ADI AŞK

AD~3

Merhabalar bu bölüm sadece kızlardan oluşacak multimedia kızların davet kıyafetleri...;-) İyi okumalarr
Sinemin ağzından
Merhaba ben Sinem 16 yaşındayım. Kızıl saçlarım aşırı beyaz tenim ile çok dikkat çeken biriyim. Bugün kızlarla bir davete gideceğiz. Birazdan alışverişe çıkıcağız. Aslında bu davete pek gitmek istemesek de babalarımız gidemediğinden biz gidiyoruz. Hayır neden bir kardeşimiz daha yok anlamam ki. Eğer bir kardeşim olsa onu gönderirdim. Çünkü ben aşırı üşengeç olduğum için. Birşey söyleyeceğim türklerin çoğu üşengeç değil mi? Zaten son zamanlardaki kötü olaylardan sonra psikolojim çok bozuldu. Terör vardı birde başka olaylar çıktı. 15 tatilden önce kızlarla hep meydanlara gidiyorduk. Dün de giderdik ama malum olaylardan dolayı gidemedik. Bugün de davet var o yüzden gidemiyoruz. Şimdi kahvaltımızı ediceğiz ve alışverişe gideceğiz. Çok mutsuzum çok...
Minenin ağzından
Merhaba ben Mine Öztürk 16 yaşındayım.  Kızıl saçlıyım. Zayıfım güzelim çoğunlukla kızıl derler. Bugün bir davete gideceğiz o yüzden şimdi alışverişe gidiyoruz. Şimdi Öykünün arabasına bindik gidiyoruz. Radyodan güzel bir müzik gelince gülümsedim ve şarkıya eşlik etmeye başladım. Ben eşlik etmeye başlsdığımda kızlarda benim ardımdan şarkıya eşlik ettiler. Bir yirmi dakika sonra alışveriş merkezine varmıştık. Haydi şimdi alışverişe!!!
Öykünün ağzından
Alışveriş merkezine vardık. E biliyorsunuz ki canlarım davet var. Ya bu davetlerden nefret ediyorum. Hele bu zengin davetleri klasik müzikten başka hiçbir şey yok. Mesela orta bir aile daveti olsa oynuyorlar içten içten konuşuyorlar. Ama zenginler öyle mi kendilerini bir kasmalar üstün görmeler ulan sende insansın o da ne farkın var. Sende annenin karnından doğdun o da ne bu üstün görme kendini beğenmişlik. Böyle düşünürken yüzümde sallanan bir elle karşılaştım hadi kızım kaç saat seni mi bekliyeceğiz diye bir adet mineyle karşılaştım. Bu kız ne kadarda alışveriş hastasıydı. Önümüze gelen ilk mağazaya girdik. Benim gözüme hiçbir elbise güzel gelmedi. O mağazadan sadece Mine aldı. Pembe balık bir elbise pembe ayakkabı ve pembe dudak şeklinde zımbalı çanta aldı. Aldıklarından nefret ettim diyebilirim. O mağazadan çıktıktan sonra ise başka bir abiye mağazasına girdik. Oradan da sinem kırmızı altın rengi ince kemerli bir elbise ve gümüş platform topuklu ayakkabı aldı. Ben bu mağazadan da hiçbir şey beğenmedim. Son olarak bir mağazaya da girdik orada sadece ama sadece bir elbise gözüme çarptı. Dantelli bir lacivert elbise ve gümüş aşırı topuklu olmayan bir ayakkabı aldım. Daha sonra da yemek yemeye bir kafeye gittik. Yemeğimizi yedikten sonra eve gitmeye koyulduk. Davet için tabiki de kuaföre gitmeyecektik. Ben saçıma su dalgası yaptım makyaj olarak siyah eyeliner siyah simli bir far hafif ten rengi allık ve son olarak da bordo ruj sürdüm. Ellerime yaptığım oje de gümüş simli bir ojeydi. Kızlar daha bir saate hazırlanamazlar en iyisi bırazcık şekerleme yapmak...
Minenin ağzından
Eve geldikten sonra hepimiz odalarımıza çıktık. Davet için saç makyaj yapacağız. Aldığım kıyafetleri üstüme geçirdim. Saçıma ilk maşa yaptım sonra dağınık topuz. Saçımı spreyledim ve biraz bekledikten sonra makyaja başladım. Beyaz simli far ve siyah eyelineri gözlerime yaparken az da olsa zor yaptım. Dudağıma ilk dudak kalemi ve dudağıma pembe  mat ruj sürdüm. Ve hazırım.
Sinemin ağzından
Ayyy tek ben mi kaldım. Hemen kırmızı elbisemi ve gümüş ayakkabı mı giydim.  Saçıma sade bir fön gözlerime kalın bir eyeliner siyah far dudağıma da kırmızı ruj sürünce bende hazırım. Bu gece berbat geçecek...
Öykünün ağzından
Davete varmıştık. Dediğim gibi klasik bir zengin daveti. Yani televizyonda izlerken bile canın sıkılırken ben ve arkadaşlarım ne yapacağız. Mineye hava hoş. Sever o gezmeyi ama sinemle ben nefret ederiz. Hemen bize gösterilen masaya geçtik. Kokteyllerden içmeye başladık. Biraz sonra yan masamız da doldu.  Bir bakdığımda daha dün bana çarpan adamdı. Bu gerizekalının ne işi vardı burada? Bu da mı ünlüydü. O geçen konuştuğum çocuk da oradaydı. Bizim Sinem çocuğa büyülenmiş gibi bakıyordu. Çocukla göz göze gelince birbirlerine gülümsediklerini gördüm.  Bu kadar çabuk mu yani? Mine de benim arabaya çarpan gerizekalının yanındakine bakıyordu. Yani üçüde taş şimdi. Herkesin gözü onlarda. Bize bakan da çok vardı. E yani biz o kadar da ünlü değiliz. Babalarımız ünlü. Biz pek kameraya çekilmeyi sevmiyoruz. Bana çarpan çocuk ve arkadaşları bizim masaya doğru ilerlemeye başladı. Aslında birşey diyeceğim de susuyorum. Yanımıza gelip sırıtmaya başladılar. Gerizekalılar ne olucak. Kim bilir akıllarından neler geçiyor? Bu çocuğun kim olduğunu çözemedim. Bize sorular sorarken biz cevaplamıyorduk
~ adlarınız ne?
~hangi okulda okuyorsunuz?
~sevgiliniz var mı?
~konuşsanıza lan !!!!
Bu kelimeden sonra sinirim öyle bir kalktı ki artık susamıyorum. Konuşmaya başladım
~sanane lan hem sen kimsin ki bize bağırıyorsun gerizekalı !!
~sen kimsin de bana bağırıyorsun
~ ben kim miyim ben Öykü Setkayayım asıl sen kimsin gerizekalı çocuk?
~vay vay vay demek düşmanımız setkayaların kızı sensin bende Doruk Başar ...
~o zaman bizde düşmanız masamızdan şimdi çekin gidin
~tamam sert kız görüşeceğiz
~inşallah görüşmeyiz...
Şuan sinirden köpürüyordum. Ya çocuğa kanımın ısınmamasının sebebi de ortaya çıktı. Acaba biz bu Başarlarla neden düşmanız? Ne yapmış olabilirler ki bize veya biz onlara ne yapmış olabiliriz. Eve gidince araştırırım diyetek aklımın bir köşesine yazdım. Davette bir veya iki saat daha durduktan sonra eve döndük.  Ama çok yorulmuştum. Odama çıkıp duş aldım. Pijamalarımı giyip yatağıma oturdum. Aklımın bir köşesine yazdığım başarların ve sertkayaların düşmanlığı diye yazınca hiçbir şey çıkmadı. Hayır bende akıl mı kaldı. Babam kesin kaldırtmıştır o haberleri. Yarın babamın yanına gidip bu konuyla ilgili konuşmalıyım. O çocuktan nefret etme sebebim olsun yoksa her an bu çocuktan hoşlanabilirim. Böyle birşey olmayacağını düşünerek yatağıma yattım ve uykuya daldım...

Bir bölümün daha sonu. Bölümleri telefondan yazdığım için kısa gibi gözüküyor. İnşallah bu bölümü de beğenmişsinizdir. Vote ve yoruları unutmayalım...;-)