Bölüm 5. Acılarımız Ortak

77 11 2
                                    

       Multi Deniz
 
    Gece saat 2 ve beni düşünceler den dolayı uyku tutmuyor. Aklımda hala o sarı laleler var. O bir demet sarı laleler..  Ayaz onları gerçekten kime almıştı?  Bilmediklerim veya da bilmekten korktuğum şeyler mi vardı? 

   Düşünmekten ve beynimi bir hayli zorlamakdan yorulup uyuya kalmıştım.  Sabah gözlerimi açtığımda burnuma mis kokulu poğaça kokuları geliyordu.  Abim yine döktürmüş olmalıydı.  Hızlı adımlarla mutfağa doğru ilerledim. Abimin güleç suratıyla dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı.  Abimin yanacığına bir öpücük bırakıp " Günaydın Canım Abim " dedim ve masada yerimi aldım.  Abim de gülümseyerek " Günaydın Güzelim" dedi.  Abim çaylarımızı tazelerken ortamda büyük bir sessizlik oluşmuştu.  Abimin bana söylemek istediği birşeyler var gibiydi. Kendi kendime düşünmeyi bırakıp abime " söylemek veyada konuşmak istediğin birşey var gibi.  Neyin var abi? " dedim. Düz ve tiz ses tonuyla.  Ortalık sessizliğe bürünmeden abim lafa girdi.  " Abicim yaklaşık 1 haftalığına şehir dışına çıkacağım.  Evde yalnız kalmanı istemiyorum.  Eğer Aslı'nın ailesi kabul ederse Aslı gelsin veya da sen oraya git. " dedi.  Düşünceli tavırlarıyla.  Bu duruma sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Evde Aslı ile beraber kalmak keyifli olabilirdi. Ama abimin evdeki yokluğu beni oldukça üzerdi.  " gitmen gerekiyorsa git abicim beni düşünme ben başımın çaresine bakarım.  Zaten 1 haftacıkk. " dedim.  Şirinlik yaparak.  Abim gitmesine sevindiğimi ve Aslı ile aynı evde kalmamın beni mutlu edeceğini anlamış olmalı ki " gidişimi dert etmeyeceğini biliyordum güzelim.  Zaten 1 hafta gidip geleceğim " dedi gülerek.  Abim gülümseyince bende gülümsedim. "İşimden olmadan ben gidiyim en iyisi.  Geç kalıyorum denizim. " dedi ve alnıma bir öpücük bırakıp seri bir şekilde evden çıktı.  Abimin evden gitmesiyle hemen telefonuma sarıldım ve Aslı' yı arayıp durumu haber verdim.  Aslı bu haberi duyunca yine kelimeleri birbirine karıştırarak.  "Ney?  Ha?  Harbimi lan?  Sen, ben, sizin ev aynı evde kalmak?  Abin evde olmamak bir hafta?  " dedi.  Şok geçiren bir ses tonuyla. Hunharca aslı'nın panikataklığına gülerek lafıma girdim.  "Kızım dur lan paniğini sessize al ve beni iyi dinle.  Ananla konuş bu akşama valizini al ve bize gel.  Abim bu akşam yola çıkıyor. "Dedim ikna edici ses tonuyla.  " Tamam loo o iş bende hadi kapat fazla yazmasın ben annemi yaklaşık bir 5 saat' e ikna ederim.  Akşam sizin evde halay da görüşmek üzere esen kal gardaşım. " dedi ve suratıma telefonu kapattı.  Evet arkadaşlar Mahmut Tuncer abimiz Aslı'nın içine halay çekerek kaçmış olmalı..

    Aslı henüz gelmemişti.  Evde hala tek başımaydım. Hala ikna çabalarında olmalıydı bizim deli Kızz..  Ayaz bugün hiç aramamıştı ve ben onu düşünmeden edemiyordum. İlk adımı ondan bekleyemeyip ben onu aramıştım.  Telefon uzun uzun çalmıştı lakin açan olmamıştı. Telefonu tam kapatacakken ayaz uykulu ses tonuyla " alo? " dedi. " Ayaz nasılsın? " dedim meraklı tavırlarımla. " uyuyordum deniz " dedi yine uyuzluğunu konuşturarak.  " uyandırdım mı?  Özür dilerim uykuna devam et o zaman sen daha sonra konuşuruz. " dedim bozulduğumu vurgulayan sesimle.  " dur kızım uykumu kaçırdın zaten söyle ne istiyorsun? " dedi sakin bir şekilde.  İçimden seni istiyorum demek gelsede diyemediğğm diyemediğğmm.  " hiç ya sahilde biraz oturup konuşalım mı diyecektim. " dedim istekli bir tavırla.  "Her zaman ki deniz kıyısına gel 10 dk süren var. " dedi ve telefonu yüzüme kapattı.  Ukala! 

    "Ayaz bey 10 dakikaya Deniz Kıyısında da olmamı istemiştiniz lakin ben sizleri buralarda göremiyorum. " dedim sinirli ses tonuyla. Paşamız beni erkenden buraya dikmiş lakin kendisi ortalarda yoktu. Ayaz lafına girmeden telefonu yüzüne kapattım. Uyuz Herif!  İçimden saydırmak beni sakinleştiremeyince sesli şekilde deniz manzarasına karşı Ayaz'a saydırıyordum. Kahretsin!  Mükemmel bir insanım saydırmam bile romantik... Saydırmaya devam ederken Ayaz arkamdan sinsi sinsi yaklaşıp,  arkamdan kafasını boynuma doğru uzatıp kulağıma " sinirliyken çok tatlısın be kızım. " diyerek fısıldadı.  Yine parfüm şişesini boşaltıp gelmiş üstüne Hayin herif!  Nasıl etkileyeceğini cok iyi biliyor.  Kokusuna ve güzel sözlerine kanmayıp taramalıya bağlayarak.  " 5 dakika geciktin,  burda saksı oldum lan.  Niye geciktin?  Naptın?  Beni erkenden buraya dikip Kendin niye geç geldin? " dedim suratsız ve atarlı giderleri hallerimle.  " sus bi kızım uykudan Uyandık heralde.  Otur şurayada başla anlatmaya uykumdan kaldırıp beni buraya niye çağırdın " dedi.  Ne cavap vereceğimi bilemedim. O dün ki sarı lalelerin hesabını soracaktım.  Onun kıskanmış gibi görünmek istemiyordum bu yuzden konuyu saptırdım.  " hiç ya sıkıldım öylesine çağırdım. " dedim yalan söyleyerek.  Ayaz kafasını sallayıp gülümseyerek deniz'i seyretti.  Bense onun kahve bakışlarını seyrettim..

   Uzun bir süre ikimizde sessiz kaldık. Konuşmadık,  konuşamadık.  Uzun süren sessizliği bozarak Ayaz' a bir soru yönelttim.  "Dün gece seni pencereden dışarıyı seyrederken gördüm.  " dedim gözlerine bakarken.  " eee" dedi lafımın nereye gideceğini merak ederek.  " bir demet sarı laleler alıyordun. " dedim denize dogru bakarken.  " gecenin bir yarısı elinde sarı lalelerle nereye gidiyordun? " dedim bu kez gözlerimi gözlerine çevirerek.  " Anneme,  anneme gidiyordum. " dedi titreyen sesiyle.  " Annen nerede ki,  beraber yaşamıyor musunuz? " dememle Ayaz başladı anlatmaya.  " Annem 3 yıl önce vefat etti.  Onun mezarına gidiyordum. " dedi yanağından yaşlar süzülerek.  "Sarı laleleri çok severdi. Gece uyurken ansızın rüyama girdi. Beni Özlediğini fark ettim ve giyinip kuşanıp bir demet sarı laleler alıp yanına gittim. Süslenip gittim yanına çünkü beni iyi görmeliydi. Kötü olmama dayanamaz eminim.. Toprağını avuçladım,  yanında uyudum. " dedi ve gözlerimden yaşlar süzüldü. Kendime hakim olmayı geç göz yaşlarımı bile durduramıyordum. Ayaz elini uzatıp yanaklarımdan süzülen göz yaşlarımı sildi. Ve ağlamamı istemeyerek sakin bir şekilde " Ağlama! bak ben alıştım,  ona öldü demiyorum çünkü o hep yanımda,  biliyorum. Şu anda bile yanımda.." dedi tebessüm ederek.  Dayanamayıp bu kez ben  başladım anlatmaya.  " biliyor musun benimde bir annem yok.  Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum o sadece kendime özgü yarattığım bir anne figürü gibi hafızalarımda.  Yıllar önce beni,  bizi terk etti.  Babam ise ayda bir kez gelir bir miktar para bırakır gider.  12 yaşımdan beri bana hem annelik hem babalık yapan bir abim var. " dedim.  Ağlamayı bırakıp bende Ayaz gibi tebessüm ettim bu defa.  Ayaz' a dayanamayıp sarıldım.  Oda sarılmama karşılık verdi. Babasından bahsetmemişti. Eminim oda benim gibi babasından nefret ediyordu.  O anlatmadan sormak istemiyordum. Şu anda sadece ona ve acılarına sarılmak istiyordum.  "Acılarımız aynı güzelim. " dedi gülümseyerek.  "Acılarımız Ortak. " dedim dedigine karşılık vererek... Bugün yüreğimiz elmizde birbirimize ortak acılarımızı anlatmıştık.  Bünye alışmış olmalı ki bu duruma çok da üzülmüyorduk. Sadece ufak tebessümler ediyorduk. Gülüşlerimizde acılar saklanıyordu.  Acına ortağım asi çocuk,  yaralarına yarabandı olmaya geldim....

       Evet bir bölümün daha sonuna geldikkkk
       Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere Esen kalın
       Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin sizleri seviyorumm :)))

Deniz KıyısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin