~~Allah Benimle Beraber~~

12.2K 1.1K 204
                                    

-mucahide- ye ithaf edildi.

Sıraç TANAY'DAN

Omzuma dokunan bir el ile gözyaşlarımı umursamazca sildim ve elin sahibine yönelttim bakışlarımı.Bu,Fırat'tan başkası değildi.

''Hadi şampiyon gidelim.''

Arkamda,başını ellerinin arasına almış sessizce ağlayan zavallı adama baktım.Şimdi,bu nezarethanedeki adam,koskoca Birol Tanay mıydı?Başımı iki yana sallayarak acıyan gözlerle son kez baktım ona.Bir daha görebilecek miydim?Kim bilir...

Koluma giren Fırat'la birlikte güçlükle yürürken,kapıda bizi bekleyen Ertuğrul Komiser'i gördüm. Bana zoraki bir gülümseme yollarken,gözlerindeki ifade acımaklıydı.Askılı olmayan elini omzuma attı ve konuşmaya başladı.

''Seninle biraz konuşalım delikanlı.''

Çaresizce omuz silktim ve yine az önceki odasına doğru ilerledik.Odanın giriş kapısında Fırat,kolumdan çıktı ve içtenlikle gülümserken fısıldadı.

''Her zaman seninleyim dostum.''

İçeri girerken çekingen tavırlar sergiledim ve az önce oturduğum yere yeniden oturdum.

''Bak oğlum,artık reşitsin ve bundan sonraki hayatın maalesef yalnız geçecek. Sana babanın-''

''O adam benim babam değil. Afedersiniz sizi de böldüm.''

Ellerini birbirine kenetleyerek hafifçe öne geldi ve konuşmaya devam etti.

''Peki,Birol TANAY'ın çalıp çırptığı malları saymazsak,geriye sadece oturduğunuz konak kalıyor.Birde banka hesabında eskiden beri biriktirdiği para.Banka hesabını sana vereceğim ama,okul masrafların için kullanacaksın bu parayı.''

Gözlerimi,dizlerime indirerek konuşmayı sürdürdüm.

''O konak,annemin babasının zaten.Kaç para biriktirmiş peki?''

''Yüzbin.''

Şaşırmamıştım.Ne kadar hırsız ve katil olursa olsun o,çok tutumlu bir adamdı.

Dışarı sıkıntılı bir nefes savunurken devam etti.

''Anlaşıldı,tek çalmadığı mülk kendinin değilmiş.''

Mahçup ifadelerle dizlerime bakmayı sürdürdüm ve derin bir iç çektim. Gözlerime dolan yaşlara aldırmadan bakışlarımı tekrar Mucize'nin babasına çevirdim.

''Ben, böyle bir adamın oğlu olduğum için çok utanıyorum efendim...''

Kısılan ve güçsüzleşen sesimle devam ettim.

''Mucize,sizin gibi bir babası olduğu için çok şanslı.''

''Bizde şans yoktur delikanlı,nasipten ötesi hikaye.''

Gözlerimi kapatarak yaşların akmasına izin verdim.Daha nasip ne demek,onu bile bilmiyordum ki.

''Ben gideyim artık. ''

Gitmek üzere ayaklandığımda,oda kalktı ve elini uzatınca tekrar tokalaştık.

''Bu zor günlerinde Allah'a sığın oğlum. ''

Kahretsin!Allah'a sığın,Allah'a sığın! Annemde bana hep böyle derdi.Nasıl Allah'a sığınacağımı bilmiyordum ki ben!

''Herşey için çok teşekkür ederim efendim.Siz çok iyi bir insansınız.''

Elini omzuma attı ve sıkı sıkı kavradı.

''Kendine iyi bak evlat.''

''Teşekkürler.''

Kolejdeki Feraceli (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin