Yanıma birinin oturduğunu hissettiğimde gözlerimi silip kafamı kaldırdım . Belki de bunu yapmamam daha iyi olacaktı. Karşımdaki çocuk gözlerimin içine bakarak "Anlat" dedi . Yüzünde hafif bir tebessüm vardı ve herkesin aksine bana acıyarak bakmıyordu, alnının hafif terlediğini görebiliyordum ve gözlerinde hafif bir eyeliner vardı . Bunu daha önce hiçbir erkekte görmemiştim fakat onda çok hoş durmuştu.Her zamanki gibi tersleyecektim . Biraz daha ağlayıp yine eve gidecektim , ama düşüncelerim tekrar beynimi kurcalamaya başladı . Her şeyi kusmak istediğimi söylemiştim , biri ile düşüncelerimi paylaşıp yeni bir hayata başlamak istiyordum . Tekrar yaşamaya değer bir hayata kavuşmak istiyordum. Ama sorun şu ki . Hiçbir erkeğe güvenmiyordum , o kişiyi tanımasam bile güvenmiyordum , güvenmeyecektim. Neden olduğunu bilmesem de böyle bir his vardı içimde .
"Erkeklere güvenmem , güveneceğimi düşünmüyorum" dedim.
"Erkek meselesi yani" dedi ve arkasına yaslandı .
"Hayır değil" Ve bunu söylemem ile tüm her şey ağzımdan döküldü . Her şeyi anlatırken pişman olduğum anlar oldu . Neden tanımadığım birine hayatımı anlatıyordum ? Hayır daha doğrusu sır gibi sakladığım duygularımı ... Yaklaşık 1 saat ağladım,konuştum ve sözümü kesmeden beni dinledi . Onun dediğim her kelimede sözümü bölüp "hayır yanlış düşünüyorsun" diyeceğini düşünüyordum , böyle olmadığı için hem şaşırmış,hem de biraz rahatlamıştım.
Gözyaşlarım pantolonuma bir bir düşerken konuşmaya devam ettim.
"Ve ayrıca sorun şu ki ne konuşacak bir arkadaşım yok, hayattan ne istediğimi bilmiyorum , ayrıca birbirini seven insanları gördükçe sinir oluyorum . Sorunlu bir kişiliğim var ve güzel değili-""Bana bak"Cümleme devam edecektim fakat içimden bir ses ona bakmamı söyledi. Ya da ani bir refleks olarak baktım.
Ona bakmadan konuşuyordum , içimdeki düşünceleri havaya söylüyormuş gibi hissetmek utanmamı önlüyordu , ya da ben öyle hissediyordum.
Kafamı çevirdiğimde fotoğraf sesi geldi ve yaklaşarak ekranı bana gösterdi . Böyle bir şey yapacağını düşünmemiştim, hatta güzel olduğumu söyleme olasılığını da düşünmeden kafamı ona doğru çevirmiştim . Onun hayata karşı neşeli duruşunu kıskanmıştım .
"Gayet güzelsin , ve sorunlu bir kişiliğin yok .Ayrıca neden insanları insan yerine koyup onlardan utanıyorsun ki ?
Tamamen yalnız olduğunu sandığın bir yerde yaşayan canlılar yok mu ? Hadi ama gerçekten düşünme duyusu sadece insanlarda var diye onlardan neden nefret ediyorsun . Nefret edeceksen tüm canlılardan nefret etmelisin .
Ama nefret etmiyorsun , hatta sahipsiz köpekleri sevip onlarla konuşuyorsun . "
"Sen .. Bunları bilemezsin "
"Hayır biliyorum . Nasıl hissettiğini de biliyorum,insanlara hislerini anlattığında "böyle olmasını istemezdi" , "herkes bir gün ölecek" gibi şeyler kullanmasını istemediğini de biliyorum... Bana bak hayat boktan bir çöplük anlıyor musun ? " Evet haklı oluğunu biliyordum.
"Kimse istediği hayatı yaşamıyor , kimine göre küçük sorunlar dünyadaki en büyük yük , kimine göre hayat yaşanmaya değmeyecek bir şey ...
Ölmek kötü bir şey mi ? Ölürsem kurtulur muyum ? bunun gibi düşünceler her insanın aklında var , her zaman olacak . Kendinle yüzleşmek için yaşadığını söylemiştin değil mi ? Kendinle yüzleş , ama asla geçmeyecek, asla unutmayacaksın, sadece alışacaksın ve bir süre sonra onu hatırladığında ağlamak yerine güleceksin , bunun garantisini veriyorum ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
River Of Tears | BAEKYEON
Fanfiction"Ve ben o an hayatımı onun gülüşüne adayacağıma ,onu kendinin güzel olduğuna ikna edeceğime ve hayat dolu o küçük kızı gün yüzüne çıkartacağıma dair kendime söz verdim . O kendiyle yüzleşmek adına ölmeyi reddeden , hiç tanımadığı birinin omzunda ağl...