Küf,sigara,alkol ve ter kokulu koridorlardan ilerlerken içime sığmayan korku hissini bastırmak için dişlerimi birbirine kenetleyip derin derin nefesler alıyordum.Az önce gördüğüm manzara belki hayatım boyunca hafızamdan silinmeyecek belkide her gece yatağıma yattığımda gözlerimi kapatıp onun o masum ve acı dolu suratını görmeme neden olucaktı.Belkide birdaha hiç müzik dinleyemeyecektim.Onun o çığlıkları hep aklımda olucaktı belkide vicdanazabım hiçbir zaman kendini unutturmayacaktı.
Düşüncelerimle dolan gözlerim ve daralmaya başlayan göğüs kafesimle sol tarafta yer alan lavaboya girdim ardından tüm kabinlerin boş olduğundan emin olduktan sonra kapıyı kilitledim ve kendimi yere bıraktım dizlerimi kendime çekip bedenim ile birleştirdim.Korkuyordum belki hayatımda hiç korkmadığım kadar.Hissediyordum, korkunun bedenimi ele geçirmesini hissediyordum,ilk defa korkuya boyun eğiyordum.Hayatım boyunca olduğum o güçlü kız değildim güçsüzdüm acizdim 18 yaşında çektiği bütün acılara rağmen ayakta kalan yetimhanede hayatını geçiren öksüz ama güçlü kız değildim.Kendimi biraz olsun sakinleştirdikten sonra yavaşça oturduğum yerden kalktım yukarı doğru kıvrılmış olan siyah ultra mini elbisemi mümkün olduğu kadar aşağı çektikten sonra aynanın karşısına geçtim ağlamaktan akmış olan rimelimi çıkardıktan sonra bir peçete yardımıyla yüzümü kuruladım ardından güya fön çektiğim saçlarımı bir toka yardımıyla toplandıktan sonra çantamı karıştırmakta başladım yanımda herzaman bir ağrı kesici bulundururdum belki genetik belki değil ama güçlü bir migrenim vardı ve şu anda azmıştı aradığım ilacı çantamda bulamayacağımı farkettikten sonra aynaya son bir kez bakıp lavabodan çıktım.Barın alt katında yer alan bir yerdeydim daha çok burda yukarıda sıkılan ve uygunsuz şeyler yapmak için buraya gelen çiftler oluyordu bende Melis'i bulmak amacıyla barı dolaşırken kendimi burada bulmuştum koridor boyunca ilerledikten sonra Melis'in burda olmadığını anlayıp tam geri dönüyordum ki bir kızın acı dolu çığlıklarıyla bedenime hapisolan merakla sesin geldiği yöne gittim aralık kapıdan yavaşça içeri doğru baktığımda bir silüet gördüm ardından tahta bir sandalyeye bağlı muhtemelen benim yaşlarımda kızıl saçlı heryerinden morluklar olan bir kız gördüm silüetin elinde tuttuğu silahın namlusu kızın üzerinde geziniyordu kız yalvaırcasına çığlıklar atıyor ayaklarına yere vuruyor ve ellerini açmaya çalışıyordu karşı duvarda yer alan aynaya baktığımda silüetin gerçek yüzünü gördüm yüzünde hiç acıma yoktu duygu yoktu sadece alaylı bir sırıtış vardı 2 adım geriledikten kızın gözleri bana çevrildi gözünden bir yaşdaha düştükten sonra o ses duyuldu ardında kızın beyaz tenini boyan kırmızının en koyu rengi içime sığmayan hıçkırıklarımı zar zor bastırdıktan sonra koşarak oradan ayrılmıştım .
O kulak patlatıcı müzik ve deli gibi dans eden insanların olduğu bölgeye geldiğimde azda olsa kendimi güvende hissetmiştim yavaşça barmenin yanına ilerledim ve kendimi bir sandalyeye attım.
"Hey baksana"dedi titreyen sesimle.
"Buyur güzelim"dedi yavşak barmen.
"Ağrı kesici var mı"dedim.
"Karşılığında ne vereceksin"dedi sırıtarak.
"Pislik şu ilacı ver yoksa o suratını dağıtırım"dedim tehditkar sesimle yapar mıydım?gözümü bile kırpmadan.
"İyi be al"dedi ardından üst raftan aldığı ilacı bana uzattı.
"Teşekkür ederim"dedim ve bir çırpıda ilacı içtim ve çıkışa doğru yürüdüm soğuk hava tenimle buluştuğunda karşı kaldırımda yiyişen çift dikkatimi çekti.
Bu...bu o çocuktu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE HİSSET
Teen FictionKoş İrina koş diye söyleniyordum şu an tüm benliğimi kaybetmiştim.Korkunun bedenimi eline geçirmesine izin veriyordum.Soğuk hava tenime çarparken titremelerime engel olamıyordum,çıplak ayaklarıma batan taşlara aldırmadan koşuyordum. "İrina dur "diy...