorsun neyin var?" dedi ve kafasını eğdi. Gözlerinin içine bakıyordum. O güzel aşık olduğum gözlerine.

"Bir şeyim yok sadece biraz yorgunum." diyebilmiştim sadece.

"Bu gün seni okulda soyunma odasında uyurken gördüm. Hala uykunu alamadın mı yoksa?" diyip sırıttı. Gerçekten ordaymış. Yanıma gelmiş. Mutluluktan havalara uçabilirdim ama sakin kalmaya çalıştım ve

"Demek o notu gerçekten sen bana yazdın."

"Başka kim yazabilir ki prensesim? Yoksa sana benden başka prenses diyen erkekler mi var?!" dedi ve meraklı bir biçimde yüzüme baktı. Kıpkırmızı olmuştum.

"Yo ya-yani y-yok öyle bişi!" dedim ve yüzümü aşağıya indirdim. Beni kıpkırmızıyken görmesini istemiyordum. O ise sanki bu durumdan hoşnut gibiydi.

Aziz mi, Günahkar mı? [MariChat]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin