Multimedia:Emily
-"Sadece boşver."
Dedim kendime boşver,ne kadar kötü olabilir ki unutmak?
O benim için burda kalamıyor ve kaç kilometre uzaktaki İstanbul'a gidiyordu.Bende buraya uzak bir eyalet olan California'ya giderdim,yalnız...
Sadece hayatını mahfediyordu.
Dünyanın en iyi üniversiteleri burdaydı.Ben burdaydım.Hayat burda İngilizce'ydi.Tamam Austin bazen bazı kelimeleri farklı okuyordu ama yinede pek bir fark yoktu.Hem bence Amerikan İngilizcesi daha iyiydi.
Austin de alışmış gibiydi çünkü eskiden yumuşak okuduğu kelimeleri biraz daha sert okuyordu.Ve bu tam bir Amerikan İngilizcesiydi.
Peki neden bu kadar ısrar ediyordu ki?
Benim de bir ailem vardı sonuçta ve bu yaptığı bencillikti.
Bir süre onunla konuşmasam iyi edersim diğer türlü sinirlerim bozulucaktı.
Telefonumun zil sesiyle Austin'in aradığını gördüm.Normalde acmayacaktim ama sadece bir sefer ne diyeceğini merak ediyordum bu yüzden açtım.
-"Alo Emily Ordamısın?"
-"Evet sorun ne?"
-"Bak sadece 2 hafta için Türkiye'ye gidelim sadece 2 hafta beğenirsek orda kaliriz ama sen begenmezsen seninle Kaliforniya'ya gelirim,söz veriyorum.Okul notlarım gayet iyi.Son hafta okula zaten kimse gitmemiş aynı bizim gibi.Mezuniyete katılmasak birşey olmaz lütfen bir şans ver."
Aslında iyi bi fikirdi sadece 2 hafta hem mezuniyetten kurtulurdum.
-"Peki önce ailemle konuşayım."
Aileme konuyu üniversiteye çevirmeden sadece tatil amaçlı bir gezi olduğunu söylemiştim.
Annem kararsız kalsada babam izin vermişti.Ve annemde isteksizce kabul etmişti.
Yanıma büyük bavulumu almıştım bir de sırt cantam vardı onun içine de birseyler tıkıştırmıştım.
Hava durumu Istanbul'da burasıyla nerdeyse aynı olduğu için yanıma ince kıyafetler almıştım.
Ama bir de kumsal kentlerine ugrayacagimiz için daha daha ince kıyafetler almıştım.
2 parmak arası terlik 2 spor ayakkabı ve 2 sandaletle işi bitirmiştim.
Suan ise ayağımda uzun bir yolculuk için rahat spor ayakkabım,gri yarım kollu Üstüm ve açık mavi şortum vardı.
Dışarı çıktığımda annem babam ve Emma da benimle çıkmıştı.
Onlara sarıldık tan sonra gelen Austin'in arabasına bindim.Ama Austin kullanmıyordu.Havaalanından dönüşte araba orda kalmasin diye heralde şoförleri olan adamla gelmisti.
Yani benim tahminimce...
Austin arabadan inip annemle bir konu konuştuktan sonra onlara el sallayıp bavulumu bagaja koydu.
Bende annemlere el sallayıp arabaya ve malesef arkaya bindim ve emniyet kemerimi taktım.
Austin ise bana döndü.
-"Sanırım arkada emniyet kemeri takılması zorunlu olmayan bir ülkeye gidiyoruz."
Bu beni cok sasirmisti.Arkayla önün ne farkı vardı ki?Kazalarda kaç tane insan bu yüzden hayatını kaybediyordu.Ama Austin mutlu görünuyordu.Salak sanki arkaya oturuyor da.
-"Yanlış."
Austin bana gülümsedi.
-"Kuralları seven bir ABD'li kız.Hoşuma gitti."
Austine göz devirip camdan dışarı bakındım.
Havaalanı 1 saat uzaktaydı.
1 saatlik yolculuktan sonra.Bagaja koymuş olduğum bavulumu aldım.
Tüm yorucu ve sinir bozucu kontrollerden geçtikten sonra bavullarımızi da verip bekleme salonuna geçtik.
10 dakikadan sonra yine sıra bekleyip uçaga bindik.
Sonunda oturabildigim için çok mutluydum.Hemde hayatımda ilk defa 1.sınıf bir uçak yolculuğu yapacaktım.Yani zenginlerin ki gibi.Babam bu kadar para vermeyi gereksiz buluyordu.Ama Austin'in pek para problemi olmadigi için hep komforlu uçuyor olmalıydı.
Ve 9 saatlik bir yolculuk için bu harika birşeydi.
●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●
Hayatımın en rahat yolcugunu geçirmiştim.
Aşçı önünde çeşit çeşit yemekler ve tatlılarla geliyor istediğimizi ikram ediyordu ve koltuklar aşırı derece rahat olduğundan hep uyumuştum.
Ve evet Virginia'da öglen vakti olmasına rağmen uyuyabilmiştim.
Suan ucaktan inmiştik ve Virginia'da saat gece 12 olmalıydı.Austin'in uykusu gelmişti jetlag olmuştu.Ama ben uçakta bol bol uyuduğum icin Türkiye deki akşam saat 5'e uyum sağlıyordum sanki güne yeni başlar gibi.Bu yüzden bana sorun olmamıştı ama Austin uykudan ölür gibiydi.
Havaalanından çıkınca kalabalık bir İstanbul görmüştüm.
Taksiler heryerdeydi ve yaya geçidi olan yoldan arabalar önce insanlar sonra geçiyordu.Ama bu çok tuhaftı yayaya her zaman öncelik tanınmalı.
Daha baştan uyum sağlayamamıştım.
Çünkü taksi ararken ben araba duracak diye yoldan rahat rahat geçicektim ki araba ben yokmuşum gibi geçti.Austin beni tutmasa cesedim yerde falan olurdu.
Bu yüzden Austin beni sıkı sıkı tutuyordu.
Sonunda bir taksi bulup ona adresi verdik.Şükür ki taksici İngilizce biliyordu.Hatta Austin adamdan güzel yerleri falan öğrendi.
Aşırı trafikli yoldan sonunda otele varınca Austin henüz bozduramadığı doları taksiciye verdi ama adam kabul etti.
Otelin önüne gelince ne kadar büyük olduğunu düşünmeye başladım.
-"En kısa sürede dolarlarımızı Türk parasına çevirsek iyi olur."
-"Aynen."
Otele girip oda numaramızı öğrendikten sonra görevli adam bizim için taksiye gidip bavullarımızı aldı ve onları yukarı taşıdı.Bizde adamdan sonraki asansöre binip 6.katı tuşladık.
Otel 6 katlı olmasına rağmen çok genişti.Elime aldigim haritaya göre ortada kocaman havuz basketbol futbol ve tenis pisti bile vardı.
Hatta içerde buz pateni pisti ve restorant haricinde bar ve disko salonu da vardı.
Asansörün kapıları açılınca Austin'i takip ettim.
Elindeki kartla odanın kapısını açıp iceri girince bende girdim.
Bavullarımız çoktan gelmişti.
Tam kapıyı kapatacakken görevli adam geldi.
-"Otelimize hoşgeldiniz efendim!Bulunduğunuz oda kral dairesidir.Tam karşınızda gördüğünüz camekan manzarası İstanbul Boğaz Köprüsüdür.
(Boğaz Köprüsü cidden harika ötesi gibiydi hele birde deniz...)
Birşey istediğinizde resepsiyonu aramanız yeterli.Kahvaltı öğlen ve akşam yemeği için restoranta gelin birde ara öğünleri dilediğiniz zaman kafeteryadan alabilirsiniz.
İyi tatiller dilerim."
Adam giderken Austin adama 100 dolar verdi.
Hadi ama o benim için ne kadar önemli bi paraydı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küllerim Sana Emanet
Teen Fiction-"Küllerim sana emanet çünkü benden geriye sadece onlar kalacak." Bana sadece baktı,bir süre bakıştık ve yutkundu. -"Emily"diye fısıltadığını duydum daha sonra, -"Emily" Gözleri dolmuş çaresizce bana bakıyordu aramızdaki iletişim olmuştu sessizlik. ...