11 Kasım
Yılın ilk karı yağıyor, sevgili dost. Ve ben sana hâlâ 'sevgili' demekten vazgeçmedim. Bir insan gider ve bunun acısı sürer, demiştim. Sen gittin ve acı sürüyor.
Yaşadığım hayat boktan bir hayat değil. Dünyanın yüzde ellilik kısmından daha şanslıyım. Ama böylesi daha kolay. Gülmediğim zamanlar, insanlar daha fazlasını beklemiyor. Onca zaman güldüm de ne oldu? Tek bir gün gülmek istemedim ve bam! Kadir bilmez biri oldum! Mendebur!En azından şimdi yaftaladıkları bu sıfatların karşılığı var. Hiç olmazsa yalan söylemiyorlar.
Dün hastaneye gittim ve doktor, iyiye gittiğimi söyledi. Ayaklarım geriye giderken iyiye gitmek de neydi, sevgili dost? Onlara hâlâ seni aşamadığımı söylemedim, elbet. Yine aynı ilaçları kullanmak istemiyorum.
Sevgili dost demişken, seni asla affetmeyeceğim, biliyor musun? Ağırlığımdan yorulduğunu söyledin. Gölgemden, sözlerimden. Hani yangın sözlerimden. Benden yorulduğunu söyledin ve ekledin artık dayanılmaz olduğumu.
Bir gün, içinden öyle usulca gideceğim ki sessiz ayak seslerim en dayanılmaz yorgunluk olacak. Belki seni o gün affederim.
Şimdi değil.
Önce affetmem gereken kişi kendimim. Ben'den özür dileyeceğim. Bana yaptıklarım için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Carpe Mortem
SpiritualKaybettik, sanıyorum ki. Güçsüz olduğumuz için değil, asla değil. Yalnızca yorgun olduğumuz için. Bu neyin yorgunluğu?