Yine kâbusla gecen bir gecenin ardından masanın başında oturup sigarasını içiyordu Leyla. Her sabah olduğu gibi yine önceki gece gördüğü kâbusu düşünüyordu. Yaklaşık iki yıldır aynı kâbus. Her gece, ama her gece. İlk zamanlar gördüğü kâbusların etkisinde kalıyor ve sabah birkaç saat kendine gelemiyordu. Ama artık alışmıştı. Her gece aynı kâbusu görse bile artık tek düşündüğü bu kâbusların sebebiydi. Neden? Neden hergece rüyasında birilerinden kaçıyordu. Neydi bunun anlamı. "Neden Allah'ım neden" diyerek derin nefes aldığı anda Tarık gelip dibine oturdu. Ve sıkıca ellerini tuttu.
- Bak Leyla ne olursa olsun ben yanındayım. Birlikte aşıcaz bu durumu. Tamam mı? Güven bana yanındayım ben.
- Tarık ben.. Ben çok korkuyorum. Güneşin batmasından, akşam olmasından, uyumaktan...
- Korkma bitanem. İnançla sabırla tedavinin bitmesini beklicez. Sonra herşey..
- Ne tedavisi Tarık. Hangi tedaviden bahsediyorsun. Doktor her seferinde aynı şeyleri anlatıyor. Yok psikolojim bozuk yok uyku düzeni bozukluğu falan filan. Bide tutuşturuyor elime ilaçları bütün gün evde sersem sersem geziyorum. Tarık benim sorunum gündüzlerle değil. Gecelerle. Hatta kâbuslarla.
- Hayatım geç kalıyorum. Bunları yarın kendisine anlat. Gerekirse başka yerlere gideriz. Dedi ve bir öpücük kondurdu karısına
- Çok iyi olur bencede ..!
Ve yine evde bir başınaydı. Ayağa kalkıp haplarını almak için dolabı açtı. Avuçlarına aldığı hapları söylenerek bir köşeye fırlattı. Sonra kızının yanına gidip saatlerce mışıl mışıl uyuyan bebeğini seyretti. Öptü okşadı sevdi. Hafızasını her ne kadar zorlasa da kendi annesini hatırlamıyordu. Yüzünü, sesini, şefkatini hiçbirşeyini... Babası annesinin yokluğunu hissettirmemeye gayret etse bile, Leyla'nın hep bir tarafı yarımdı.
Sürekli babasını arayıp annesini sorardı. Gördüğü yaşadığı ama hiçbirşeyini hatırlamadığı annesini saatlerce dinliyordu. Babasıda her seferinde usanmadan anlatıyordu. Her seferinde gözyaşlarını tutamıyordu. Bir an. Sadece bir anı hatırlamak için dua ediyordu.
Tüm gün uyumamak için kendini oyaladı. Kızıyla oynadı temizlik yaptı. Akşam saatleri yaklaştıkça içini yine korku sarıyordu. Toprak'ı akşam üzeri uyutup hızlıca köşedeki büfeye gitti. Sırasını beklerken tezgâhtar ve ayyaş müşterinin diyaloğu ilgisini çekti.
- Ya abi eksik olma en iyi müşterim sensin ama hergün hergün nasıl içiyorsun bu kadar birayı
- inan zevk verdiğinden değil. Bi yandan ağrılat bi yandan dertler. Sırf rahat rahat uyumak için içiyorum. Hadi eyvallah.
Dedi ve çıktı. Çıktı gitti ama Leyla'nın kulaklarında hâla sesi vardı. Rahat rahat uyumak! Gerçekten doğrumuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÂBUS
ActionLeyla evlendikten sonra her gece kâbuslar görmeye başlar. Ve günler geçtikçe gördüğü kâbusların artması Leyla'nın gecesini gündüze karıştırmakla beraber psikolojisinide alt üst eder. Doktorlar bu durumun geçmişte yaşanmış bir olaydan dolayı olmasını...