Prozac.
Beni kurtaracak ve iyileştirecek olan ilacın ismi. Ben ilaçların insanları öldürdüğünü düşünüyordum, yaşatıyor olmaları aklıma gelmezdi.
Şapkamı önüme daha çok çekip sıramın gelmesi için polikliniğin önünde beklerken insanların bakışlarındaki o nefret edilesi duyguyu yakaladım.
Acıma.
Bana acıma!
İnsanlar, kendi hayatlarının acınası oluşunu unutup başkaları için gözyaşı döküyorlar ya, kahkaha atarak ağlayasım geliyor. Kendi zavallı hayatları ve duygularını, gömme dolaba saklayıp kilitlemek yetermiş gibi başkaları için endişe edip üzülüyorlar. Asıl onlar ne acınası!
Sıramı beklediğim o dakikalar boyunca, acınası bakışlara inat gözlerimi hiç kaçırmadım ve başım dikti. Çünkü biliyorum ki asıl zavallı olan şey, içine düştüğün durumdan kurtulmayı istemek değil; o durumun içinde yaşamayı kabullenmek. Yaşamaya çalışmanın nesi acınası?!
Ah, doğru...
Yaşamın kendisi, pek tabii.
Doktor beni gülümseyerek dinledi. Hiçbir şey yokmuş gibi her şey ben de başlayıp ben de bitiyormuş gibi dinledi ve gülümsedi. Sonra yürü, dedi ve koş. Derin nefesler al. Bunlar seni iyi hissettirecek.
Yapmadığımı mı sanıyor? Ama iyi hissetmiyorum.
İstersen ilaç vereceğim, dedi. Ver dememi bekliyormuş gibi bir hali vardı, ben de yanıltmadım onu. Ver, dedim usulca.
Bir ay sonrası için görüşürüz.
Bir ay sonrası için görüşmek büyük cesaret.
Nitekim, bir ay sonrası olmadı.
Çünkü boynumdaki damar, gergin tenin altında kesilmeyi bekliyordu.
***
Otopsi raporunda, genç kızın vücudunda anti depresan kullanımının yüksek çıkması, ruhsal sıkıntıları olma ihtimalini arttırdı. Genç kızın yakın arkadaşı "Daima gülümserdi, onun mutsuz olduğunu hiç görmedim." diye konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Carpe Mortem
SpiritueelKaybettik, sanıyorum ki. Güçsüz olduğumuz için değil, asla değil. Yalnızca yorgun olduğumuz için. Bu neyin yorgunluğu?